BIST9.079,97%3,10
USD32.4322%0.27
EURO35,0059%-0.03
ALTIN2.325,58%0.22

Yaşamak mı, “yuvarlanıp gitmek” mi?

Yavuz Bahadıroğlu

Abone OlGoogle News
29 Haziran 2020 11:31

Şahsen kavga etmeyi hiç sevmem...

Dalaştan asla hazzetmem...

Ama “teslimiyetçilik”ten de nefret ederim!

Ne olursa olsun, insan haysiyetiyle yaşamalı.

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde dev boyutlarda bir dişlek varmış...

Köy köy dolaşıp yakaladıklarının dişlerini sökermiş...

Bunu duyan bazı köyler “hele bir gelsin düşünürüz” tembelliğiyle yan gelip yatmışlar...

Başka bazı köyler birleşip Dişlek’le dişe diş mücadeleye karar vermişler...

Bir köy de “Dişlek gelir de dişlerimizi çekerse çok acıtır, iyisi mi o gelmeden önce dişlerimizi usulüne uygun biçimde çektirelim” diyerek dişçilerin yolunu tutmuşlar.

Gelin görün ki, Dişlek, o köye hiçbir zaman uğramamış, köylüler bir söylenti belâsına durduk yerde dişsiz kalmışlar.

Ârife tarif gerekmez derler. Kıssadan hisse alma yeteneği olanlar alır.

Olmazsa bilenler bilmeyenlere anlatır…

Çünkü bilmek ve anlamak konusunda da derin endişelerim var. Bilme bahsinde o kadar gerilerdeyiz ki, bazılarımız hayatın farkına varamadan hayatı bitiriyor. Kendimizi eğitip hayatı algılar hale gelelim dediğim zaman ise, vakitsizlikten, parasızlıktan şikâyetler başlıyor.

Zaten en iyi yaptığımız işlerden biri durumdan şikâyet etmektir...

Parasızlıktan şikâyet,

Eğitim sisteminden şikâyet,

Sağlık sisteminden şikâyet,

İşsizlikten şikâyet,

Ekonomiden şikâyet,

Politikacılardan şikâyet,

Baskılardan şikâyet,

Evlilikten şikâyet,

Bekârlıktan şikâyet,

Çoluk çocuktan şikâyet,

Televizyon programlarından şikâyet,

Komşulardan şikâyet,

Politik ve sosyal bölünmelerden şikâyet,

Maskeden şikâyet…

Hayatımız yakınmayla geçiyor desem yeri. Fakat kendimiz, şikâyetçi olunmayacak bir insan haline dönüşmek için kılımızı kıpırdatmıyoruz. Başkalarını doğrultmaya, düzeltmeye kalkıyoruz, ama kendimiz olduğumuz yerde duruyoruz.

Ne öğrenme cehdi, ne kâinatı kavrama derdi, ne inanç manzumemizin derununa inme merakı; varsa yoksa güncel olaylarda yuvarlanıp gitmek...

“Ne yapıyorsunuz, efendim?”

“Yuvarlanıp gidiyoruz işte!”

Hayatı tüm evreleriyle kavramak gibi bir derdi olmayan, olayları, fikirleri algılamak gibi bir tasa taşımayan insan, yaradılış hikmetine uygun bir insanî boyut geliştirip şuur planında zaten yaşayamaz.

Ya ne yapar?..

Tekerlemedeki gibi, yuvarlanıp gider.

Bari iyi yuvarlanmalar!

Yavuz Bahadıroğlu

Akit TV köşe yazarı