Önceki gün Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğünde toplantımız vardı..

Bugün o toplantıyı yazacaktım aslında..

Gazetelerin dünü, bugünü, yarını ne olacak?!

Ona değinecektik ama bir şehadet haberi bütün planları bozdu..

Öyle ya..

Hangi mesele, yüz binlerce mazlumu savunurken şehit düşen bir kahramandan daha önemli olabilir ki?

Hangi konu Nemrut’a baş kaldıran İbrahim’in davasından daha kıymetlidir?

Hangi olay Firavun’a direnen Musa’nın direnişinden daha fazla konuşulmayı hak edebilir?

Hamas direnişinin lideri Yahya Sinvar da şehitler kervanına katıldı..

Bugün Gazze’de direnenler, kendi şeref ve haysiyetleri kadar, insanlığın onur ve namusunu savunuyor..

Ahlakı, erdemleri, evrensel ilke ve değerleri savunurken şehit düşen bir isim..

Yerin 30 metre altında betonla kaplı, çelik kapılarla izole edilmiş bir sığınakta değil..

En ön safta, hücum yeleği ile çarpışırken..

Demirin nasıl dövüldüğünü, hangi şartlar altında yoğurulup çelikleştiğini irdeleyelim önce..

29 Ekim 1962’de Gazze Şeridi’nin güneyinde yer alan Han Yunus Mülteci Kampı’nda dünyaya geldi.

Hamas’ın önceki lideri Heniyye gibi aslen 1948’de İsrail’in işgal ettiği topraklarda kalan Askalan (Aşkelon) kökenli olan Sinvar, Gazze İslam Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu.

İsrail tarafından, ilk defa 1982 yılında tutuklanan ve 4 ay hapis yatan Sinvar, 1985 yılında “gizli bir örgüt kurmak” suçlamasıyla ikinci defa tutuklandı.

Sinvar, 1988’de İsrail tarafından tutuklandığında ise 4 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edildi.

Ağır işkenceler gördü..

Doktor muayenesinde vücudunda kırılmadık kemiğinin istisna olduğu açıklandı.

Hamas’ın 11 Ekim 2011’de İsrail ile yaptığı esir takası anlaşması çerçevesinde 23 yıl sonra İsrail hapishanelerindeki esareti son buldu.

Esaretten kurtulunca Hamas’ın siyasi bürosuna üye oldu.

Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın ilk kurucularındandı.

Aynı zamanda Hamas’ın güvenlik ve davet teşkilatı olarak isimlendirilen Mecd Gücü›nün de kurucusuydu.

İsrail, Hamas’ın yeni lideri Sinvar’ı 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı’nın “bir numaralı sorumlusu” olarak gösteriyordu.

Hayat dediğin ne ki?

Birkaç yudum su, sayılı nefeslik müddet, birkaç lokma ekmek, iman ve cihat olmalı..

Tam olarak buydu işte Yahya Sinvar..

Peki aklımızda kalan ne olmalı?

En doğru soru bu bence..

Kinimizi diri tutmak için..

Unutmamak ve unutturmamak için..

İman ve cihadın hangi boyutta yaşanabildiğini ortaya koyması için..

Paslı bir tenekenin içine koyduğu bir avuç pirince, birkaç yudumluk sıcak su ekleyip ıslattı..

10 gün önce yapılmış, kuru ve küflü bir lavaş parçasını pirinçli bulamaca batırıp yedi.

“Elhamdülillah” deyip, yeleğini giydi ve İsrail askerlerinin geçeceği yolu gözlemeye başladı.

Hayat dediğin ne ki işte?

Dedik ya birkaç yudum su, birkaç lokma ekmek, iman ve cihat..

Çıkamadı korkaklar ordusu karşısına..

Havan topu ve dronla saldırdı..

Son görüntülerini de yine korkaklar ordusu çekip yayınladı..

Kopmuş kolunu dirseğinden telle bağlayıp kan kaybını durdurmak istemiş.

Son saniyeye kadar çatışmak için..

Kendisini görüntüleyen drona elinde sivri bir cismi fırlattıktan sonrası yok..

Aklımızda bunlar kalacak!

Birde, konfor alanından çıkmayan yerli mallarımızın, sıcak koltuklarında demli çaylarını içerken attıkları, “Heniyye’yi Sinvar öldürttü. İsrail’e bilgileri o verdi. İsrail cezaevlerinde bu kadar uzun süre kalırsanız casus olarak çıkarsınız” iftirası kalacak zihnimizde..

Bu şehadet 100 binlerce İsmail’e, milyonlarca Yahya’ya ilham olacak..

Malum, ölüm bir son değil bizim için..

Milyonlarca Müslüman için bir başlangıç!

Yüce Rabbimizin buyurduğu gibi, “Mü’minlerden (arasında) öyle yiğitler vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” Ahzab Suresi (33) 23. Ayet.

Allah şehadetini kabul etsin..

Selametle..