BIST9.079,97%3,10
USD32.3463%0.17
EURO35,1030%0.09
ALTIN2.306,76%1.28

Osmanlı’nın Kayıp Atlası

Hüseyin Öztürk

Abone OlGoogle News
21 Ekim 2019 01:34

Bu haftaki kitabımız Ketebe Yayınları arasından çıkan “Osmanlı’nın Kayıp Atlası” isimli kitap. Yazarı ise Mustafa Armağan.

Kitabın tanıtımına Armağan’ın sözleriyle başlamadan önce geçtiğimiz günlerde kaybettiği annesini rahmetle analım ve başsağlığı dileyerek ruhuna Fatiha gönderelim.

…………………. 

“Osmanlı’nın Kayıp Atlası”, dört ana bölümden oluşuyor.

“Hakkı Yenmiş Bir Tarih” başlığını taşıyan birinci ana bölümde, önce Türkiye’de yaygın olan Osmanlı gerilemesi tezi, çeşitli açılardan çürütülüyor.

Yeniçerilerin tarihte ve tarihçiliğimizde çektikleri cefalar eleştirel bir gözle verilirken, “Osmanlı despotizmi” gibi Voltaire’i bile kahkahalarıyla güldüren bir icadın aydınlarımızca neden hâlâ baş tacı edildiği sorgulanıyor.

Osmanlı tarihinin hakkı yenmiş yüzyılları olan 17. ve 18. yüzyıllarının öneminin vurgulandığı bölüm ise Osmanlı gerilemesi tezine karşı ilk metinde ileri sürülen argümanlara farklı bir açılım getiriyor.

“Bir Tarih Devrimi” başlığını taşıyan ikinci ana bölümde, II. Abdülhamid’in denizaltıcılık tarihimizdeki mümtaz yeri üzerinde durularak, Osmanlı yönetiminin 19. yüzyıl sonlarında bile Batı’daki teknolojik gelişmelere nasıl erkenden adapte olmak istediğine yönelik önemli ipuçları sunuyor.

Onu, Kırım Harbi’nde Karl Marx’ın İstanbul’dan nasıl bahsettiğine ve yine İstanbul’un meşhur “hemşire” ettiği Florence Nightingale’in efsanelerle dolu hayatı üzerindeki örtülerin kaldırıldığı yazı takip ediyor.

Osmanlı tarihinde “değişmenin” ele alındığı yazı ise oryantalist tarih yazımının bizi içeresine tıktığı kafeslerden birinin daha kapağını kaldırarak, Osmanlı toplumunun dünyanın herhangi bir başka toplumu kadar değişebilen ve değişmesini bilen bir toplum olduğu gerçeğini vurguluyor.

Fransız tarihçi Fernand Braudel’in Osmanlı tarihine getirdiği renkli bakış açısının önemine dikkat çeken bilgi ve belgeleri, özellikle tarihçilerin dikkatli okumasında fayda var.

Onları takip eden iki yazı ise Lale Devri üzerine! Birinci yazı, Cemil Meriç’in bir cümlesinden yola çıkarak Patrona Halil’in farklı bir portresini adım adım yeniden inşa ederken, ikinci yazı, büyük ölçüde yanlış anlaşılmış bir tarih dilimi olan Lale Devri’nin üzerindeki ideolojik örtüyü kaldırmayı deniyor.

……………….

“Osmanlı ve Şehir” adlı üçüncü ana bölümün ilk yazısı, esasen “Oryantalist”Weber sosyolojisinin İslam ve özellikle Osmanlı şehri konusundaki yanılgılarına işaret ederek, gerçekte bir Osmanlı-İslam şehrinin hangi ilkelere dayandığını belirlemeye girişiyor.

Kitabın son ana bölümü ise “Osmanlı Atlasında Yitik Hayatlar” Osmanlı “aydını”nın hayatlarına yeni bir yaklaşımla eğiliyor.

Böylece “Osmanlı’nın Kayıp Atlası” ile en genel konulardan en mahrem hayatlara kadar bu büyük ama kayıp atlasın gözlerden nihan kalmış bazı bölgelerinin keşfine rotasını ayarlamış olan kervana bir adım daha yaklaşılmış.

“Osmanlı’nın Kayıp Atlası”, bu parçalanmış haritanın kâşifi olmak isteyenlere, onun üzerine tuttuğu kısmi ışıklarla yardımcı olmayı umuyor.

……………….

Kitap hakkında: Ketebe Yayınları; 

0212- 612 29 30

Akit TV köşe yazarı