Siyaset kalemi
Latif Erdoğan
*Her iki tarafı da yöneten Siyonist güçler, Amerika ile Rusya arasında bir savaşın fitilini tutuşturmak peşindeler. Amerika’nın, Ukrayna’ya verdiği uzun menzilli füzeleri kullanma izninin anlamı budur. Ve bu izin bütün dünyayı enkaz haline getirme niyetinin de göstergesidir.
Global dünyada en küçük askeri hareketlilik dünyanın dört bir yanında kendini acımasız bir baskıyla hissettirirken, iki iri devletin birbirine girmesi dünyanın diğer ülkelerini ne hale getireceği ortadadır.
Bu sebeple de başta Türkiye olmak üzere diğer sözü geçen ülkelerin en öncelikli diplomatik hamlesi böylesi bir senaryoyu durdurmak olmalı, bu konuda her ülke elindeki en güçlü kartı, hem Amerika hem de Rusya’ya karşı kullanmalıdır.
*Trump, ikinci defa Amerika başkanlığına seçildi. Niyetini bozmazsa bu dönemde Müslümanlarla arasında daha olumlu gelişmeler olacağa benziyor. Bilhassa Gazze ve Filistin konusunda müspet adımlar atabilir; Rusya- Ukrayna savaşını sonlandırabilirse tarihi bir misyon eda eder; aksi halde eski yanlışlarıyla anılır, gider.
*İsrail terör devleti masum kanı dökmeye devam ediyor. Gazze’den sonra Lübnan’ı da hedef alan Siyonist uşakları yakında nasıl sert bir duvara çarptıklarını görecekler; üst üste başlarına yığılacak bela ve musibetle haritadan ve hafızalardan silinip gidecekler. Zulüm abad olmaz, yine olmayacak, İsrail yaptığı zulmün bedelini çok acı ve kıyamete kadar sürecek bir ilahi ceza ile mutlaka görecek.
*Çin’in tek güç haline gelmesi, dünyanın ve insanlığın hayrına değildir. Genlerinde istila ve zulüm olan bu millet tek güç haline gelirse karakterinin gereğini yine yapacak, Uygur Türklerine reva gördüklerini kendileri dışındaki her millete, her ırka reva göreceklerdir. Onların önündeki set Türki dünya olmalıdır. Türk birliğinin devletleşmesi, Batının da, diğer coğrafyaların da hayrınadır. Türkiye, Türk birliği projelerini hızlandırmalı, ırkdaşlarıyla olan bağlarını hayatın her alanına taşımalıdır.
*Dış politikamız güncellenmiştir. Batı endeksli eski dış politika hayalinden vaz geçilmiş doğu sarkaçlı politikaya da düşülmemiştir. Pergelin ucundaki siyaset kalemi dünya haritası çizer olmuştur. Bu meyanda elçiliğimizin olmadığı tek ülke kalmamalı, her ülkede diaspora oluşturulmalıdır. Maarif Vakfı, TİKKO gibi kuruluşlar güçlendirilerek daha aktif hale getirilmelidir.
* FETÖ ile mücadele, hem yurt içinde hem de yurt dışında hız kesmeden sürdürülmelidir. Yurt içinde olduğu gibi yurt dışındaki palazlanmaları da önlenmeli, oralarda aktif birer Türkiye düşmanı olmalarının önü kesilmelidir. Bu cümleden olarak bulundukları ülkelerdeki güvenilir dini faaliyetler desteklenerek FETÖ’nün en büyük istismar kaynakları alternatif çalışmalarla kurutulmalı; ellerinde istismar edecekleri malzeme bırakılmamalıdır.
*PKK tamamen bitinceye kadar mücadele devam etmeli; sulh çizgisine geldiklerinde bu durum ayrıca değerlendirilmelidir. PKK, Kürtlerin bütün geleceğini ipotek altına alan bir terör örgütüdür. Kürt haklarını savunmak gibi de bir davaları yoktur. HÜDA PAR olumlu bir seçenektir. Desteklenmeli ve daha güçlü hale getirilmelidir.
*Arap dünyasının siyasi aklı Kahire, kalbi ise Şam’dır. Mısır ve Suriye ile ikili ilişkiler diğer Arap ülkelerinde de kendisine olumlu ya da olumsuz izdüşüm alanı bulur. Mısır’la bozulan ilişkiler nasıl devlet aklının devreye girmesiyle düzeldi ise, Suriye ilişkileri de düzelmekte; fakat Rusya’nın negatif tavrı varılması gereken aşamayı sürekli ertelemektedir. Putin mutlaka, hem Türkiye hem de Suriye tarafından bu konudaki oyunbozanlığını terk etmeye ikna edilmeli ya da zorlanmalıdır. Bütün Arap dünyasıyla iyi ilişkiler içinde bulunmanın olmazsa olmaz şartını konuşuyoruz.
* CHP’li belediyeler, kendi görevleriyle ilgili sergiledikleri beceriksizlikleri önemli bir iş başarmışlar gibi konserler verdirerek örtbas etmek istediler. Ne ki, yaptıkları astronomik harcamalar milletin tepkisini çekmekten başka bir işe yaramadı. Aslında gördüklerimiz bir CHP klasiği. O cenahta değişen bir şey yok. Daha önce bir tavsiyede bulunmuştum, yine tekrar edeyim: CHP’nin başına, sağı iyi bilen, solu iyi anlayan, ekonomiyi özümsemiş, devlet tecrübesi olan İlhan Kesici profilinde birisi geçmedikçe CHP toparlanamaz. Söz konusu profil, CHP’yi iktidara taşıyamasa da güçlü, tutarlı, iyi niyetli bir muhalefet sergiler. Bundan da hem iktidar hem muhalefet bütün Türkiye kazançlı çıkar.