BIST9.716,77%-0,05
USD32.4814%-0.26
EURO34,9461%0.27
ALTIN2.436,99%0.57

Yunanistan ve Fransa sopa istiyor

Sabri Balaman

Abone OlGoogle News
01 Eylül 2020 09:23

Yunanistan ile Türkiye arasında tırmanan anlaşmazlık, hızla askerileşirken NATO müttefikleri arasında çatışma riski de artıyor.

Fransa’nın desteklemesi ile ‘tutmayın küçük enişteyi’ moduna bürünen Yunanistan, dün de Antalya’ya 2 km uzaklıktaki Meis adasına asker çıkardı.

Yunanistan ve Fransa’yı, Türkiye karşısında bu kadar agresifleştiren ise tarihten gelen gerilimin, güçlenmiş Türkiye karşısında bir hesaplaşmaya dönüşmesinden kaynaklanıyor.

199 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu’ndan bağımsızlığını kazanan Yunanistan; Lübnan, Kuzey Afrika, Suriye ve Ermenistan’ın Osmanlı İmparatorluğu’ndan kopmasında İngilizlerle ittifak etmişti; ki bugün de diplomatik davranışlarına aynı kini yansıtıyor.

Bunun yanında sömürgeci Fransa da 2020 Türkiye’sine güç geçiremiyor.

Son 10 yılda yaşanan çatışma bölgelerine baktığımızda Fransa’nın sömürgelerini veya ekonomik ilişkileri olan ülkeleri bir şekilde elinden kaçırdığını görüyoruz.

Suriye, İran, Ermenistan, Kuzey Afrika, Mali bir şekilde can çekişiyor. Yani Fransa’ya sömürecek bir şey kalmıyor.

Macron, geçen yıl NATO ittifakının “beyin ölümü»nü ilan ettikten sonra Paris, Libya’da Türkiye ile olası bir çatışmada Kahire’ye desteğini açıkladı. Daha sonra Fransız donanması geçtiğimiz ay Akdeniz’de Mısır savaş gemileriyle “düşman güçlere karşı savaş misyonlarına hazırlık amacıyla” ortak deniz eğitimi tatbikatları gerçekleştirdi.

Fransa, bu gerilimi artırarak öncelikle kurmaya çalıştığı Avrupa Ordusu (PESCO)’nun gereksinimi için Rus ve Türk karşıtlığından bir düşman oluşturmaya çalışıyor. Ayrıca AB’den ayrılmış İngiltere’den oluşan boşluğu doldurarak Almanya’yı da yanına çekmeye çalışıyor.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun geçtiğimiz salı günü yaptığı açıklamada Yunanistan’ı “yaramazlık yapmayı bırakması” ve çatışmaya yol açabilecek kırmızı çizgiler konusunda uyardı.

Ancak Yunanistan, müzakereleri kıta sahanlığı ve buna bağlı olarak Doğu Akdeniz’deki enerji haklarını sınırlamak ve Ege’de Rumların yaşadığı adaların durumu gibi diğer Türk şikayetlerine boş bir sayfa açmak istemiyor.

Avrupa Konseyi başkanı Charles Michel, 24 Eylül’de yapılacak liderler zirvesinde tartışılacağını söylerken, dışişleri bakanlarının Berlin’de yaptırım veya teşvik kararları alması beklenmiyor.

Yani Fransa ve Macron’un siyasetini tüm AB ülkeleri görüyor. Bu yüzden de aradığı desteği bir türlü bulamıyor. Nitekim ABD, Rusya, İngiltere mesafeli davranırken; Almanya ise diplomatik çıkışlar dışında bir etki de bulunmak istemiyor.

Çünkü önümüzdeki yıl Fransa’da seçim var. Fransa milliyetçiliği üzerinden Macron, yerlerde sürünen kamuoyunu desteğini artırmak ve mümkünse Türkiye’ye ekonomik olarak zarar vermenin derdindedir.

Yunanistan ise kadim Türkiye düşmanlığı üzerinden BAE, Fransa, İsrail, Mısır ve Rum kesimiyle çeşitli ittifaklar kurmaya çalışsa da biliyor ki Yunanlılar için çevresinden savaşabilecek hiçbir ülke yok. Bu bağlamda Yunanlılar da kendi topraklarını ABD ve Fransa’ya açarak askeri üsler, hava ve deniz üsleri temin ederek Türkiye’nin çevrelenmesine en azından destek vermeye çalışıyor.

Ancak Washington, Yunanistan ve Kıbrıs’ı sessiz bir diplomasi ve Doğu Akdeniz’e bir uçak gemisi göndermek de dahil olmak üzere bir miktar askeri destekle desteklemesine rağmen, şimdi Almanya’nın krizi yönetmede başı çekmesine izin veriyor.

Aslında ABD, sınırlı bir Türk-Yunan savaşından yana… Çünkü Karadeniz’e açılmak ve Ege denizindeki enerji kaynaklarını kullanmak istemektedir. Bunun için de Lozan ve Montrö antlaşmalarının revize edilmesi veya lağv edilmesi gerekiyor.

Diplomatik açıdan milliyetçilikle bezenmiş Yunan toplumuna kabul ettiremeyeceklerinden; bir Türk tokadı ABD açısından fevkalade yerinde olabilir. Ancak Ruslar, bu siyasete karşı tepkili; Karadeniz’de bir ABD ve NATO varlığını hem Rusya hem de Türkiye istememektedir.

Fransa’nın durumu da Yunanistan’dan farklı değil; ABD, son 10 yılda Ortadoğu ve Afrika’daki 10’dan fazla Fransız sömürgesini perişan etti veya üzerine çöktü. Dolayısıyla küreselcilerin yüzü Macron, ABD’ye karşı bir cephe oluşturmak istiyor. Ancak çevresinde güçlü bir ülke neredeyse kalmadı. Bu yüzden de ABD’ye karşı Rus kartını oynamakla Fransa Amerikalıları tehdit ediyor.

Sonuç olarak Türkiye, jeo-stratejik ve tarihi misyonu 106 yıl sonra yeniden önem kazandı. 1. Dünya savaşı koşullarından çok daha yüksek kazanımlara ve birikime sahip.

Bugün Fransa, Yunanistan ve İtalya’nın denizden Libya’da komşusu oldu.ABD aslında Yunanistan ve Fransa’yı bir güzel Türkiye’ye sopalatmak istiyor ama Türkiye bağımsız bir siyaset izlediği için temkinli yaklaşıyor.

Yunanistan ve Fransa’nın provokatif eylemleri sürerse Türk ordusunu Atina ve Paris sokaklarında görmek uzak bir ihtimal olmayacaktır.

Vesselam…

Sabri Balaman

Akit TV köşe yazarı