BIST9.888,69%1,77
USD32.5736%0.11
EURO34,9994%0.07
ALTIN2.459,88%0.97

“Biz bize yeteriz!” (mi?)

Günay Ertan Akgün

Abone OlGoogle News
03 Nisan 2020 10:52

İktidarlar; Zor süreçlerden geçildiği durumlarda halka ve iş dünyasına seslenir, “sorumluluk” bilinci ve “merhamet” duygusuyla gerekenlerin yapılması istenilir, hatta bu kesimler sığınılacak limanlar olarak da görülürler.

İBB Başkanı olduğu, Pınarhisar’a yolcu edildiği, kanlı 15 Temmuz gecesi sahiplenildiği ve her seçimlerde gönüllerdeki tahttaki yerini koruduğu günlerden bu güne, bu toplum ve iş dünyası “lider” ini sahipsiz / yalnız bırakmamış ve kendilerinden beklenileni eksiksiz / şeksiz – şüphesiz yerine getirmiştir. Kimden bahsettiğimizi biliyorsunuz; Vatan – millet – devlet aşkıyla yanıp tutuşan gece / gündüz dinlemeden var gücüyle çalışan “efendi” değil de “köle” olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN!...

Cumhurbaşkanımız ERDOĞAN’ın” “Biz Bize Yeteriz Türkiyem!” adıyla başlatmış olduğu “Millî Dayanışma Kampanyası” na olan ilgi son sürat devam ediyor. “Biz bize yeteriz!” evet, hatta elindekini – bir adım sonrasında aç kalacağını bile bile – muhtaca / garibana verecek kadar merhamet dolu, ekmeğini karşısındakiyle paylaşacak kadar yufka bir yüreğe sahip böyle de ulvî bir milletiz. Ancak “kara gün dostu” olan – düşkünlere koşan bu millet; sadece sıkıntılı anlarda değil, her zaman akla gelmeli, hatırlanmalıdır. “Elinin altında” – “çantada keklik” görüldüğü anda tersi durumları yapacak kadar da öfkeli bir beyne sahiptir. Sakın bu merhametli milletin “unutkanlık” ın arkasına saklanılmasın ve bu da dezavantaj olarak algılanılmasın. Gerektiği zamanlarda da aba altından sopa göstermesini de bilir, geçmişte de bunun çok örnekleri vardır.

“İhtiyaç” duyulduğu anda milletin “cep” ine güvenen / oraya bel bağlayan - sığınan iktidarlar; Aydınlığa kavuşulduğu günlerde “milletin sesi” ine kulak vermeli yanlarında / yakınlarında oldukları da hissettirilmelidir, “devlet” olmak da bunu gerektirir. Teknoloji nimetlerinin “evde kal” mayla birlikte daha çok kullanıldığı bu günlerde sosyal medyadan yapılan; “Fransa; Hazirana kadar halkımın faturalarını ben ödeyeceğim, Venezuela; 6 ay kiraları erteliyorum ve işten çıkarılmaları da yasaklıyorum, İtalya; Halkın vergi ve faturalarını askıya alıyorum ve halktan para almayacağım, Kanada; Siz sağlığınızı düşünün. Para bizim işimiz, size destek için 83 milyar dolar ayırdık, bu da gelirimizin ancak % 3’ü.” şeklindeki paylaşımları da bir kenara not ediyorsa aklının ucundan bazı şüphelerinin / beklentilerinin geçtiğinin işaretleridir. Evet, bizim milletimiz; Hem koşar, hem de koşamayana da yardım eder ama koşu esnasında ayağına çelme takılıp yere düşürülür ve bu haline gülünürse bunu da unutmayıp bir kenara da not eder. Bu tarz şeylere sebep olmayalım, olanları da teknoloji sayesinde gerekli yerlere şikâyet edelim. Bu da “millî” bir görevdir.

“Sine – i millet” e dönmeyi yanlış anlayıp yorumlamaya gerek yoktur. Bu millet, her zaman ve zeminde üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır, hiçbir zaman da yapmaktanimtina etmez, kaçınmaz / kaçınmayacaktır. Bu, “köprüyü karşıya geçene kadar ayıya dayı diyeceksin!” şeklinde algılanmamalı, “işimiz bitti, ellerimizi yıkayıp ovuşturup artık bir kenarda oturabiliriz!” şeklinde algılanmamalıdır. Bu millet, yeri geldiğinde ayıya dayı demeyeceği gibi o köprüyü yıkmasını / yakmasını da bilir. Bu millet; Çok merhametli, cömert, mert, garibana, aça / muhtaca çıta hızında koşacak kadar geniş bir kalbe sahip, aziz ve yüce bir millettir. O yüzden biz bize yeteriz ve bunu da hiç kimseye muhtaç olmadan yaparız. Tarih, Türklerin; Savaş, salgın ve doğa olaylarına karşı vermiş olduğu mücadelelerden başarılı bir şekilde nasıl çıktığının örnekleriyle doludur. Türk’ün duyguları – sabrı – insanlık ölçüleri sınanamaz, koşması gereken yere de herkesten önce koşar.

Basına yansıyan her şeyi doğru ya da yanlış olduğunu bilmeden sosyal medya hesaplarından paylaşan filozofların tamamı haklı olmasa bile en azından bazı paylaşım ve serzenişlerini de “haklı” çıkartmamak adına iktidar üzerine düşen görevleri yerine getirmeli – beklentileri karşılamalı, zor bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde başta 60 yaş ve üstü olanları düşünmek üzere toplumumuzun tüm fertlerini – ayrım yapmadan - baş tacı etmeli, birey – toplum ve devlet olmanın vermiş olduğu sorumlulukları da yerine getirmeliyiz ki insanlığımızı da yitirmemiş oluruz.

Geçirmiş olduğumuz bu sıkıntılı süreci de kazasız / belasız ufak tefek kayıplarla bir şekilde atlatmış olacağız, buna da adımız gibi eminiz. İktidar ve muhalefetiyle birlikte devletin tüm kademeleri de başta sağlık ve kolluk kuvvetlerimiz olmak üzere görevlerinin başındadır ve dur durak – gece gündüz demeden canla başla çalışmaktadırlar. Onların talimat ve uyarılarına dikkat edelim ki bu süreci minimize ederek hep birlikte atlatmış oluruz.

Evet, TÜRKİYEM;

“BİZ BİZE YETERİZ!”

Günay Ertan Akgün

Akit TV köşe yazarı