Mansuuuur.. Mansur.. Sen dur.. Sen sus..
Ali Karahasanoğlu
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP zihniyetinin ne kadar pespaye bir yönetim tarzı geliştireceğinin de somut örneğini veriyor..
Şu kadar lirayı, şu şarkıcıya vermiş, bu kadarını diğerine pas etmiş..
Bunlardan belki çok daha önemlisi..
Adam Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda oturuyor ama, bir şarkıcıya 69 milyon ödeme yaptıklarına yönelik iddiayı cevaplandırmak için bile, bir hafta geçti..
Yani..
İşi bilen birisi için..
“Yapılan ödemeleri getirin.. Borçlarımızı getirin.. Yapılan sözleşmeleri getirin” diyerek..
10 dakikada ortaya çıkaracağı bir cevabı..
Ne yazıktır ki, başkentin belediye başkanı, bir haftada ancak çıkardı..
Sağına sayabildiğim kadarı ile 7 adam. Soluna da sayabildiğim kadar 6 adam almış..
“Ben tek başıma anlatırsam rezil olurum. Yanımda kalabalık oluşturun. Bir şey anlatıyorum sansınlar” diyerek..
Başladı açıklamaya..
“Doğru olmayan bilgileri sızdırdılar. Belki bizden bilgi alabilecekken Ankara Belediyesi 69 milyon ödedi diye servis etmeye başladılar.”
Utanmazlığa bakın..
Seçim meydanlarında, her şey şeffaf olacak diyen bir adam..
Şimdi bir haftada çıkaramadığı rakamlar için, “sızdırıldı” diyor..
Sende hiç utanma var mı, Mansur..
Utanma varsa, belediyenin kasasından ödenen yüz milyonlarca lira için, “sızdırıldı” ne demek, bir izah ediver..
Senin babanın çiftliği mi ABB.. Senin babanın bahçesindeki elma ağaçlarının sayısı mı sızdırıldı?
Zaten şeffaf harcama yapacağını vaad etmiştin..
Bunun sızdırması ne demek oluyor?
“Sorsalar, verirdik” diyecek kadar utanmazlığa imza atan Mansur, devam ediyor:
“Bu haberi duyar duymaz, incelemeye başladık.”
Neye başladın Mansur..
Ne incelemesi, ne başlaması..
Bir tuşa basıp, açıklayacaktın, “Şu kadar."
Bu kadar basit bir bilgi için, inceleme başlatılıyor.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP zihniyetinin ne kadar pespaye bir yönetim tarzı geliştireceğinin de, böylece somut örneğini veriyor..
Ve utanmadan anlatıyor..
"Şu kadar lirayı, şu şarkıcıya vermiş, bu kadarını diğerine pas etmiş.."
Bunlardan belki çok daha önemlisi.. Adam Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğunda oturuyor ama, bir şarkıcıya 69 milyon ödeme yaptıklarına yönelik iddiayı cevaplandırmak için bile, bir hafta geçti..
Yani..
İşi bilen birisi için..
“Yapılan ödemeleri getirin.. Borçlarımızı getirin.. Yapılan sözleşmeleri getirin” diyerek.. 10 dakikada çıkaracağı bir cevabı..
Ne yazıktır ki, başkentin belediye başkanı bir haftada ancak çıkardı..
Sağına sayabildiğim kadarı ile 7 adam. Soluna da sayabildiğim kadar 6 adam almış..
“Ben tek başıma anlatırsam rezil olurum. Yanımda kalabalık oluşturun. Bir şey anlatıyorum sansınlar” diyerek..
Başladı açıklamaya:
“Doğru olmayan bilgileri sızdırdılar. Belki bizden bilgi alabilecekken Ankara Belediyesi 69 milyon ödedi diye servis etmeye başladılar.”
Utanmazlığa bakın.. Seçim meydanlarında, "her şey şeffaf olacak" diyen bir adam.. Şimdi bir haftada çıkaramadığı rakamlar için, “sızdırıldı” diyor..
Sende hiç utanma var mı, Mansur..
