BIST9.679,80%-1,37
USD32.45%0.06
EURO34,4495%-0.05
ALTIN2.489,53%0.26

Faizi 24’ten 8’e indiren başkan gelince de, gidince de itiraz!

Ali Karahasanoğlu

Abone OlGoogle News
08 Kasım 2020 09:24

Kim ne yorum yaparsa yapsın..

Kim vefasızlığı kendisine yakıştırırsa yakıştırsın..

Kim günübirlik değişmelere göre konum belirleyip, farklı açıklamalara imza atarsa atsın..

Ben hakkı teslim etmek zorundayım.

Çünkü bizim farklılığımız, “yanar döner” olmamaktır.

Dün başka, bugün başka konuşmamaktır..

“Dün dürdür, bugün bugün” dememektir..

Dün söylediğimizi bugün inkar etmemektir..

Dün ne demiştik ki, bugün de ona devam edelim..

Dün, “Merkez Bankası Murat Çetinkaya, faiz oranlarını indirilmesi konusunda isteksiz davrandığı için görevden alındı. Bu doğrudur. Yerine getirilen Murat Uysal, 8 ay içinde kademeli olarak, faiz oranlarını % 24’ten% 8.25’e indirdi. Bu bir başarıdır. Murat Uysal ve onun arkasındaki siyasi irade, ‘Faiz sebep değil, sonuçtur’ diyenlere kapak olacak cevabı vermiştir..” dedik.

Bugün de, Murat Uysal’ın 2019 sonunda gelip, 2020 Mayıs’ında faizi % 8.25’e indirmesindeki başarısını tebrik edip..

Son aylarda, uygulamada siyasi irade ile Merkez Bankası arasındaki farklı düşünmenin getirdiği görev değişikliğini de herkesin saygı ile karşılaması gerektiğini belirtelim..

Yok öyle..

Murat Çetinkaya görevden alınıp, Murat Uysal göreve getirildiğinde, “Merkez Bankası bağımsız olmalı.. Sadece bağımsızlığının tehlikeye düşmesi bile, bize büyük faturalara sebep olur” açıklaması yapıp..

Sonrasında o bahsedilen “büyük fatura”larla ilgili tek olumsuz yaşanmadığı halde..

“Özür dileriz. Biz Merkez Bankası başkanı değiştirildiğinde, ‘Sadece bu değişikliğin şekli bile, faizi yüzde 3-4 yükseltir’ dediğimiz halde.. Bu gerçekleşmedi.. Tam aksine, yeni başkan, faizi kademeli olarak, kısa sürede % 16 aşağıya çekti” diyemeyenler gibi..

Çelişki üzerine çelişkiye imza atanlardan olmamamız gerekir..

Ali Babacan gibi..

Daha üç gün önce..

“Çocuk bile daha iyi yönetir” dedikten sonra..

O hedef alınanlardan birisi görevden el çektirilince..

“Gece yarısı bir operasyonla Merkez Bankası başkanı görevden alındı. Bütün bu problemi tek bir bürokrata yıkmak istiyorlar. Ne Cumhurbaşkanı ne de ekonomi yönetimi talimatını harfiyen uygulayan kişileri değiştirerek ekonomide yaşanan çöküşün sorumluluğundan kurtulamaz” derseniz..

İnsanları kahkahalarla güldürürsünüz..

Öyle ki..

Bu son açıklamanızın içinde bile..

Bir yandan “Denilenleri harfiyen uygulayan bürokrat” tanımlaması yapıp..

Sonrasında da, görevden alınmayı eleştirirseniz..

İnsanın zekası ile de alay etmiş olursunuz..

“Her denileni, harfiyen yapıyor” idiyse..

Murat Uysal, niye görevden alınsın ki?

Siz de anladınız konuyu..

Şu makama, bu makama erken yaşta oturtuldukları..

Sonrasında da daha farklı makamlara getirilmedikleri için..

Sırf gıcıklık olsun diye..

Hem “Merkez Bankası Başkanı’nın hiçbir önemi yok, bütün kararlar Cumhurbaşkanı tarafından emrediliyor” dersiniz..

Hem de..

O; tek sorumlu gösterdiğiniz Cumhurbaşkanı, “Önemsiz” dediğiniz Merkez Bankası Başkanı’nı görevden alınca..

“Bu kabul edilemez” dersiniz.

Bu çelişkiler bir yana..

