Said-i Nursi düşmanları ile nurcu geçinenlerin ittifakı!
Ali Karahasanoğlu
Dün bir yaşıma daha bastım.
Doğum günüm değildi..
Ama bir yaş daha aldım..
Müsebbipleri de, nurcu olarak kendilerini tanıtan Yeni Asya’cı kardeşlerim..
Yeni Asya’nın birinci sayfasında, artık klasikleşen, Said-i Nur çizim resmi..
Ve yanında bir vecizesi..
Dünkünde de, şu vecize yer alıyordu:
“Mevcudatın her biri, birer sanat mucizesi”
Gerçekten de öyle..
Bu mevcudata Yeni Asya gazetesi de dahil olsa gerek..
Ama onlar, varlıkları ile bir mucizeye değil..
Kafaları karıştırmaya, “bu kadar da ahmaklık olmaz” dedirtmeye kararlılar..
Said-i Nursi’yi logolarının hemen kenarına, vecizesi ile konuk etmişler..
Hemen altına da, Said-i Nursi’ye bir mezarı bile çok gören CHP zihniyetinden Eğitim Sen’in bir açıklamasını koymuşlar..
Ne imiş?
“5 gençten 4’ü ümitsiz” imiş.
Hani Risaleler’den, “ümitsiz gençlere tavsiyelerde bulunmak istiyorlar, onun için bu tespiti yapmışlar” diyeceğim de..
Said-i Nursi’den o başlık altında bir bahis yok..
Araştırma yapılmış.. Mış.
“Üniversite öğrencilerinin yüzde 73’ü iş bulamayacağından korkuyor, yüzde 80’i geleceğinden endişe ediyor”muş..
Eğitim Sen’in, “yaptım” dediği araştırma, gerçekten yapılmış mı., Yoksa masabaşında yapılmış mı.. Orasını siztahmin edin..
Ama ben, Eğitim Sen’in daha eski tarihli, nurcularla ilgili, Said-i Nursi ile ilgili, Risale-i Nur ile ilgili açıklamalardan birer bölüm aktarayım.
Siz bunların iftiracılığını, dindar karşıtlığını öğrenin..
Yakın tarihten başlayayım..
Eskişehir Cemal Mümtaz Anadolu Öğretmen Lisesi’nda, 3 Haziran’da İngilizce sınavı yapılmış..
Eğitim Sen’le irtibatlı bir gazete, olayı şöyle haberleştirmiş:
“Okuldaki birçok gerici uygulamayla karşılaşan öğrenciler bu kadarını da beklemiyordu. Aynı zamanda müdür yardımcıları olan İngilizce öğretmenleri Selçuk Kurtoğlu, Türkçe bir soru sormuştu. Hem de adım başı karşılarına çıkan Said Nursî’nin Risale-i Nur Külliyatı’ndan! Hakkındaki iddiaları sorduğumuz Kurtoğlu ise, ‘Ben sadece amirlerime cevap veririm’ diyerek sorularımızı yanıtsız bıraktı.”
Doğru mu bilmiyorum ama. Doğru ise de bir gocunmam sözkonusu değil..
Ama Yeni Asya’nın, araştırmasına itibar ettiği Eğitim Sen’ciler, bakın bu iddia üzerine ne açıklama yapmışlar..
Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı Süleyman Solak konuşuyor:
“Daha önce de gerici faaliyetlerin odağı olan okulda tarikatçı kadrolar çağdaş ve laik eğitimin içini boşaltarak öğrencilerimizi karanlık düşünceleriyle zehirlemeye çalışmaktadır. Bu okulla ilgili başka iddialar da vardır. Bizler bu iddiaları izlemeye ve kamuoyuna açıklamaya devam edeceğiz. Yetkilileri göreve çağırıyoruz.”
Yetkililer kim?
Yeni Asya’nın, Eğitim-Sen üzerinden hedef tahtasına koyduğu AK Parti iktidarı..
