Protesto eden örgütçü, teröriste biat eden bilim adamı!
Murat Alan
Gündem, terör örgütü PKK üyeliğinden tutuklanınca Esenyurt Belediye Başkanlığı görevinden alınan Ahmet Özer..
Özer’le ile ilgili soruşturma dosyasında yok yok. Dosyadaki itirafçı ifadesinde “Seçim öncesi Diyarbakır’daki örgüt evinde Kandil’in temsilcisiyle görüştü ve sadakat yemini etti” sözleri yer alıyor.
İtirafçı, 31 Mart seçimleri öncesi terör örgütünün Diyarbakır’daki gizli evinde PKK temsilcisinin de katıldığı bir toplantı yapıldığını; Özer’in burada PKK’ya sadakat yemini ettiğini söylüyor. İtirafçı, Özer’in terör elebaşı Duran Kalkan’ın onayı ve ‘kent uzlaşısı’ ile CHP’nin Esenyurt belediye başkan adayı olarak gösterildiğini aktarıyor. Soruşturmaya bakan savcılık, geriye dönük HTS incelemesini de yaptırdı. Bu kişilerin iddia edilen gün ve saatte, belirtilen konumda bulundukları bilgisi teyit edildi.
Soruşturma kapsamında iki itirafçının ifade verdiği, Özer’in örgüte katılmasını DEHAP ve HADEP kurucusu Cemal Kavak’ın sağladığını belirtiliyor.
İtirafçı şu ifadeleri kullanıyor: “Özer, Kavak’tan 2004’te bir akrabasının yurtdışına kaçırılmasını istedi. Bunun karşılığında terör örgütüne katılacak gençler için iş insanlarından para toplayıp kendisine verdi.”
Bu dosyadan basına yansıyan ilk bilgiler böyle.. Yarın öbür gün “biat toplantısı”nın yapıldığı o hücre evine de operasyon yapılırsa şaşırmayın.. Belki de yapılmıştır!..
Soruşturma birimleri işini yapıyor, AK Parti Hükümeti de soğukkanlı bir şekilde idari ve adli tedbirleri uyguluyor.
Buraya kadar her şey normal..
Anormallikse muhalefet cephesinde yaşanıyor.Heriflerin Kandil’i Esenyurt’a taşıdığı ortaya çıkınca, faili kurtarıp skandalı örtbas etmek için nasıl organize hareket ettiklerini, hukuki kavramları ve evrensel değerleri lastik gibi nasıl çekiştirdiklerini ibretle izliyoruz..
Mesele Ahmet Özer’in Kandil’e bağlılık yemini etmesi mi, yoksa sabah evinden kaçta alındığı mı?
Bununla ilgili hukuki uzman görüşü alınmış..
O uzmanlarda, en azından “şu iddianameyi bekleyelim” demek yerine, sayfalar dolusu yazıyla, ilgili ilgisiz örneklerle Ahmet Özer’in “masumiyeti”ni kanıtlama derdine düşmüş.
Bir dönem İstanbul Üniversitesinde de görev yapan Adem Sözüer 2 arkadaşıyla Ahmet Özer mütalaası hazırlamış.
Tutuklama yönünden inceleme yapmışlar..
Ahmet Özer’in tutuklanmasını gerektirecek “kuvvetli suç şüphesine dayanak olarak gösterilen hususların bu nitelikleri taşımadığı, dolayısıyla tutuklama kararı verilebilmesi için gerekli olan somut delillere dayanan kuvvetli şüpheden söz edilemeyeceği”ne karar vermişler..
Dosyanın ne kadarını görerek karar vermişler?
Sanık ifade tutanağı dışında bir şey var mı ellerinde?
Henüz yok sanırım..
Ama olsun, bunu kimse sormuyor zaten..
Daha önce de İmamoğlu Davası için Bilimsel Mütalaa hazırladılar..
Sonuç?
Ahmak demek suç değil!..
Formül de şu: “Bize ahmak denilirse suç, biz ahmak dersek suç değil.”
Mucidi Ayşenur Arslan ile eski 1. Nolu İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu..
Bu tarifeyi görünce istifade edebilmek için Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Barış Pehlivan da koştu tabi..
Bir mütalaada onun tutukluluğuna ilişkin hazırlandı..
Sonuç: “Barış Pehlivan’ın özgürlüğünün önünde engel yok”
Müthiş bilimsel değil mi?
Şahsen ben ikna oldum, “ay em okey” yani..
Adem beyin baş yapıt niteliğindeki mütalaası bunlar değil tabi..
En bombası “Erzurum’da Ekrem İmamoğlu ve Etkinliğine Katılanlara Yönelik Saldırılar Hakkında Bilimsel Mütalaa” başlıklı çalışması..
Kaç yıldır CHP’li, ne kadar süredir DEM’li olduğunu tam olarak çözemediğim Ahmet Özer’in dosyasını henüz görmediği için örgüt bağlantısını çözemeyen(!) Adem bey, Ekrem İmamoğlu yandaşları ve karşıtlarının karşılıklı birbirilerini taşladığı Erzurum’daki hadiseye ilişkin öyle bir bilimsel görüş hazırlamış ki, mahkeme dikkate alsa neredeyse uluslararası çapta bir terör örgüt inşa edilecek.
3-5 kişinin karşılıklı hakaretle başlayan kavgasıyla ilgili Adem Sözüer 35 sayfalık mütalaa hazırlamış.
“Kişilere Karşı Suçlar”, “Hayata ve Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar”
Yaralama.. Kasten öldürmeye teşebbüs.. Çocuk ve yaşlılara yönelik eylemler..
Kamu İdaresinin Güvenirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar (TCK m.257)
Kamu Barışına Karşı Suçlar (TCK m. 220)
Şerefe Karşı Suçlar (TCK m. 125) ve Hürriyete Karşı Suçlar (TCK m.106)
Vs. vs.. Nasıl soruşturulmalıymış bu olay?
“Erzurum’da Ekrem İmamoğlu ve ona eşlik edenlerle onu dinlemeye gelenlerin yanı sıra muhalefet partilerine yapılan saldırıların tüm yönleriyle aydınlatılması için konunun sıradan bir asayiş sorunu olarak değil sivil kişileri ve kamu görevlilerini de kapsar tarzda örgütlü suçlar kapsamında soruşturulmasının, demokratik hukuk devletini hayatiyet bakımından da zorunlu olduğu kanaatinde”ymiş.
Ve buna göre soruşturulmalıymış..
Ahmet Özel’in Kandil’den icazet alması?!
Terör elebaşı Karayılan’a biat yemini ettirilmesi?! Bunlar basit hadiseler, böyle şeyler için bir bilim insanının kapısına dayanılır mı havasındalar. 50 bin insanın katiline bağlılık yemininde örgüt göremiyorlar ama Erzurum’daki taş atma hadisesinde ellerinden gelse Vali, Emniyet Müdürü, Başsavcı, YSK İl Başkanı ve toplanan bütün kalabalığı örgütlü suçtan aldıracaklar.
Selametle..