Erdoğan’ın gözlerindeki öfke!..
Murat Alan
Hafta içi 3 gün yoktum..
Manşetlerin Dili’nde Ali İhsan ağabeyve Yusuf Ozan Demir’in mükemmel moderatörlüğünde malum medyanın iftira ve yalanları ifşa edildi.
Biz de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suudi Arabistan ve Azerbaycan programını Akit Medya Grubu adına takip ettik.
Dün gazetemizde o röportajı okudunuz..
Ben size yazılmayan bölümlerini, kelimelere dökülmeyen ancak gözlemlerle yorumlanabilecek kısımlarını anlatayım..
Cumhurbaşkanımızın nasıl bir ruhla hareket ettiğini ifade edeyim..
Gazze’deki soykırım, Filistin’deki dramla ilgili Türkiye’den daha yüksek bir ses duyuyor musunuz dünyada?
İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Zirvesine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Kameralar kapalıyken bütün Arap ülkeleri İsrail’i lanetledi.
Ortak bir metin öncesi hepsi, “bu zulüm kabul edilemez” dedi.
Fakat kameralar açıldığında, kağıt kalem istendiğinde o koca krallar, sultanlar, başkanlar suspus oldu.
Siyonizmin burnundan dumanlar yükselen öküz başlı putları karşısında dizleri titredi, dillerini yuttular.
Bir tek Erdoğan çıkıp, katile “katil”, alçağa “alçak” dedi yine..
Uçak dönüşü bu durumu sorduk..
Mazlumun hakkını savunmak için her fırsatı değerlendireceğini vurguladı.
“Hiçbir sonuç çıkmasa dahi, sırf katile katil demek için, tarihe not düşmek için, torunlarımıza şeref ve haysiyeti miras bırakmak için” gideceğini vurguluyor Erdoğan.
Umutsuz da değil, bir anda sonuç alınamasa da sürecin her gün Türkiye’nin istediği istikamete doğru ilerlediğini belirtiyor.
Erdoğan bu tavrıyla sadece ABD ve İsrail’i değil, birçok Arap lideri de zor durumda bırakıyor.
Halkını uyutan, “Bana ne Filistin’den, Filistin yok edilsin bu sayede sorun çözülsün” diyen kukla liderlerin canını sıkıyor.
Kamuoyu baskısı yüzünden konuşmak zorunda kalıyorlar.
Gazze için çırpınıp, gecesini gündüzüne katan bir Erdoğan’a atılacak belki de en büyük iftiraya gelelim. İsrail ile ticaret mevzusuna..
Türkiye Cumhuriyeti İsrail ile ticaretini sürdürüyor mu şeklinde bir soru sorduk.
Bu iftirayı atanlarla ilgili gözlerindeki öfkeyi ben gördüm!
Erdoğan, “Siyasetin en kirli tarafı burası. Niye yaparlar bunları?
Mevcut hükümeti nasıl yıpratırız anlayışı ile bu amaç için yaparlar.
Biz şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti olarak İsrail ile ilişkileri kesmiş durumdayız. Bizim şu anda İsrail’le bu noktada herhangi bir ilişkimiz yok.
Bundan sonraki süreçte de bu ilişkileri geliştirmek için attığımız adım da yok.
Malum bu siyasi partiler, ki bunlar da cirmi kadar yer yakar, ne yapıyorlar şimdi?
Acaba biz Cumhur İttifakı’nı nasıl yıkarız veya Cumhur İttifakı’nı nasıl yerden yere vururuz bunun arayışı içindeler.
Onlar hakkı görmeye kör, hakkı işitmeye sağır, hakkı söylemeye dilsizler. Bulundukları çukurda çırpınmaya ne dersek diyelim devam edecekler. Bizim muhatabımız iftiracılar hiç olmadı. Sadece milletimiz değil, dünya şahittir. Biz İsrail ile ticareti de ilişkileri de kestik, nokta” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin bir kuruş ticareti olmadığını ısrarla vurguluyor Erdoğan..
Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın açıklaması da çok net!. İşgal altındaki topraklarda faaliyet gösteren bir tüccar eğer ticaret yapmak istiyorsa Türkiye’yle, Filistin Ekonomi Bakanlığına başvuruyor. Sahiplerinin Filistinli olduğunu kanıtlıyor.
İlgili bakanlık elektronik ortamda Türk tarafına firmanın ismiyle birlikte gerekli bilgileri gönderiyor. İhracatı yapılan ürünün gemiye yüklenmesine de Filistin yönetiminin gönderdiği belge ile müsaade ediliyor.
Filistin yönetimi İsrail ile iş tutuyor mu bilmem!.. Tutabilir ama bunu da denetleyecek güç Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti değil!..
Teknik olarak mümkün değil..
Hamas’a “terörist” diyenlerle, “terörist” iftirası atanla iş tutan da omuz omuza verip, 9 buçuk milyar dolarlık ticareti bir çırpıda silen Erdoğan’a iftira atıyor.
Ve bunun faturası da ABD ve İngiltere merkezli para baronlarının operasyonlarıyla ezilmek istenen AK Parti Hükümetine kesiliyor. Hamas’ın şanlı direnişine “terörist bir eylem” iftirası atan CHP de, çatısı altında meclise giren partiler de bu bedelin doğal sonucu olan ekonomik dalgalanmayı, “AKP ülkeyi sefalete sürüklüyor, paramız pul oldu” şeklinde yorumluyor.
CHP’ye söylenecek çok fazla bir şey yok.
Zaten adamlar Amerikancı, İsrail hayranı, “Libya’dan bize ne, Doğu Akdeniz’i verin gitsin, Ege’de Türkiye kışkırtmacı” diyor.
“ABD’ye rest çekelim”, “İsrail’le ticareti sonlandıralım”, “AB’nin dayattıklarını kabul etmeyelim”, “İncirlik üssünü kapatalım” diyen arkadaşlar da, “bunun bir faturası çıkacak” denildiğinde CHP’nin kucağına atlıyor.
Yok öyle “Hem ayranım dökülmesin hem yoğurdum ekşimesin.”
“Kızılelmaya gidiyoruz”, “Ümmetin derdiyle dertlenelim” diyeceksin ama dolar 34 lira olursa, “bana ne ümmetten, ülkeyi batırdınız” laklakı yapacaksın.. Bütün bunları düşününce, Başkan Erdoğan’ın yüzündeki o öfkeyi anlamlandırabiliyorum. Sen kalk mücadele et, geceni gündüzüne kat, binlerce saat uç, yüz binlerce kilometre git, günlük hayatta selam dahi vermeyeceğin herifleri, sırf ümmete fayda için elini sık ve bir masa etrafında toplamaya çalış..
Yatmaktan bir taraflarında çıban çıkan heriflerin de ahlaksızca iftiralarıyla uğraş..
Allah hem sabır hem de güç kuvvet versin..
Cehalet en büyük mutluluktur derler ya, bazen o kategoride olup, bütün bu dönen ahlaksızlıklardan bihaber olmak istiyorum.
Selametle..