BIST9.645,79 %1.00
USD34.5781%0,04
EURO36,2671 %0.67
ALTIN2.968,07 %-1.24
Gündem

İmar Yasasına Takılanlar Derneğinin Faaliyetleri

İmar Yasasına Takılanlar Derneği ve üyeleri olarak 2018 yılında çıkartılan İmar Barışı ve 5216 Sayılı Büyük Şehir Yasası uygulanmasından sonra ortaya çıkan sorunları ve çözüm önerilerini yetkililere iletmek, bu alanda mağduriyetlerin giderilmesi konusunda yeni bir yasal düzenlemenin çıkması noktasında çalışmalar yürütmekteyiz.

Abone OlGoogle News
25 Kasım 2024 10:25

Yapı Kayıt Mağduriyeti nedir?

Belediyeler veya idare tarafından yıllardır yapıl(a)mayan imar planları nedeni ile özellikle ailelerin genişlemesi ve Büyükşehirlere doğru artan nüfus sebebi ile vatandaşlar kendi tapulu mülkü üzerine barınma amaçlı yapılar yapmışlardır. 2018 yılında çıkartılan İmar Barışı yasası ile de E-Devlet üzerinden başvurularını yapan vatandaşlar, kendilerine tahakkuk ettirilen ücreti de yatırdıktan sonra 1 hafta gibi çok kısa süre içerisinde hiçbir denetleme yapmadan Yapı Kayıt belgeleri yine E-Devlet üzerinden kendilerine verilmiştir. Bir yıl aradan sonra günümüze kadar hala yapı kayıt belgeleri güncel olmayan uydu görüntüleri başta olmak üzere çeşitli nedenler ile iptal edilmektedir.

2018 Yılından önce yapılan yapılar, kat irtifakı yada kat mülkiyeti olmaması durumunda belediyeler tarafından kaçak yapı sınıfında değerlendirme yapılabilir. Belediye tarafından tespit yada komşu şikayetleri ile yapılan şikayetler sonucunda 10 yıllık, 20 yıllık yapılar için bile bugün belediyeler ağır idari para cezaları kesebilir. Tam da burada 2018 yılında çıkan yasanın tam da anlatılamadığı, elektrik, su, doğalgaz vb. hizmetler almış olan yapılar için vatandaş başvuru yapmamıştır. İleride oluşacak bir şikayet veya kentsel dönüşüm esnasında çok büyük hak kayıpları, mülk sorunları yaşanacaktır.

“2017 sonrası yapılar için vatandaş mağdur edildi”

Kanunda açıkça belirtilmediği için 2017 Yılı sonrasındaki yapıları içinde yapı kayıt belgesi alan vatandaşların aboneliklerini yaptırıp o yapılarda yaşamaya başladığını ancak 3-4 yıl sonra uydudan kontrol edildiğinde yapı gözükmediği için belgesinin iptal edildiğini anlatan Hacıoğlu, bu nedenle vatandaşların mağdur olduğunu söyledi. Hacıoğlu, “Vatandaş yıkım, ağır para cezası ve hapis ile yargılandı. Mütaahitin yapı kayıt belgesi ile kat mülkiyeti ile sattığı daireyi alan vatandaş, belgenin iptali ile abonelikleri iptal edilip yıkım riski ile karşılaştı. Yapı kayıt belgesi iptal edilen evlerin, yıkım işlemleri devam ediyor. Beyana göre verdiği yapı kayıt belgelerinin 3-4 yıl sonra sadece uydu görüntüsü ile kontrol edilerek iptal edilmesi vatandaşın mağdur edilmesi anlamına geldiğinden, yıkımların yeni bir düzenlemeye kadar acilen durdurulmasını ve bir düzenleme yapılarak bu mağduriyetin önlenmesini talep ediyoruz” dedi.

Sağlam Yapı Stokunu ve Milli Serveti Korumak

Dünya ve ülkemizdeki ekonomik krizlerin tam ortasında, artan kira, ev, inşaat malzemesi fiyatları toplumsal huzursuzluk konusu olmakta, kiracılar-ev sahipleri, birbirlerini öldürmeye teşebbüs etmekte, milyonlarca TL ev fiyatları, binlerce TL ev kiraları insanları patlama noktasına getirmiştir. Bu şartlarda, bir kişinin ruhsatsız diye köyündeki 1 katlı sağlam evini yıkmak demek, onun şehirlerde potansiyel bir “sözde ruhsatlı” apartman dairesi kiracısı yada müşterisi olması demektir. Bu da göçün, kira ve ev fiyatlarının, kavgaların artması demektir. Depremlerde kaçıp sığınacak yerimizin olmaması demektir. Mutsuz evsiz vatandaşlar demektir. Milli ve bireysel servetin yok olması demektir. Yani bindiğimiz dalı kesmek demektir.

