Tarikat şeyhini değil, CHP Genel Başkanını, vekillerini diziye çekin!

ALİ KARAHASANOĞLU

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7. Din Şûrası’nda konuşuyor:

“Vakıflar, dernekler, tarikatlar, dini müesseseler linç ediliyor, bu tip girişimler milli güvenlik sorunudur. RTÜK başta olmak üzere ilgili kurumlar hızla tedbirler almalı!”

Destekleri ve itirazları görmek istiyorum..

CHP bildiğiniz gibi..

Bir gün öncesinden zaten Genel Başkanları Özgür Özel şöyle konuşuyordu: “Tarikatlara cemaatlere gitsinler diye bir tane yurt açmadılar. 70-75 tane yurt açtık. Son rakamı istedik, 80’in üzerinde yurt bu ayın sonunda hizmette olacak!”

Utanmazlığa bakın.

Tahrif edilmiş kutsal kitaplar gibi..

Tahrif edilmiş Süleymancılık anlayışını kendilerine destekçi yapan CHP zihniyeti..

Bir yanda tarikat düşmanlığı yaparken.

Bir yandan da tepesine bir şekilde yerleştirilmiş arızalı isimleri kullanarak, tarikatların desteği ile seçim kazanıyorlar..

Sonra da, AK Parti’nin tarikatlara destek çıkmak için, yurt bile açmadığını iddia ediyorlar.

Oysa Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı yurt sayısı.. Sayı yanıltıcı olabilir, aynı zamanda barınabilecek toplam öğrenci sayısı üniversite açılış günlerinde açıklanmıştı..

AK Parti iktidara gelmeden önceki nüfus sayımız ile kıyaslandığında, hem yurt sayısı, hem barınan öğrenci sayısı kat kat fazla idi..

Ama bu CHP zihniyetinde utanma yok ki..

Tarikatlara küfrederler. Yanlarına çektikleri bazı tarikat adamları sayesinde seçim kazandıklarında, “Oh oh” derler..

CHP’nin, tarikatları genelde linç ederken, bazılarından destek alarak iktidar olma isteği riyakârca ve tam bir din istismarı mahiyetinde.

Peki CHP’ye yamanan Saadet Partisi ne yapıyor?

Cumhurbaşkanı’nın dünkü açıklamasına bir destekleri var mı?

Hiç sanmam..

Onlar, şeytan ile anlaşma yapıp, meleklerin koruması altındakilere şeytanlık suçlaması yapmakla meşguller..

İktidarda olması hasebi ile, kitle partisi olma iddiası sebebi ile..

Dindarların bile, ateistlerle işbirliği yapıp, AK Parti’yi devirme girişimlerinde bulunması sebebi ile..

Ben tasvip etmem. Ama SP’nin, sabah akşam tarikatlara küfreden CHP ile ittifak kurması ve AK Parti’yi devirmek istemesini dikkate aldığınızda..

AK Parti’nin, CHP’lilerin şerrinden, bu riyakarlık yapan SP’lilerin şerrinden birazcık kendilerini kurtarmak için, tarikatlara yönelik saldırılara sessiz kalması, belki de mazur görülebilecek iken..

Dün Cumhurbaşkanımız, tarikatlara yapılan saldırıları mahkum eden cümlelerle, safını net olarak gösterdi..

“Son yıllarda filmlerin, dizilerin, TV programlarının, aile ile birlikte dini değerlerimizi, dindarları hedef aldığını müşahede ediyoruz. Tek tük istisnai olumsuz örnekler üzerinden bütün dindarlar hakaret edilmekte, vakıflar, dernekler, tarikatlar, dini müesseseler linç edilmekte, dindar ve dini değerler yıpratılmaktadır.”

Heeey. SP’nin Genel Başkanı Mahmut Arıkan..

Siz, dindar vakıflara gerici-yobaz diye her gün saldıran Cumhuriyet gazetesine ziyarette bulunup, “Dik duruşunuz” diye övgüler düzerken..

Bakın, yumaşadığını, laikçilerle işbirliği yaptığını iddia ettiğiniz, iftira attığınız Cumhurbaşkanı, onların hadlerini nasıl bildiriyor..

Devam ediyor, Erdoğan..

