BIST9.549,89 %1.94
USD34.5292%-0,10
EURO36,0240 %-0.51
ALTIN3.004,18 %-0.04

YENİ YÜZYILIN SİYASİLERİ ARANILIYOR

Günay Ertan Akgün

Abone OlGoogle News
24 Kasım 2024 12:42

Siyaset; Zor ve meşakkatli bir iştir, hele hele Türkiye Cumhuriyeti Devleti gibi bir ülkede bu işin içerisine giriyorsanız zor olanı daha da imkânsız bir hâle getirirsiniz.

Düşünsenize;

Lider sultasına dayalı, kurumsallaşamamış ideoloji – dava ve fikirlerin peşine koşuyor, parti genel merkezlerindeki zırhları aşıp dert ve çözüm önerilerinizi anlatamıyor, bölge - etnisite veya kimlik üzerinden yaranmaya çalışıyor, ihraç – yalnız bırakılma korkusuyla sürekli olarak kafanızı büküp sünepe bir şekilde kenara çekiliyor, istedikleriniz olmadığı zaman farklı tabelalarda medet arıyor ya da yeni partilerin içerisine giriyor, paranızı son kuruşuna kadar harcayıp bunun üzerinden kendinizi “iş ve ihale takipçiliği” nin içinde buluyor ve bunun gibi siyasetle yan yana gelmemesi gerekenleri yaşıyorsanız, sizler; bırakın siyaset yapmayı, toplumun karşısına dahi çıkmayın. Oy – destek istemek adına ille de toplumla yüzleşmek istiyorsanız da o zaman sizlere yöneltilecek her türlü eleştiri ve tenkitlere de açık olun, zorbalıkla – asimetrik kuvvetle karşılık vermeyin. Toplum artık elinde en büyük silahı olan (!) cep telefonu ve sosyal medya sayesinde her an sizleri ifşa etmek için hazır bir durumda bekliyor. Yapmayın, yapmayın, yapmayın!...

Ülkemizdeki siyaset arenasında “kalite” namına hiçbir şey kalmadı. Genç nesil yaşanılanları gördükçe siyasetten ve onun aktörlerinden cüzzamlı – son devrin bulaşıcı silahı olan – kovidli görmüş gibi uzaklaşıyor. Neden mi;

Ehliyet – liyakat ve sadakat gibi ilke veya manevi olgularla kendini yetiştirmiş - donatmış, bağımsızlık aşığı / beyni - fikri – vicdanı hür, cemaat – tarikat – dernek – vakıf gibi dinî ya da farklı amaçlarla bir araya gelmiş olan yapı veya gruplardan medet ummadan veya son devrin moda tabiriyle bu yapılarla irtibatlı / iltisaklı olmadan, parti ve onu destekleyen şirket ya da holdinglere para aktarmadan siyaset yapmak isteyenleri kapı dışarı eden – belli bir mevki ya da makama getirmeyen bir zihniyet, siyasetin tüm kapılarını sonsuza kadar kapatmış. Sırf kendi ikballeri lekelenecek ya da bunlara bir halel gelecek diye kapıyı öyle bir zırhla kaplamışlar ki açabilene aşk olsun, var mı böyle bir çilingir? Gençlerin siyasete girmemesinin en büyük nedeni de budur; KAPILAR KAPATILMIŞ!...

“Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı” fitilinin ateşlendiği ve birçok siyasi parti genel başkanı veya liderlerinin yaş ve tecrübe olarak belli bir kemale erdiği bu yıllarda artık bir an önce gençlerin de önünün açılması lazım.

Hatırlayalım;

Koronavirüs sürecinde 65 yaş ve üstü insanlara “dışarı çıkma yasağı” uygulaması vardı. Çabuk hastalanıp ölmemeleri ve virüsü yaymamaları için alınan bu tedbir belki yerinde bir karardı, bunu da geçelim. Daire – arsa gibi basit bir mülk ya da araç alım – satım veya devri için de 65 yaş ve üstündeki insanlarımızın akıl sağlıklarının yerinde olup olmadığıyla ilgili tam teşekküllü hastanelerden rapor isteniliyor, seçme ve seçilme için de 18 yaş şartı arıyorsunuz ya da bunlar için bir “sınırlama” getiriyorsunuz da beni yönetecek insanlara neden bir üst yaş sınırlaması getirmiyorsunuz. Anlamakta güçlük çekenler için soruyu basit bir şekilde şöyle soralım;

Devletimizin yönetimi daire ya da araba satışından daha mı değersiz, benim vatanımı ve aziz / asil bildiğimiz - kutsallık atfettiğimiz devletimizi neden belli bir yaşın üstünde olan insanlar yönetsin? “Bir bilen” olarak kenarda oturup anılarını yazmak – emekliliğin tadını çıkarmak varken dinamizmden uzaklaşmış, hayattan zevk almayan ve ayakta durmakta güçlük çeken – iyice yorulmuş insan ya da siyasilerin eline ve ağzından çıkacak laflara bakmak, onları dinlemek zorunda değiliz. Yoksa günahımız; Liderlik sultasına karşı olan isyanımızı, tam ve layıkıyla haykıramadığımızdan mıdır? Merak etmeyin; Bu ses her seçim döneminde öyle bir haykırılıyor ki bazıları duymak istemese de bir şekilde duymak zorunda kalıyor!...

Gençler artık tribünden maç izlemek istemiyor ve bir an önce sahalara inip gol atmak istiyor. Sizler, atılan her bir şutu taca atmakta mahir olduğunuz ve sürekli bir şekilde de küme düşmeyi alışkanlık haline getirdiğiniz için artık siyaset arenasından çekilip siyaseti bırakın. Cumhuriyetimizi ve devletimizi emanet edeceğimiz gençlere fırsat verip hem siyaset ve hem de devlet yönetimindeki yerlerini alsınlar artık yeni yüz ve kirlenmemiş elbiselere ihtiyacımız var. Giyilmeyen ve gardıropta saklanılan her bir elbise, vakit ve nakit harcamaktan başka bir işe yaramaz, yaramayacaktır.

Savulun;

“Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım!” diyen gençler geliyor, durduramazsınız!...

Günay Ertan Akgün

Akit TV köşe yazarı