BIST9.052,78%2,79
USD32.3203%0.08
EURO35,1212%0.14
ALTIN2.302,43%1.09

Fetih bir işgal midir?

ArzuErdoğral

Abone OlGoogle News
01 Haziran 2020 06:44

Fetih kutlamaları kapsamında Ayasofya'da Fetih Suresi okunması sadece Yunanları değil kendini Yunan gibi hissedenleri de çılgına çevirdi.

Yunanistan’ın durumundan daha ibretlik bir tavır sergileyenlerden biri olan TELE 1 genel yayın yönetmeni Merdan Yanardağ’dı. Yanardağ, Ayasofya'da Fetih Suresi'nin okunmasına tepki gösterdi.

Öyle akıl almaz bir tepkiydi ki bu, Fetih’i işgal, talan ve sömürgecilik olarak gösterdi.

Allah’ın kelamından rahatsızlığı sözlerine öyle bir sirayet etti ki, Fetih Suresi'nin Ayasofya'da okunacak olmasının son derece 21. yüzyılda modern bir devlete, çağdaş bir topluma uygun düşmediğini zırvaladı.

Bu çağda fethi savunmak isesilah zoruyla başka toprakları ele geçireceğini ve hala böyle bir ideolojinin taşıyıcısı olduğunu ilan etmek demekmiş…

Zihniyet artığı bu saçmalıklara bu günden bakacak olursak İsrail ve ABD gibi ülkelerin işgallerini görmeyen Yanardağ ve onun gibi düşünenlerin tek derdi İslam düşmanlığıdır.

Peki, gerçekte fetih nedir?

Arapça’da “açma, yol gösterme, hüküm verme, galibiyet ve zafere ulaştırma” anlamlarına gelen fetih asla işgal ve istila değildir.

30 Mayıs 2014 yılında Birlik Vakfı ve Milli Türk Talebe Birliği'nce (MTTB), İstanbul'un fethinin yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen "Fetih Ruhu, Fatih ve Gençlik" konulu kompozisyon yarışmasında o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan fethin ne olduğunu muhteşem sözler ile anlatmıştır.

“Fetih işgal değildir, gasbetmek değildir, zorla ele geçirmek değildir. Fetih, köhnemiş kilitleri açmak, pas tutmuş kapıları aralamak, kalplere, gönüllere giriş yapabilmektir. Fetih, zalime 'dur' diyebilmek, zulme itiraz edebilmektir. Fetih, mazlumların elinden tutmak, gariplerin, yolda kalmışların, yoksulların yüreğine su serpebilmektir. Fetih, zulmün egemen olduğu o diyarlara, adaleti, hoşgörüyü taşımaktır. Karanlık çağlara mühür vurup, aydınlık bir istikbali inşa edebilmektir. Eskimiş olanı, köhnemiş olanı, işlevi kalmayanı geride bırakıp, ileriye doğru yelken açmak bir fetihtir. Ülkesi, milleti ve insanlık için yeni aydınlık kapıları aralamak bir fetihtir. Durmadan, duraklamadan, rehavete kapılmadan, kalplerin paslanmasına izin vermeden sürekli ilerlemek bir fetihtir. Fetih asla ve asla başkalarının topraklarına göz dikmek, işgal etmek, başka ülkelerin iç işlerine müdahale etmek değildir.”

Evet, fetih ile devletin sınırlarının genişlemesi sağlanırken gayrimüslimler asla zorla Müslüman yapılmıyor, her türlü hakları da korunuyor.

Haçlı zihniyetinin tam tersi olarak Osmanlı’da gayrımüslim vatandaşların canı, malı ve din hürriyetini teminat altına alınırdı. Kanun önünde Müslüman vatandaş ile gayrımüslim vatandaş arasında bir fark yoktu. Başkası mümkün değildi çünkü Osmanlı’ya fetih ruhu Peygamber Efendimiz’den (s.a.v.) miras kalmıştı.

“Kostantiniyye mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan ve onu fetheden ordu ne güzel ordudur” hadis-i şerifinde geçen “güzel kumandan” muştusuna erişen Fatih Sultan Mehmet de fetih ruhunu bu kadim şehirde yaşatmıştı.

Hedef İstanbul’u fethetmekle birlikte Allah’ın rızasını kazanmak ve kalpleri de fethetmekti.

Hıristiyan tarihçisi Trabzonlu Georgios “II. Mehmed, şüphesiz Kirus’tan, Büyük İskender’den ve Sezar’dan büyüktür. Hatta bir kelimeyle söylemek lazım gelirse, gelmiş geçmiş bütün hükümdarların üstündedir.” sözleriyle anlatmıştır Fatih Sultan Mehmet’i…

Fethin sembolü ve Fatih'in vakfiyesi olan Ayasofya’ya gelecek olursak camiye çevrilmesinde hiçbir beis yoktur. Bunu istemek Türk milletinin hakkıdır.

İşgalle ülkeleri talan edenler, halkına olmadık eziyet çektirenlere tek söz etmeyenlerin fethi bağlamından koparmasının da hiçbir değeri yoktur.

Bu yozlaşmış beyinler karşısında fetih ruhunu çok iyi anlamak ve gelecek nesillere aktarmak ise bizlere düşen en büyük görevlerden biridir.

ArzuErdoğral

Akit TV köşe yazarı