BIST9.724,50 %-0.42
USD35.1939%0,30
EURO36,7444 %0.74
ALTIN2.968,40 %1.31

Gündem çeşitlemesi: Teğmenler-Narin-İsrail-Cübbeli

Latif Erdoğan

Abone OlGoogle News
21 Eylül 2024 10:47

*Kılıç çekerek kendilerince ilave sözde yemin eden teğmenlerin bütününün ihracı gerekir. Bu, Atatürk’ü kendilerine paravan olarak kullanan kripto zihniyetin hortlamasıdır, askeri disiplin açısından affı mümkün olmayan bir başkaldırı denemesidir. FETÖ ile bağlantısı çok açıktır. Devlete ve millete meydan okumaktır. Olayın gelişme şekli incelendiğinde işin spontane değil, üzerinde en küçük detaylarına kadar düşünülmüş organize bir atraksiyon olduğu anlaşılıyor. Devlet yetkilileri bu olayı asla hafife almamalı, kesinlikle görmezden gelmemelidir.

“Atatürk’ün askerleriyiz” demeleri meseleye masumiyet, meşruiyet kazandırmaz. Ya ne diyeceklerdi, FETÖ’nün ya da Amerika’nın askerleriyiz diyerek mi kılıç çekeceklerdi. O zaman kendi yakınları dahil orada bulunanların tükürükleriyle boğulurlardı. FETÖ taktik değiştirdi. Eskiden takiye ile kendilerini saklarlarken şimdi açık davranarak kendilerini kamufle peşindeler. Yani onların eski takiye taktiklerine takılıp kalanlar, açıktan hareketi onlara isnat etmeyecek onlar da böylece kamufle olmuş olacaklar…

* Sekiz yaşında aile içi bir cinayetle hunharca öldürülen Narin Güran cinayetinin failleri elbette hak ettikleri cezayı çekmeyeceklerdir. Cana can hükmü infaz edilmedikçe, yani idam cezası tekrar yürürlüğe girmedikçe bu tür cinayetlerin sonu gelmeyeceği çok açıktır. Failleri lanetliyor, yavrumuza Allah’tan rahmet diliyoruz.

*İsrail, Ortadoğu’yu bütünüyle savaşın içine çekmek emelinde kararlı adımlarla ilerliyor. Yolun sonunun kendilerince ölümcül bir uçurum olduğunu henüz idrakten çok uzak bulunuyorlar. İsrail’in son hamlelerini önleyici dıştan bir teşebbüs görünmüyor. Hâlbuki İsrail son demlerini yaşıyor. Demek ki, Lübnan’a yaptığı siber saldırılarla aslında siber kamikaze denemeleri yapıyor…

*Cübbeli Ahmet Hoca’ya yapılan saldırı, Türkiye’de oynanmak istenen yeni senaryoların şifresidir. Çok söyledim, şimdi de söylüyorum, gerektiğinde yine söyleyeceğim, FETÖ bütün İslami cemaat ve tarikatlara temel stratejisi gereği sızmış, hatta bütününü kuşatmış bulunmaktadır. Bunun manası, bütün bu cemaat ve tarikatların CIA tarafından ele geçirilmiş olması demektir.

Kim, cemaat ve tarikatların kuruluş gayesine uygun faaliyet göstermesi uğruna çalışırsa bunlar mutlaka tasfiye edilecek; yerlerine kendi kriptoları getirilecektir. Olaya sadece cemaat içi bir iktidar mücadelesi olarak bakmak yanlıştır, yanıltıcıdır. Elbette mutfak her zaman karışıktır. Hele cemaatlerin mutfakları sanılandan daha çok karışıktır. Bu sebeple de bulanık suda balık avlamak isteyenlerin en öncelikli tercihi mutfaktaki karışıklıktan istifade etmek olacaktır.

Tarikat, bireyseldir. Yani herkesin kendi seyr u sülukuyla meşgul olacağı, başkasıyla ilgisinin en asgari düzeyde seyredeceği bir alandır. Gaye, Allah’a en yakın olabilme kıvamıdır. Güzel ahlakla bezenme en öncelikli idealdir.

Kuruluşu itibariyle böyle olan ve asırlarca bu usul üzere hizmet veren bir faaliyeti, toplumsal bir aktiviteye ya da içinde ister istemez hiyerarşik bir yapılanma söz konusu olan cemaatleşmeye dönüştürmek baştan yanlıştır ve maalesef günümüz Türkiye’sinde tarikatlar böyle bir yanlışa kilitlenmiş bulunmaktadır.

Yani, tarikatlar, engin muhtevalarıyla gaye ve maksat değerinde olmaları gerekirken; içi boşaltılarak cemaatleşmelere birer vesile ve vasıta olarak kullanılır olmuştur. Nitekim FETÖ bilinçli olarak NUR hizmetini böyle bir cemaatleşmeye yönlendirmiş, aslından uzaklaştırmış ve sonunda dine hizmet için yola çıkan insanları dinin önündeki en büyük engeller haline getirmiştir.

Cübbeli Ahmet Hoca’ya yapılan saldırı bu anlamda yeniden bir uyanışa vesile olabilir; tarikatlara reva görülen bu yanlıştan bu uyarıdan ibret alınarak dönülebilir, diye düşünüyorum. Aksi halde bu kısır döngü devam eder gider; FETÖ benzerinde olduğu gibi tarikatlar kriminal yapıya dönüşebilir. Bu da hem dinimiz hem de ülkemiz için çok büyük kayıplara, altından kalkılmayacak problemlere sebep olur.

FETÖ elebaşının asla vazgeçmediği bir taktiği burada hatırlatmamda fayda var. Nur cemaatinin içinde Abiler dışında bazı fraksiyonlar oluşmaya başladığında FETÖ elebaşı el altından bu oluşumları hep destekledi, bu oluşumlara öncülük eden kişilerle dirsek temasına geçti, onları özellikle cesaretlendirdi. Cemaatin ana gövdesinden kopmalar onu hep sevindirdi, memnun etti. Bir gün kendisine bu davranışının sebebini sordum. Baş başaydık. Böyle anlarda sır vermekten ayrı bir haz alırdı. Verdiği cevap şu oldu: Abilerin bütün dikkatleri benim üzerimde. Bu arkadaşlar dediklerini yaparlarsa biz dikkatleri üzerimizden dağıtmış olur daha rahat hareket ederiz.

Bu ibaredeki “abiler” yerine devleti, “nur fraksiyonları” yerine de cemaat ve tarikatları koyun cevabı tekrar okuyun. Tarikat ve cemaatlerin adım adım FETÖ’leşmeye gidişine bir de bu zaviyeden bakılsın, derim.

Latif Erdoğan

Akit TV köşe yazarı