Bir de çok bilmiş profesörlerimiz var..

Onlardan bir tanesi de, Özgür Demirtaş..

Daha düne kadar, “Üretimin yok.. İhracatın yetersiz.. Fabrikan az.. Döviz fiyatlarının yükselmesine niye şaşırıyorsun? Faizin yükselmesine, enflasyonun yükselmesine niye şaşırıyorsun” diye algı oluşturuyordu..

“Batılı ülkelerin Türkiye üzerinden operasyonu falan yok kardeşim. Bizim ekonomik durumumuz bunu gerektiriyor, bu oluyor” diyordu..

O günlerde soruyorduk: “Dövizin fiyatının artmasının tek sebebi üretimin olmaması ise.. 5,5 TL’lerden bir gecede 7.10’a kadar yükselen dolar, nasıl olmuştu da.. Birkaç gün sonra tekrar eski seviyesine inmişti? Dolar yükselince ekonomimizin durgunluğu, üretimimizin azlığı etkin idiyse.. Doların düşmesi aşamasında, bir gün içinde, ekonomimiz nasıl zirve yapmıştı? Bir günde üretim patlaması mı yaşamıştık? Eğer bu apaçık bir operasyon değil ise.. Bir günde dolar nasıl tekrar eski seviyesine inmişti?”

Tabii verebilecekleri cevap olmadığı için, onlar ezberlediklerini tekrarlıyor..

Sorularımıza cevap vermiyorlardı.

O Özgür Demirtaş, dün yine kafayı çıkarmış..

Demiş ki:

“Merkez Bankası Başkanı kim olursa olsun. Yapılması gereken şey:

1) Sert, Doğrudan faiz artırımı.

2) Faiz Enflasyonun nedenidir söyleminin bırakılması.

3) Başkanın bağımsız olması.”

Sondan başlayalım..

Merkez Bankası Başkanı bağımsız olunca..

Özgür Bey’in eski açıklamaların da dikkate alarak söyleyelim.. “Üretimimiz az kardeşim. Fabrikalarımız yeterince üretmiyor.. Tabii ki döviz yükselir” açıklamalarını hatırlatalım..

Soralım: “Merkez Bankası Başkanı bağımsız olunca, kendi kendine fabrika sayımız mı artıyor? Üretimimiz kendi kendisine zirve mi yapıyor?”

Öyle ya..

Düne kadar, “Üretimimiz az, onun için döviz yükseliyor” diyenler..

Şimdi..

Aslında sorunun üretimin azlığı olmadığını kabul ederek..

Değişik konuları önümüze koyuyorlar..

Özgür Bey’in ikinci maddesi doğru mu?

Ne mümkün!

Faizin, enflasyonun nedeni olduğu, son bir yıl içinde ispatlanmadı mı?

Özgür Bey’in takımı, “Faizi indirerek, enflasyonu indiremezsiniz” der iken..

Faizleri % 24’ten % 8.25’e kadar indirdik mi?

İndirdik..

Bu sayede, enflasyon da % 11’lere kadar indi mi?

İndi..

O zaman, Özgür Bey, seki hamam eski tas, o söylemine niye devam ediyor?

Ve bununla direkt bağlantılı, sert faiz artışı talebi..

Faizi artırınca, üretim artar mı, azalır mı? Paradan para kazanma kolaylaşır ve yüksek olursa, insanlar üretime mi kayar, parayı bankaya yatırıp, faiz almaya mı?

Bunu bile düşünemeyen Özgür Bey..

Şöyle bitirmiş değerlendirmesini:

“Bunlar olursa kısa vadeli yaraları sararız. Uzun vadeli iyileşme için ise Yapısal Reform şart.”

Hah işte..

Geldin mi..

Dövizin yükselmesinin sebebinin, operasyon olduğu gerçeğine..

Ne diyorsun: “Kısa vadeli yaraları sararız.”

Diyemiyorsun ama..

Demiş oluyorsun: “Son günlerdeki döviz yükselişinin sebebi, bizim ekonomik durumumuzun berbat olması değil. Bir-iki atak ile, onları tamir ederiz.”

Aramızdaki ihtilaf şurada: “Bir-iki atak”tan kasıt ne?

Biz “Biraz sabır, dik duruşun devamı” diyoruz.. Onlar, “Faizi yükselt” diyorlar..

Ali Karahasanoğlu

Akit TV köşe yazarı