Utanma varsa, belediyenin kasasından ödenen yüz milyonlarca lira için, “sızdırıldı” ne demek, bir izah ediver..
Senin babanın çiftliği mi ABB.. Senin babanın bahçesindeki elma ağaçlarının sayısı mı sızdırıldı?
Zaten şeffaf harcama yapacağını vaad etmiştin.. Bunun sızdırması ne demek oluyor?
“Sorsalar, verirdik” diyecek kadar utanmazlığa imza atan Mansur, aynı gün cevap veremedi.
Ayarlamalar yapıldı. Savunmalar hazırlandı.. “Sağıma 6, soluma 7 kişi aranıyor”, görüşmeleri yapıldı..
Ve bir hafta sonra, iki dakikada açıklanması gereken rakamlar için, kürsüye çıkıldı..
Şunlar söylendi:
“Şöyle bir eleştiri var; neden 10 gün beklendi deniyor. Bu iddia 30 ekim gecesi internete düşmüş. Bunun üzerine 1 Kasım’da biz teftişe talimat vermişiz. Araya resmi tatil giriyor, 4 Kasım’da müfettiş gönderiliyor ve daire başkanlığından dosyalar isteniyor. Bu sefer ayın 5’inde Kültür ve Sosyal İşler Dairesi’nden izahat isteniyor.”
Devam edeyim mi!!
Yoksa, “Benim başkanlığımda her şey şeffaf olacak” diyen bir başkan adayının, seçildikten sonraki bu anlatımına, “Tuuu senin suratına” mı dersiniz?
Rakamlara da geliyor, Mansur Yavaş:
“’Candan Erçetin’e 84 milyon ödendi’ diyen müfterilere duyurulur. 8 tane konser var. Teknik bir sefer kuruluyor, 8’i birden orada hizmet alıyor. Toplam 94 milyon lira. Bunu 8’e böleceksiniz.”
Utanmadan, doğru rakamın 84 milyon TL değil, 94 milyon TL olduğunu itiraf ediyor, Mansur..
Sonra da “Bunu bölmeniz lazım” diyor..
Sen bölemedin galiba, Mansur..
Ben sana böleyim: 94:8=11.7
11.7 milyon TL, az para mı Mansur?
Kim, birkaç saat içinde. 11.7 milyon TL kazanıyor, bu ülkede, söyler misin Mansur?
Mansur bir haftada rakamları açıkladı ama.
Yine bölmeyi bize yaptırıyor:
“Semicenk, Gazapizm ve Ediz. Üç tane sanatçı. Teknik yine 46 bin lira. Burada ses, sahne vs ekipmanlar var. Bunu yazmamışlar. Burada da Mor ve Ötesi’ne de 70 milyon verildi diye internete yaydılar. 17-18-19’da 3 adet konser, teknik kurulum 48 milyon lira, sanatçılara ve ekiplerine ödenen de 38 milyon lira. 3’e böldüğünüzde konser başına ne düştüğünü göreceksiniz.”
Kendisi itiraf ediyor, “70 milyon değil, 86 milyon” diyor..
Bölmemizi istediğine göre, biz de bölelim: 38:3=12.6 milyon TL.
Abooo.
23 Nisan’da, ayağında çarık olmayanların açılışını yaptığı TBMM’nin kuruluş yıldönümünde, bir şarkıcıya 12.6 milyon TL, belediye kasasından mı verilmiş!
Oha beyim, oha!
Adını ilk defa duyduğum Tan Taşçı’nın konserine de, 30 Ağustos’ta 41 milyon 950 bin lira ödediğini, ama bunun içine kurulumun dahil olduğunu söylüyor, Mansur efendi..
Heeeyy. Saadet Partililer..
AK Partililerden de tek tük de olsaböyle israf yapanlar olduğunda, dillendirin ama..
Mansur’un bu israfına tek kelime edemiyorsanız..
“Sizin AK Parti’ye karşı çıkışınızın sebebi israfın kendisi değil.. Alnı secdeli cumhurbaşkanı” derim.