Ruhsatsız diye tüm evleri yıkmak çözüm değildir, ÖZEL MÜLK ÜZERİNDEKİ BU EVLERİ SAĞLAMSA, “BİNA KİMLİK BELGESİ” İLE KAYIT ALTINA ALARAK TOPLUMA VE EKONOMİYE KAZANDIRMAK KUŞKUSUZ EN MANTIKLI ÇÖZÜMDÜR. Bu şekilde devlet, HEM KONUT SORUNA OLUMLU BİR KATKI YAPACAK, HEM SAĞLAM YAPI STOKUNU VE MİLLİ SERVETİ KORUYACAK HEM DE VERGİ VE YAPI KAYIT ÜCRETLERİ İLE DEVLET EKONOMİSİNE MİLYARLARCA LİRA KATKI SAĞLAYIP TOPLUMSAL HUZURU TESİS EDECEKTİR.

Anayasa Mahkemesinin 2023/74 Nolu Kararı

2018 Yılında çıkartılan İmar Barışı yasasına göre ‘Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır’ ifadesi mevcuttur. Danıştay 6. Dairesinde Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslara dair tebliğin iptali istemiyle açılan davada, Daire, dava konusu tebliğin dayanağı Geçici 16. Maddenin 10. fıkrasının 3. cümlesini Anayasaya aykırı görerek Anayasa Mahkemesine başvurmuş, bunun üzerine Anayasa Mahkemesince 23 Temmuz 2024 tarihli ve 2023/74 esas sayılı kararıyla “Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır.” cümlesi iptal edilmiştir. Buradan anlıyoruz ki 2018 yılında çıkartılan İmar Barışı yasası sakat doğmuş ve barış olmaktan uzak, milyonlarca vatandaşa zulüm olmuştur ve afet riski gözetilerek tekrardan gözden geçirilmeli ve güncellemelidir.

Mağdurların talebi yeni düzenleme

Devletin vatandaşının beyanını başvuru aşamasında ya da hemen ardından kontrol etme sorumluluğu olduğunu ifade eden Hacıoğlu, kırsal alanlardaki büyükşehir yasası nedeniyle, imar kanunu aykırı yapıların, bu yasada düzenleme yaparak düzenleme öncesine dönülmesini de beklediklerini söyledi. Hacıoğlu, “Büyükşehir yasasından önce köylerde insanlar arazilerine 1 ya da 2 katlı evler yapmıştı, bu evlerin tamamı artık ruhsatsız yapı konumunda. Bunun da bir mağduriyet yarattığını düşünüyoruz” dedi.

“Depreme dayanıklı yapılara kayıt belgesi verilmeli”

Devletin vatandaşını afet risklerine karşı korumakla yükümlü olduğundan, ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapılara, afet riski incelmesi yapılmak şartıyla yeniden yapı kayıt belgesi verilmesini istediklerini söyleyen Hacıoğlu, “Önceden verilmiş hapis, para ve yıkım cezalarının iptal edilmesini istiyoruz. 3194 sayılı imar kanunda yapılacak düzenleme ile plansız alanlarda 1-2 katlı, 200 metrekareyi geçmeyen barınma amaçlı ev yapılması önündeki engellerin kaldırılmasını da talep ediyoruz” diye konuştu.

“Kentsel dönüşüme bütçe yaratılacak”

Ülkemizde pandemi sonrası konut açığı sorunu oluştuğunu, afet riski olmayan yapıların kontrol edilerek ekonomiye kazandırılması ile depreme dayanıklı yapı stoğunun artılmış olacağını vurgulayan Hacığlu, “Ülkemizde yaklaşık 3 milyon yapının kontrol edilmesi ile hazineye önemli katkı sağlanacak, bu katkı ile kentsel dönüşüme bütçe yaratılmış olacaktır” dedi.

Devletten ne talep ediyorlar? 

1- Yıkımlar yeni bir düzenlemeye kadar acilen durdurulmalı,

2-Kırsal alanlardaki büyükşehir yasası nedeniyle, imar kanunu aykırı yapıların, bu yasada düzenleme yaparak düzenleme öncesine dönülmeli,

3-Ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapılara, afet riski incelmesi ile yeniden yapı kayıt belgesi verilmeli

4- Verilen hapis, para ve yıkım cezaları iptal edilmeli,

5- 3194 sayılı imar kanunda yapılacak düzenleme ile plansız alanlarda 1-2 katlı, 200m2 geçmeyen barınma amaçlı ev yapılması önündeki engeller kaldırılmalı

Düzenlemenin faydaları ne olacak?

1-Ülkemizde pandemi sonrası, konut sorunu açığı oluşmuştur, afet riski olmayan yapıların kontrol edilerek ekonomiye kazandırılması ile depreme dayanıklı yapı stoğu artmış olacak.

2-Ülkemizde yaklaşık 5 milyon yapının kontrol edilmesi ile hazineye önemli katkı - sağlanmış, bu katkı ile kentsel dönüşüme bütçe elde edilmiş olacak.

3 -Ruhsatsız yapıların tamamının yıkılması halinde, kiralık evlerin fiyatı daha da artacağından yeni mağduriyetler ve toplumsal sorunlar gündeme gelecektir.

Yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.600 karakter kaldı
×

Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir.
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde akittv.com.tr’nin görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır.
Yazılanlardan akittv.com.tr sorumlu tutulamaz.

0 Yorumlar
  • Yeniden eskiye
  • Eskiden yeniye
  • Öne Çıkanlar