Peki sonrasında, okul müdürüne veya Said-i Nursi ile ilgili devletin bakış açısına, bir halel gelmiş mi?
Gelmemiş..
Şimdi Yeni Asya’nın editörleri, başlarını duvarları mı vururlar..
Kerbela törenlerinde bir dönem şahit olduğumuz, kendilerine zincirlerle eziyet mi ederler, bilmem..
Ama şu bir gerçek ki, Eğitim-Sen, Said-i Nursi’yi gerici görüyor..
Yobaz görüyor..
Yeni Asya ise, o Eğitim Sen’i, itibarlı bir sendika gibi görüp, gösterip.. Eğitim Sen’in açıklamasını birinci sayfasından okuyucularına aktarıyor..
Bir başka örnek..
Müfredat değişikliği ile ilgili tartışmalarda, bakın Eğitim Sen’in tavrı ne olmuş,
Eğitim-Sen açıklamasından aktarıyorum:
“Müfredat Değişiklikleri ile Bilime ve Bilimsel Gerçeklere Savaş Açılmaktadır!” diye başlıyorlar..
Şöyle devam ediyorlar:
“Evrim teorisinin biyolojiden genetiğe, tıptan ekolojiye kadar canlılığı ve canlıları ilgilendiren bilimsel çalışma alanlarını birbirine kopmaz bağlarla bağlayan en temel bilimsel ilke olarak kabul edilmesine rağmen MEB tarafından yok sayılmasını anlamak mümkün değildir.”
Bitti mi? Bitmedi..
Müfredatın arkasındaki kişinin de, Said-i Nursi sevdalısı Prof. Dr. Adem Tatlı olduğunu öne sürüyorlar..
“Evrim ve Yaratılış” isimli kitabında yaratılışı meselesini ayet, hadis ve İslam alimlerinin ifadeleri ile açıkladığı için YÖK tarafından görevinden uzaklaştırıldığını utanmadan hatırlatıyorlar..
Dahasını yazmayayım..
Bir örnek daha vereyim..
Bu sefer Adana’dan aktarıyorum..
Adana ÇEAŞ Anadolu Lisesi’nde okuyan öğrencilere, Yeni Asya’nın devirmek için gece gündüz çalışma yaptığı AK Parti iktidarında, Said-i Nursi kitapları dağıtılmış..
Eğitim-Sen ise diyor ki:
“Laik bir ülkede böyle baskıcı bir uygulamanın olmaması gerekir. Öğrenciler, boş zamanlarında bu kitapları okumaya teşvik edilmektedir. Yaşananlar bilimsel, laik eğitim ilkesine, yasalara ve anayasaya aykırı bir durumdur..”
Eeee, ne diyeceksiniz Kazım Güleçyüz?
Ne diyeceksin, Yeni Asya’nın vazgeçilmezi Faruk Çakır..
M. Latif Salihoğlu’na sorsak, cevap verir mi ki?
Attığı iftiraları ifşa ettiğimiz için bizi savcılığa veren Ahmet Battal?
Onun da bir cevap vereceğini sanmıyorum..
O zaman Yeni Asya’nın aynı nüshasında, Said-i Nursi’den alıntıladıkları bölümle bitireyim yazımı.
Yeni Asya yazarlarına da, “sadece aktarım yapmakla yetinmeyin, arasıra Said-i Nursi’yi okuyun” diyerek iktibasımızı yapalım:
“Madem şu Kâinat Sahibinin böyle bir ilmi vardır; elbette insanları ve insanların amellerini görür ve insanlar neye lâyık ve müstahak olduklarını bilir; hikmet ve rahmetin muktezasına göre onlarla muamele eder ve edecek. Ey insan! Aklını başına al, dikkat et, nasıl bir Zat seni bilir ve bakar, bil ve ayıl!”
Evet, Kazım’lar, Faruk’lar, Latif’ler, Ahmet’ler, “Ayılın”.