Genç, dinamik, ağzı laf yapan bir isimdi..

“Gel bakalım Muharrem” dediler Tarkan’ın “atıl kurt” meselesindeki gibi, hiç tereddüt etmeden atıldı öne..

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı oldu.

Gece gündüz demeden çalıştı..

“Ben makam aracı olarak bisiklet kullanacağım” zırvasından tutun da başörtülü aile bireyleriyle poz vermelere kadar…

Yetmedi cigoş, zeybek, çaça, samba, vals ne varsa yaptı.

Oy getirecek bir sürü taktik denedi.

Bence şahane de bir performans sergiledi..

Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiği anlaşılınca kayboldu bir anda..

Ara ki Muharrem’i bulasın..

CHP ve yancıları “hile var YSK’ya yürüyoruz” açıklaması yapacaktı ama başkan adayı yoktu piyasada.

Birileri “içip sarhoş olduğu için kendinden geçti” yalanını attı ortaya.

Bir başkası, “karısını çocuğunu kaçırdılar” saçmalığını uydurdu.

İsmail Küçükkaya’ya mesaj atıp, “Adam kazandı” dedi..

Paranoyadan, provokasyondan, “bir darbe olsa da bizi başa getirseler” ahlaksızlığından beslenen zihniyeti şok etti.

Yetmedi..

Basın toplantısı düzenleyip, “ne versen yiyen kitle”ye gerçekleri anlattı.

“2 bin oy çalarlar bir şey olur, tamam sokaklara çıkalım ama açık ara bir durum var. Arada 10 milyon fark var arkadaşlar. Bunu kabul etmeyeceksin de neyi kabul edeceksin. Seçimin sonucunu kabul ediyorum, eğer bir yarışa girerken karşıdakini kutlayamıyorsanız girmeyeceksiniz” dedi.

“Siyaseti bırakacak mısınız?” sorusuna, “41 sene sonra CHP’ye 30 barajını aştıran bir Muharrem İnce siyasetten silinir mi?” cevabını verdi.

İşte o açıklamadan sonra “İnce seçimi kaybetti ama CHP’nin başına geçecek” dediler.

İşte o dakikadan sonra Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanlarının en iyi yaptığı şeyi yapmaya başladı.

İşte o dakikadan sonra koltuğu korumaya almak için delege yapısına odaklanıldı.

CHP yandaşlığı yapmayan, dürüst (!) yazar çizer takımı, “Muharrem Beştepe’de gizli görüşme yaptı” yalanı da ortaya attı.

İnce pasifize edildi.

41 sene sonra CHP’ye yüzde 30 barajını aşırtan Muharrem İnce’ye parti kurmaktan başka çare bırakmadılar..

Hafta başı planını açık etti.

Yaşamkent’te ofis açacağı, 81 il örgütlenmesini buradan yöneteceği belirtiliyor.

CHP’de ise büyük bir öfke hakim..

Kimisi “susup oturacaktı, parti disiplini bunu gerektirir, bölücülük yapıyor” dedi..

CHP İzmir İl Gençlik Kolları Başkanı Ozan Uyan daha da öteye taşıdı.

“CHP sayesinde bu memleketi yönetmeye aday olanlar kişisel menfaatleri sebebiyle yeni bir parti imasıyla bu onurlu bayrağa ihanet içerisinde olarak tarihte yerini hain olarak alacaklardır” ifadelerini kullandı.

Ahmet Davutoğlu Gelecek Partisini kurunca çok keyifliydiler oysa..

Ali Babacan DEVA deyince zevkten dört köşe olmuşlardı..

AK Partililerin eleştirilerine karşı, “beyler saygılı olun demokrasinin gereği bu” diyorlardı..

Eh..

Şimdi sakin olma sırası sizde..

“Ne bölücülüğü kardeşim, adam seçme ve seçilme hakkını etkin şekilde kullanmak için bir siyasi parti kurmaya karar vermiş” diyordunuz ya..

İnce de böyle yapmış, seçme ve seçilme hakkını etkin şekilde kullanıyor işte.

Nedir bu hazımsızlığınız, azıcık demokrasiye saygılı oluverin.

Demokrasinin gereği bu değil mi?

AK Parti ve Cumhur İttifakının “50+1’inden ne kırparsak kârdır” diyenler, eldeki yüzde 48’i bile kaybetme korkusu yaşıyor.

Sayın Kılıçdaroğlu demokrasiyi içselleştirmiş bir siyasetçi..

Akşener’e yaptığı bir güzellik vardı..

DEVA’ya ve Gelecek Partisi’ne de hediye etmeyi düşündüğü kiralık vekillerin bir kısmını Muharrem İnce’ye yönlendirebilir.

Fena mı olur?

Mecliste Erdoğan karşıtı bir parti daha olmuş olur.

Hani “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” derler ya..

Durum tam da öyle oluyor gibi.

AK Parti’yi böleceklerdi kendileri bölünüyorlar..

İnce’yi de zor bir süreç bekliyor.

5 benzemezi bir araya getiren, AK Parti’yi bölmek için her türlü çirkinliği göze alan, 50+1’i kırpmak için var gücüyle yüklenen gücün, İnce’ye karşı da sağlam bir çalışma içine girdiği söyleniyor..

Bekleyip görelim..

Selâmetle..