Saadet Partili hacıları, hocaları, çarşaflı annelerimizi, teyzelerimizi de koruyarak, bakın ne diyor:

“Sarıklı, sakallı, başörtülü, çarşaflı, cübbeli vatandaşlarımıza ahlaksızca saldırılmakta ve itibar suikastları düzenlenmektedir. Tıpkı 28 Şubat dönemindeki gibi belli toplum kesimlerimiz adeta öcü gibi gösterilmektedir. Buna sessiz tepkisiz kalmamız mümkün değildir. Canlarını bizden esirgemeyen insanlarımızın sırf inancı ve dış görünüş nedeniyle aşağılanmasına, üç beş kendini bilmezin reyting savaşına meze yapılmasına müsaade edemeyiz.”

Nerdesiniz Saadetliler..

Nerdesiniz, “etik siyaset yapacağız” diyen Ahmet Davutoğlu..

Sırtınızda yumurta küfesi olmadığı için, sizin çok daha net şekilde yapmanız gereken, dindar insanları savunma görevini, Cumhurbaşkanı üstlenmiş.

Siz ise...

Hacılara, sakallılara küfredenlerle işbirliği yapıp, bir de utanmadan, “İşbirlikçi AKP” diye slogan atıyorsunuz..

Torunlarını İmam Hatip’ten ayırmakla övünen Temel Karamollaoğlu susuyor.

Beğenmedikleri Erdoğan konuşuyor:

“Müslümanlar olarak bizler de dini yaşamak ve yaşatmakla mükellefiz. Dindarlara yönelik saldırılarda tedbir alacak, bu saldırıları göğüsleyip püskürtecek olan bizden başkası değildir.”

Ve bu Cumhurbaşkanı..

Kanal D’de yayınlanan “Arka Sokaklar” dizisinde tarikatları itibarsızlaştırmanın da içinde bulunduğu birçok dizideki maneviyat karşıtlığını eleştiriyor..

Saadet Partisi’nin desteğindeki, kefaleti altındaki CHP ise, o dizilere sahip çıkıyor..

Dizi adı altında oynatılan filmde, bir tarikat önderine cinsel ahlaksızlık isnadı yapılıp, komisere dövdürttürülüyor..

Ben de bu ahlaksızlara hodri meydan diyorum..

Siz, toplumun itibar ettiği bir tarikat şeyhinin, o dizideki gibi bir ahlaksızlığını gerçek hayatta gösteremezsiniz ama.

Ben size. Atatürkçü geçinen,. Laiklik istismarcılığı yapan onlarca ismin.

O cinsel ahlaksızlık benzeri görüntülerini gözünüzün içine sokarım.

Çekin bakalım bir dizi de görelim, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın yaptığı gibi..

Özel kalemi evli olduğu halde, kendisi evli olduğu halde. Ahlaksızca bir ilişki içine girmelerini. Bunun sonrasında o kadının, CHP’den milletvekili yapılmasını.

CHP milletvekili Özgür Karabat’ın, parti kongresinde tanıştığı kadınla, ertesi günü birlikte olup, sonrasında da videosunun çekildiğini belirtenlerin şantajı altında kalmasını.

Dizide konu edinin, de göreyim boyunuzun ölçüsünü..

Denizli CHP milletvekilini, eşcinsel ilişkisini.

CHP milletvekili Mustafa Sarıgül’ün şoförü ile eşcinsel ilişkisini..

Haydi bakalım, arka sokaklara mı, ön sokaklara mı.

Hangisini istiyorsanız.

Kızıl Goncalar’a mı?

Rezil müfteri yoncalara mı..

Konu edinin de göreyim..

Bakın, gerçek hayatın içinden malzeme veriyorum size..

Öyle uyduruk senaryolar değil..

Hayatla iç içe..

Gerçekle iç içe..

CHP’li anne babanın, CHP’li üniversite mezunu evli oğlunun, üniversite öğrencisi bekar kız arkadaşı ile ilişkisini sonlandırmak için..

Üniversiteli kızı diri diri betona gömdüğünün yansımasını, bir dizide gösterin de boyunuzun ölçüsünü görelim..

Gerçekten hayatın içindekileri, filmlere mi yansıtıyorsunuz?

Yoksa gerçek hayattakileri gizleyip, olmayan şeyleri, dindar insanlara yükleyerek, kendinize daha geniş alan mı açmaya çalışıyorsunuz?