Ekrem İmamoğlu’nun işten çıkardığı yüzlerce emekçi, günlerdir CHP İl Başkanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde eylem yapıyor..

Son katılımcıları da İSMEK öğretmenleri..

Kıyım sırası onlara geldi..

Çocuklarını terör örgütü PKK ve legal sahada faaliyet gösteren uzantısına kaptıran analar da, HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde nöbette..

“Evlat nöbeti” ve “ekmek nöbeti” CHP’yle ortağı HDP’yi bunaltmış durumda..

Nasıl bunaltmasın ki..

“Analar Ağlamasın”, “barış”, “kardeşlik” gibi evrensel değerlerin üstünde tepinen HDP, sözde hakkını savunduğu Kürt analarını ağlatırken enselendi..

Yıllarca emek edebiyatı yapan CHP’de de durum pek farklı değil..

İşçilerin hakkı hukuku üzerinden rant devşiren..

Hatta sendika ağaları vasıtasıyla sömürdüğü emekçileri, siyasi hasımlarına karşı baskı aracı olarak kullanan CHP’de yakalandı..

“Emek”, “iş”, “aş”, “eşitlik” sloganlarını dilinden düşürmeyenlerin, koltuğu kapar kapmaz emekçi düşmanlığına soyunduğu gün gibi ortaya çıktı..

Şapka düştü kel göründü..

AK Parti Hükümetini devirmek için kader ortaklığı yapan düşman kardeşlerin, rantını yedikleri değerleri nasıl ayaklar altına aldıklarını anlamış olduk..

Hoş biz zaten biliyorduk da, nezaket icabı 1. çoğul şahısa bağlama ihtiyacı hissettik.. 

Peki, her iki parti de böylesine köşeye sıkışmışken ne oldu dersiniz?

Türkçe yayın yapan Alman, İngiliz ve Fransız haber ajansları son dakika geçmeye başladı..

Haber şu: “AKP İl Başkanlığı önünde oturma eylemi..”

Aha!..

Ne alaka?

Oturanlar kim?

Bir sürü soru akla geliyor değil mi?

Devamında onu da izah etmişler..

“Tutuklu askeri okul öğrencilerinin anneleri AKP binaları önünde eylem yapıyor..”

Hemen peşinden bir haber daha..

“KHK’lılar da nöbete destek verecek..”

Allah Allah..

İşe bakın!..

Zamanlamaya bakın hele..

Bir dönem gurbetçilere Almanca dayatan, AK Parti iktidara gelince çark edip Türkçe öğrenen Alman ajansı DW de başrolde..

Hani FETÖ’cülerin ağababalarına kucak açan, Zekeriya Öz’ü himaye eden Almanya’nın yayın organı..

Onun altını da çizelim!

AK Parti İstanbul İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yapmaya niyetlenenlere tek tek mikrofon tutuluyor..

Bir hanım konuşuyor..

“Onlarınki çocuksa, bizimkiler de çocuk. Onlar hakkını arıyorsa, ben de arıyorum.”

“İyi de çocuğunun beynini devlet mi yıkayıp FETÖ’ye kazandırdı” diye soran yok.

Biz soralım o zaman..

Bacım, çocuğunun hakkını aramak için AK Parti İl Başkanlığına değil, Pensilvanya’ya gitmen gerekmez mi? 

Diyarbakır anneleri nerede eylem yapıyor?

Sağ yakalanan evlatlarını tutuklayan mahkemenin önünde mi?

Mehmetçiğe kurşun sıkarken etkisiz hale getirildi ise Genelkurmay’da mı eylem yapıyorlar?

“Evlatlarımızı bunlar dağa kaçırdı” deyip HDP önünde eylem yapıyor..

Evlatlarınızı(n beyinlerini) kaçıran kim ise, gidip orada eylem yapmanız gerekmez mi?

 “Allah belanı versin FETÖ, çocuklarımızı hayır işi diyerek devşirip kirli emellerine alet ettin” diyecekseniz, biz de gelip eyleminize destek verelim..

Aksi takdirde “bunun FETÖ’nün bir eylemi” olduğu düşüncesi hasıl olur.

Aksi takdirde, “FETÖ’nün PKK’ya can simidi” olarak yorumlanır..

Aksi takdirde “FETÖ evlat nöbetlerini sulandırmak istiyor” denir..

Ki, FETÖ’nün bu konudaki sicili ziyadesiyle kabarıktır..

Ki, FETÖ bu konuda çok mahirdir..

Ki, arşivler buna şahittir..

Zira 28 Şubat dönemini hatırlayalım..

Başörtüsü direnişine en büyük zararı, Nur Serter’in ikna odaları vermedi..

Fetullah Gülen’in 95 yılında Hürriyet’e verdiği röportajda kullandığı “başörtüsü füruattır” ifadesi verdi..

Başörtü eylemlerinin en yoğun yaşandığı o günlerde yasakçılar hep bu argümanı kullandı..

Dün başörtüsü direnişini kırmak için aparat olarak kullanılanlar, bugün de CHP ve HDP önündeki nöbetleri itibarsızlaştırmak için kullanılıyor olabilir..

Selametle..