Alnı secdeli yönetici istemeyen CHP, sizi bir şeker ile aldatmış.. Alnı secdeliyi indirip, sonrasında da bir tekme ile siz dei saf dışı bırakmanın planını yapmış, siz de o şeker ile (10 milletvekili) tuzağa düşmüşsünüz, demektir.
Devam ediyor Mansur.
29 Ekim konserinin TUSAŞ saldırısı sebebi ile iptal edildiğini söylüyor.
Ve sonrasında ise, aklımızla alay edercesine.. vicdanımızla dalga geçercesine, “Kamuoyundan ısrarlı bir şekilde bir devlet ya da belediye terör karşısında bunu yapamaz, mutlaka bu konser yapılmalı diye çok büyük baskı oldu” diyor.
Bir okkalı tükürük bu vicdansız cümleye az bile gelir..
5 şehid var.. Konser veriyorlar.. İptal ediyor, “kamuoyundan iptal etmeyin isteği geldi” diyor..
Göster bakalım, hangi kamuoyu imiş o?
Kamuoyu dediğiniz, Ebru Gündeş’in birkaç saatte belediye kasasından milyonlarca lira alması için tezgah kuran üç tane soytarı olmasın..
Ve Ebru Gündeş’e verilen parayı da, şöyle izah ediyor, şeffaflık vaadli Yavaş:
“Makyözü vs dahil ödenen para 4 milyon 750 bin lira arkadaşlar. Bunun içinde de Ebru Gündeş kaşe bedelini almıştır.”
Tam da "2 sene önce Tunç Soyer, Tarkan’a 14 milyon vermişti, Mansur işi ucuza getirmiş” diyecektik ki..
Devam etti Mansur:
"2 ana konser için ses, sahne, ışık, LED ekran, ana sahne imalatı ve dekor 31 milyon 681 bin lira. Konser ve diğer hizmet kalemleri, Ebru Gündeş ve ekibine ödenen dahil, 13 milyon 257 bin lira. Bunun içerisinde Ebru Gündeş'in kaşe bedeli zaten belli, ekibiyle beraber 4 milyon 750 bin lira. Kurulumda çalışan personel tam 90 kişi. Tek tek bunların sigorta girişlerini, bordrolarını istedim. Ayrıca teknik, ses, ışık ve led ekranda çalışan 56 kişi. Bunların arzu eden olursa tamamının sigorta fişlerini kendilerine gösterebiliriz. Bunların yemesi, içmesi, konaklaması dahildir.” diyerek, rakamın aslında 44 milyonu aştığınıitiraf ediyor.
Tam bu noktada, artık dayanamıyorum: “Sayın başkan, bu fiyata giydikleri donlar da dahil mi?”
Milletle alay etmeye bakın..
Halkla dalga geçmeye bakın..
Sigortalı imişler de.. Sigorta fişleri varmış.
Algıcı şaklabanlar, sanki bir ay çalışılmış gibi algı yapıyorlar. Ne sigortası göstereceksin, bir günlük sigorta fişi ile, bir işçinin 6 ayda alabileceği parayı bir gecede verdiğinizi gösterip, bizi kandıracağınızı mı sanıyorsunuz?
Ve kritik bilgi:
“Hep iki firma işi alıyor, diyorlar. Tek tek incelettim. Tam 904 tane konser ve etkinlik yapmışız. İddia edilen firmalara yaptığımız ödemeler, toplam bütçenin yüzde 39’una denk geliyor.”
Daha ne olsun, Mansur?
Daha ne olsun?
Bütçenin yarıya yakınını 2 firmaya vermişsin.. Daha ne olsun?
Ve soruyorlar: “Metrolar ne durumda?”
Öyle ya, konserler tam gaz.. Ya belediyecilik işleri ne alemde?
Cevap veriyor Mansur: “Mamak metrosu 22 Kasım’da teklif almaya başlıyor.”
Otur Mansur.
Sıfır..
6. yılında, teklif mi alıyorsun.
Yuh sana..
Sana da, sadece ve sadece Tayyip Erdoğan’ı devirmek için, karşısında kim güçlü ise, ona oy veren, kindar CHP’lilere, Saadetlilere, İyi Partililere, HDP’lilere de.
Yuhlar olsun sizlere..