BIST9.722,09%0,80
USD32.5719%0.01
EURO34,9113%0.17
ALTIN2.427,28%0.17

Katil belli, ya suç ortakları?

Murat Alan

Abone OlGoogle News
30 Ağustos 2019 07:32

Kadın cinayetleri ve aile içi şiddet vakalarında ciddi bir artış var..

Halbuki bu vakaları önlemek için müthiş yasalarımız var..

Batıda bile olmayan düzenlemelerimiz var..

İsviçre ötesinde yönetmeliklerimiz var..

ABD ve Kanada’nın dahi “ben bunu imzalamam” dediği sözleşmelerimiz var..

Panik butonu..

Evden uzaklaştırma..

Polis koruması..

Sığınma evleri..

6284 ve dahası..

Yukarıda saydığımız bütün bu aygıt, alet, edevata rağmen, neden kadın cinayetleri artıyor?

Neden aile içi şiddet tırmanıyor?

Neden kadınlar öldürülüyor.?

Bir sakatlık yok mu bu işte?

Bir yerlerde hata yapmıyor muyuz?

Akit Medya Grubu son 3 yılda sayısız manşet, sürmanşet attı bu mesele ile ilgili..

Nerede sorun?

Dışişleri Bakanlığının internet sitesinde bir ipucu var..

 “Türkiye’de Kadın Hakları Alanında Kaydedilen Gelişmeler” başlıklı uzunca bir makale..

Sivil toplum örgütlerinin beklentileri doğrultusunda kadının toplumsal ve sosyal statüsünü daha da güçlendiren düzenlemelere yer veren yeni Türk Ceza Kanunu TBMM Genel Kurulu tarafından 26 Eylül 2004 tarihinde TBMM’de kabul edilerek, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir” deniliyor..

Bu bölümü hafıza da tutalım!.

Bianet’te yayınlanan 2005 tarihli bir habere geçelim..

Dışişleri Bakanlığının makalesinde bahsedilen yasanın yürürlüğe girdiği hafta yayınlanmış..

Başlığı “Kadınlar TCK’da Kazandı Şimdi İzleyecekler”

Yasa kadın cinayetlerini, şiddeti önleyecekmiş..

Dışişleri Bakanlığının internet sitesinde ne deniliyordu?

“Sivil toplum örgütlerinin beklentileri doğrultusunda…”

Haberde, o sivil toplum örgütlerinin isimleri de veriliyor..

Çatı örgüt ‘TCK Kadın Platformu’

Bileşenleri:

Ankaralı Feministler..

Lambdaistanbul Eşcinsel Sivil Toplum Girişimi..

Mor Çatı kadın Sığınağı Vakfı..

Kaos GL..

Türk Kadınlar Birliği..

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi..

Ve sıkı durun..

Recme Karşı Uluslararası Komite Türkiye Temsilciliği..

Biri de demiyor ki, “Yahu Türkiye’de recmedilen biri mi var?”

TCK’da böyle bir cezalandırma yöntemi mi var?

Hangi gerekçeyle Türkiye’de böyle bir STK faaliyet gösterebilir?

Sadece bir örnek bu!..

Bunun gibi yüzlerce örnek verebilirim..

Kadın, aile ve çocukla ilgili yasalarımız bu kafaların görüşleri doğrultusunda evrim geçirdi..

Erkek düşmanı, sapkın, bir cinsiyetin üstünlüğünü ya da cinsiyetsizliği savunan hastalıklı anlayışın dayatmasına boyun eğildi.

Binlerce yılın birikimiyle şekillenen, İslam ile harmanlanan aile yapımız, örfümüz, geleneklerimiz dikkate alınmadı.

Aile yapımızı, kadın ve erkeğin beşeri hayattaki rolünü güvence altına alan kanunlar, bu kafaların çalıştayları, taslakları, hazırlıkları dikkate alınarak yenilenemez..

“Yok biz yenileriz” derseniz geleceğimiz nokta bu olur.

Bırakın şiddeti önlemeyi, aksine yaygınlaştırmış olursunuz..

Medya grubumuzun istikametindeki haklılığı rakamlar da teyit ediyor..

2005’ten bu yana kadın cinayetlerinde sürekli bir artış var..

Bahsi geçen dernek ve vakıfların algı operasyonlarıyla çıkartılan yasaların tamamı şiddeti ve cinayeti arttırmış..

Örneğin 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi..

Yürürlüğe girdikleri tarihten bugüne rakamlar katlanarak devam etmiş..

Emniyet raporlarına dayandırılan istatistiklere göre 6284’ün yürürlükte olmadığı 2011 yılında cinayete kurban giden kadın sayısı 121’di.

6284’ün aile yıkıcı hükümlerinin uygulandığı ilk yıl olan 2012’de vaka sayısı yaklaşık iki katına çıktı ve tam 210 kadın cinayete maruz kaldı. 

Bu rakam 2013’te 237’ye yükseldi. 

Yasanın 3. yılı olan 2014’te 294 kadın katledildi. 

2015 yılında ise 303 kadın hayata gözlerini yumdu. 

2016’da, 2011’e oranla cinayet vakası neredeyse 3 katına çıktı 328 kadın cinayeti işlendi.

2017’de 409 kadın cinayete kurban gitti.

2018 yılında ise 440 kadın öldürüldü.

2019 henüz belli değil.

Bu yasaların kadın cinayetlerini önlemek yerine arttırdığını anlamak için daha kaç Emine Bulut’un ölmesi gerekiyor?

Sözcü, Cumhuriyet, FOX tarafından eleştirilmeyen ve hatta desteklenen bir kanun, sapkın platformların “zafer” olarak nitelendirdiği düzenlemelerden bir fayda beklenebilir mi? 

Bu gerçeklere kulak tıkayanlar, başlarını kuma gömmeye devam edebilir.

Bu hakları mevcut..

Ama yarın, çok geç olduğunda “eyvahhhh!” deme hakları yok..

Bu da böyle biline..

Selametle.. 

Murat Alan

Akit TV köşe yazarı