BIST9.659,48 %0.49
USD37.9539%0,02
EURO41,1333 %0.31
ALTIN3.822,98 %0.31

SİSLİ ORTAM VE TERÖRDEN BESLENENLER    

Günay Ertan Akgün

Abone OlGoogle News
24 Mart 2025 10:48

Yurt, memleket, vatan, ülke olarak isimlendirip bellediğimiz aziz / asil topraklarımıza insanlık tarihi boyunca hep bir kutsiyet atfedilmiş ve bundan dolayı da paha biçilemez değerlerle donatılmıştır. Bunu yapanlar bu toprakları işgal edip tekrar sahip olacaklarını zannetseler de coğrafyasının çoğunluğunu Anadolu olarak tariflendiren bizler bu vatana yerleştikten sonra iyice sahip çıktık, kısıtlı imkanlarımızla koruyup kolladık ve bu günlere kadar getirdik.

Hem geçmişteki Haçlı artıkları ve hem de sonrasında Neyzen Tevfik’in de dediği gibi topraklarımıza bıraktıkları “Geldikleri gibi gitmediler; kimi itini bıraktı, kimi bitini, kimi de piçini. Yoksa bu kadar soysuzun bizden olması mümkün değil.” dediği ne idüğü belirsiz tipler yüzünden son 200 yıldır uğraşıp duruyoruz. Hangi biriyle uğraşacağız, hangisini adam edip hizaya çekeceğiz, “al birini vur ötekine!” – “yeter artık, bir bitmediniz!” dedikçe değişik taşların altından “sürüsüne bereket!” (!) başka türlü hainler çıkıyor.

Neden mi, biliyoruz ki;

Birileri bu ülkeyi bizlere bırakmayacak kadar çok seviyor (!), paha biçiyor, plan yapıyor, senaryo üstüne senaryoyu filme aktarıyor ve sahaya sürüyor, sonrasında da hiçbir şey olmamış gibi el ovuşturup sevinç naraları atıyor ama Muhsin YAZICIOĞLU’nun da dediği gibi unuttukları bir şey var, o da şudur; “Kan dökmeyi seven bir millet değiliz ancak söz konusu vatan ise; Dünyanın şah damarını keseriz!”, bunun da böyle bilinmesini istiyoruz. Hele hele bu vatanın ekmeğini yiyip, suyunu içip, havasını soluyanların devletin polisine – askerine kaldırdıkları her el, omuzundan kopartılır!...

Hükümet, iktidar, ittifak ya da adı ne olursa olsun devleti yönetmekle memur – vazifeli olan mevcut siyasi partilere “muhalefet yapılacak!” diye devletin manevi yapısı ve kurumlarına karşı yöneltilen her türlü tehlike ve tehdit, ilgili ve yetkilileri tarafından bertaraf edilir, bundan da hiç kimse şüphe duymasın!...

Boyunduruk ve yularları başkalarının elinde olan dış mihrak – odak ya da farklı fraksiyonlardan yemlenen vesayet – darbe – muhtıra – kriz ve sisli / puslu ortamlardan nemalananlar, bu devleti sahipsiz sanmasınlar. Başkaldırmaya çalıştıkları, havada attıkları küfür tehditlerini muhatap olarak kabul etmiyor, değersiz olarak kaydediyoruz. Bu devletin hafızası – arşivi sizin gibileri kaydetmekle doldu, daha fazla zorlamayın isterseniz. “Cezaevleri tıka basa dolu” dur diye de sevinmeyin, size uygun yerler bir şekilde mutlaka bulunur.

Hak aramak, eleştirmek, beğenilmeyen politika ve gelişmeler için düzenlenen / düzenlenecek olan protesto – yürüyüş gibi sosyal organizasyonlar; hem kişisel ve hem de anayasal olarak da “hak” tır ve şiddet içermediği sürece de ilgili kurumlar tarafından gösterilen - tespit edilen ve izin verilen yerlerde düzenlenir, yapılabilir. Ancak CHP gibi bir muhalefet ile onun yolundan giden farklı parti, STK (sivil toplum kuruluşları) ve fraksiyonların öncülüğünde sokağa çağrılanların ne olduklarını da gayet iyi biliyor ve Gezi olaylarını unutmadığımızı kendilerine hatırlatmak istiyoruz.

Lise – üniversite gençliği başta olmak üzere gelecek neslimizin yetiştirilmesinden sorumlu olan ailelere seslenmek istiyorum;

Gösteri, yürüyüş, protesto ve bunlar gibi doğal – yasal hak arama yollarında neden hep gençlik ya da okullardaki öğrenci kesimleri kullanılır? Bunların arasına karışan öğrenci görünümlü fraksiyon ekibi, PKK ve uzantıları, DHKP – C, TİKKO ve benzeri bölücü ve teröristler; Ekrem İMAMOĞLU şahsı - İBB ve etrafına yönelik operasyonlar ve Nevruz bahanesiyle sokaklara inmiş durumdalar.

Her sıkıntılı ortamdan kendine hisse çıkartmak isteyen provokatör – etki ajanları ve birileri tarafından görevlendirilmiş (!) kimseler; köşe başlarını mesken tutmuş, ufak bir kıvılcımın ateşlenmesini bekliyorlar. CIA, MI6, MOSSAD, BND gibi yabancı istihbarat servisleri ve içimizdeki uzantılarının elemanları sahaya inmiş, pür dikkat açık bekliyorlar, dikkatli olalım ve kurgulanan oyunlara gelmeyelim.

Toplumumuzun değerli aileleri;

Sizler, çocuklarınızı sokaklara salarken haklarını (!) savunmaya çalıştığınız siyasilerin çocukları nerede gününü gün ediyor, hatırlayın; Masum Kürt çocuklarını dağlara kaçırtıp öldürten PKK ve siyasi uzantılarının çocukları Avrupa ve Amerika’da fink atarken o çocuklar bir hiç uğruna ölüp gittiler, meçhul hâle geldiler. Çok geç olmadan çocuklarımızı bunların arasından sıyırıp alın, bırakmayın, toplayın ve oto kontrolünüzü sağlayın.

Yasa dışı eyleme katılan, askere – polise saldıranlar; devletin “babalık” yönünü değil, demir yumruğunu görmek zorunda kalacaksınız. Bu yumruk suratınıza patladığında üzülen taraf sizler olacaksınız, demedi demeyin!...

Günay Ertan Akgün

Akit TV köşe yazarı