BIST9.101,77%0,24
USD32.3712%0.08
EURO34,9983%-0.05
ALTIN2.325,98%0.24

Doğruları söylemek için köy aramak mı gerekiyor?

Günay Ertan Akgün

Abone OlGoogle News
30 Kasım 2020 09:34

Doğruları söylediğiniz zaman sizleri alkışlayanlar; yanlışları ifade ettiğiniz ya da bazı tavırlara muhalefet şerhi koyup katılmadığınız sürece neden şeytan gibi sizleri taşlamaya ve bulundukları ortamlardan uzaklaştırmaya başlarlar, çok merak ediyor ve bunu da anlamıyorum.

Ülkemizde prim (!) yapmaya başlayan “cemaat”, marka değeri olan “şirket”, anketlerde puan arttıran ya da iktidara adım adım yürümeye aday olan “parti” vs kurumsallaşmaya giden yapılarda yanlışları ifade etmeye başladığınız zaman; ya hain, ya bölücü ilan ediliyor ya da aforoz mantığıyla dinsiz ilan edilip bulunduğunuz ortamlardan linç girişimleriyle ve haksız bir şekilde ihraç ediliyorsunuz. Son zamanlarda cemaat, şirket ve partilerde yaşanılan tam da budur. “Vurun abalıya” der gibi TAŞLANAN TAŞLANANA!...

Millî – dinî – siyasî tüm güzel duygu / düşence ve ideolojilerin prangaya vurulup müebbet hapse tutsak edildiği, iktidar partilerinin ya da onları destekleyenlerin hatalarının / günahlarının yüzüne vurularak yanlış denizlerde yüzdüklerinin ifade edildiği ve muhatap alınmadığınız ortamlarda bir şeyler yazıp çizmek ve bunlardan olumlu sonuç beklemek artık imkânsız hâle gelmiştir. Mevlâ sonumuzu hayır eylesin, GİDİŞAT İYİ DEĞİLDİR!...

19. iktidar yılına giren AK partiyi eleştirmek ve bu yolla doğruları göstermek; neredeyse vatan hainliğiyle eşdeğer bir hâle getirildi. Son günlerde “reform” adı altında “adalet” ve “kalkınma” alanlarında bazı şeylerin yapılmasının “ihtiyaç” olduğunu üst perdeden dillendirilmesini biz yıllardır söylüyor ve muhatap bulmaya çalışıyoruz. Ne zaman ki cana tak etti, işte o zaman atı alan çoktan Üsküdar’ı değil Yüksekova’yı bile geçti, GEÇMİŞ OLSUN!...

Toplumun baş tacı edip tartışılmasını istemediği ve ayaklar altına alınması suretiyle pespaye edilmeye çalışılan değerlerin sulu gündemle bahsedilmesini tasvip etmediği konulara geri dönüşün özendirilmesi, bir nevi tövbe olarak algılansa bile artık millet bu basit numaralara kanmıyor ve peşinden de gitmiyor. Bir yerlere şirin gözükmek adına “asıl” ı bırakıp “vekil” le uğraşırsanız yediğiniz ve yiyeceğiniz şamarın etkisi, duvara toslayan aracın etkisinden daha kötü olur, YAPMAYIN!...

Üslubun değişmediği, bay – bayan fark etmeden hakaretlerin / mesnetsiz suçlamaların havada uçuştuğu, kaliteden – ağırlıktan ziyade “bel altı vurma” muhabbetlerinin ayyuka çıktığı, “ispat edemezsen” le başlayan cümlelerin ardı arkasının kesilmediği bir ülkede artık yazmak – çizmek ve doğruları ifade etmek de bir anlam ifade etmiyor, taraf bulmuyor ve taraftar da toplamıyor. Ne acı verici bir tablo; GÜNEŞİN OLDUĞU BİR ÜLKEDE SICAKLIK ORTAMI ISITAMIYOR!...

Vatanın baki, koltuk / makam ve heveslerin geçici olduğu bir ülkede adına halk, toplum, millet ya da ne derseniz deyin şemsiyeniz altında toplananlar; sizlerden bu ülke için hayırlı şeyler yapmanızı bekler, bunları görmediği zaman da sizi “yapıcı” yönde eleştirir ve böyle bir hakkı da vardır. Sizi yukarıya çıkartanlar aynı şekilde oradan da indirmeyi bilir. Bunu da demokratik bir hak olarak sandıklarda yapar ya da gönül kırgınlıklarını farklı ortamlarda dile getirirler. Hani basit bir “kırgınlık” ya da “incinme” bu anlatılanların yanında devede kulak bile olmaz.

Hiç kimse meşgul ettiği makamları babalarının malı ve kalıcı sanmasın, oralar millete kafa tutulacak meşguliyet yerleri değil tam aksine “kutsal” yerlerdir ve nöbet değişimleriyle bir sonrakilere bırakılır. Oturdukları yerlerden önlerine gelene sırf kendilerini eleştiriyor ve doğruları ifade ediyorlar diye ve işlerine gelmediği için vatan hainliğiyle suçlamak, FETÖ, DHKP – C, PKK gibi terör örgütlerine, siyasî benzemezlere yamatmak, onlarla birlikte hareket edildiği söylemini yaymak ve dillere pelesenk bir şekilde bunları ifade etmek akıl kârı bir iş ve söylem değildir, bundan vazgeçilmesi gerekir ve devam edilirse bu METOT YANLIŞ olur!...

Doğruları söyleyeni değil dokuz köyden ondokuz köyden kovsalar bile, bizler yine bildiğimiz istikametten şaşmayacak ve tespit ettiğimiz doğruları her zaman ve zeminde dile getirmek konusundaki kararlı ısrarımızı / mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.

Bizler biliyoruz ki;

GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ!...

Günay Ertan Akgün

Akit TV köşe yazarı