BIST8.908,47%0,40
USD34.2819%0.10
EURO37,0798%-0.21
ALTIN3.029,35%0.58

Resmen de öldü ateşi bol olsun

Latif Erdoğan

Abone OlGoogle News
26 Ekim 2024 10:26

Söze, hain bir saldırı sonucu TUSAŞ’ta şehit edilen kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar dileyerek başlıyorum. Allah, terörün her türlüsünü kahretsin, yeryüzüne inen lanetin bir misli daim üzerlerine olsun.

Devlet Bahçeli’nin, devlet aklıyla, terörist başı Abdullah Öcalan’a yaptığı “gel bu örgütü lağvettiğini açıkla” çağrısını sabote etmek için gerçekleştirilen bu saldırı; yakın tarihimizde yapılan en önemli barış hamlesini boşa çıkarmaya matuf bir harekettir ve kesinlikle Türkiye’nin iç barışa kavuşmasından endişe duyan hain mihrakların kahpe teşebbüsüdür. Türkiye, içte ve dışta kaosa kilitlenerek bu coğrafyadan silinmek istenmektedir. Bu tehlikeyi en iyi gören de kuşkusuz Türkiye Cumhuriyeti Devletidir ve devleti yöneten siyasi iradedir. Bu açıdan da devlet eliyle dışa karşı güçlü bir milli birlik oluşturmanın gayreti içinde yeni söylemler, yeni atraksiyonlar geliştirme stratejisi inşa edilmektedir.

Bizler daha önceki çözüm süreci hamlelerini nasıl destekledik ve bu hamlelerin yanında yer aldıysak, bu gün de aynı çizgideyiz ve bir an önce akan kanın durması, milli birlik ve beraberliğin temin ve tesis edilmesi doğrultusunda yapılan her türlü çalışmayı gönülden destekleme durumundayız.

*Fiilen çoktan ölen Rabin oğlu Fetul artık resmen de öldü. Doğum tarihi yalanlarla dolu olduğu gibi ölüm tarihi de yine yalanlarla dolu olarak iki yalan ortasında yekpare bir yalan hayat yaşayarak Mahkeme-i Kübra’ya intikal etti.

Doğum tarihinin 10 Kasım 1938 olduğunu söylerdi. Bu kurguyla varmak istediği hedef keşfedilip eleştirilerin hedefi olunca, doğum tarihini 11 Kasım olarak değiştirmeyi teklif ettim; hemen kabul etti. Hâlbuki 10 Kasım doğru bir tarih olsaydı, bana itiraz etmesi ve hayır kardeşim, ben bu tarihte doğdum, doğum tarihimi niçin değiştireyim, hem bu tarihte doğan sadece ben değilim, o zaman bu tarihte doğanların hepsinin doğum tarihi değiştirilsin, ben de değiştireyim, demesi gerekirdi. Zaten resmi kayıtta 1942 doğumluydu. Diyanet’ten görev alabilmek için yaşını büyütmüş 1941 yapmıştı.

Ölümü için de durum aynıdır. Beş ay önce yaptığım duyuruda bunu deşifre ettiğim için burada tekrara lüzum görmüyorum. Defnedileceği söylenen yerin de doğru olacağını sanmıyorum. Çünkü vasiyeti, kabrinin bilinmemesi şeklindeydi. Yani gösterilen yerden başka bir yere gömülecek; fakat herkes gömüldüğü yeri kabri olarak bilecek. Aziz Nesin özentisi…

Rabin oğlu Fetul’un ölümü örgüte çok büyük travma yaşatacak. Akılları hocaları tarafından ipotek altına alınmış yığınlar, bu ölümle birlikte akılsızlığın boşluğuna düşecek, bir çaresizlikten bir başka çaresizliğe savrulan sürüler haline dönüşecek. Peki, çobanları kim olacak?

Görünen o ki, kriminal gücünü tamamen kaybeden örgütü Amerika artık gözden çıkarmış bulunuyor. İngilizler, daha önce yaptıklarına benzer yapılandırmalarla, bu örgütü de yeniden dizayn edip İslam aleyhine kullanacaklardır. Rabin oğlu Fetul, onlar tarafından daha da efsaneleştirilerek, sonuçta yeni bir peygamber görünümüne sokulacaktır. Bu arada demedikleri ona dedirtilecek, söylemedikleri söylettirilecek ve göz boyama işlemi çok yönlü gerçekleştirilecektir.

İngilizlerin genel prensibi, böl, parçala, yönet mantığına dayalı olduğundan örgüt önce üçe-beşe bölünecek daha sonra irili ufaklı örgütçükler halinde bölünme işlemi çoğaltılacaktır. Dolayısıyla bundan böyle ölen Fetul’un yerine bir tek ismin örgüte lider olması söz konusu değildir. Zaten gösterilen namzetler arasında bu çapta bir kimse de yoktur.

Hazıra dağlar dayanmaz. Dolayısıyla ellerindeki ekonomik imkânlar da kısa süreli olarak örgütün varlığını sürdürmeye yetse de uzun vadede böyle bir ekonomik beslenme söz konusu olmaz ve ekonomik bağımlılık sebebiyle örgüte aidiyetini sürdüren büyük çoğunlukta çözülmeler baş gösterir.

Yazdırdığı ezoterik kitaba göre 105 yaşında ölecekti. 90 yaşında evlenecek, bu evlikten bir de çocuğu olacaktı. Türkiye’nin başına geçerek alemi İslam’ı idare edecek, kainat imamı olacaktı. Hiçbiri olmadı ve öldü. Bu uğurda yapılan takiyeler de hep boşuna gitti. Hiç olmazsa aklı başında olanlar hakikati artık görseler, namazı terk edenler namaza başlasalar, tesettürden çıkanlar örtünseler, içki içenler tövbe edip içkiyi terk etseler…

Rabin oğlu Fetul, ben ceviz ağacı gibiyimdir. Çevremde kimseyi barındırmam der dururdu. Öyle de oldu. Sevdiğimiz dönemde dinimize hizmet ediyor diye Allah için sevdik; buğz ettiğimiz dönemde dinimize, vatanımıza, milletimize ihanetlerini gördüğümüz için buğz ettik, artık öldüğüne göre, yani tövbesine şahit olamadığımıza göre, buğz etmeye devam edeceğiz. İlk paragrafta teröristler için yaptığım temennimi onun için de aynen tekrar ediyorum. Bu milletin tam bir asrını heba etti. Ateşi bol olsun.

Latif Erdoğan

Akit TV köşe yazarı