Heyyyt.. Açılın..

CHP geliyor..

Saadet Parti ittifakı ile, Cumhuriyet Halk Partisi geliyor..

CHP iktidara geldiğinde, 1 litre rakı da 140 Tl olacak.

Heeyyytt. Savrulun.

Meydanı boşaltın.. CHP, Ahmet Davutoğlu’nun desteği ile iktidara geliyor..

Gazze’nin lideri Haniye’nin afişleri tek tek indirilecek, “Burası Türkiye Cumhuriyeti, elin adamının burada afişi asılamaz” denilecek..

Heyyytt.

Dağılın..

CHP, Ali Babacan’ın katkıları ile iktidara geliyor..

Diyanet İşleri Başkanı’nın bundan sonra ayet açıklamalı hutbelerine son verilecek. Hutbelerde Mustafa Kemal Atatürk’e rahmetle anma yapılacak. Hutbenin başında, ortasında, ve sonunda Atatürk’e rahmet okumayan imamlar, ihraç edilecek.”

Heyyyttt.

Ortalığı boşaltın..

Doğan Aydal’lı YRP’nin, “Bize 20 ilde belediye başkan adaylığı önermeliydiniz. Önermediniz. Biz de kendi adımıza seçime girer, oylarınızı böler, CHP’ye kazandırırız” söylemi ile hormonlanmış CHP, iktidara geliyor..

İktidara gelir gelmez, belediyelerde yaptığı üzere, İlim Yayma Cemiyeti’ne, Ensar Vakfı’na, Anadolu Gençlik Derneği’ne verilen ne kadar eğitim amaçlı imkanlar var ise, hepsi iptal edilecek.. Yerlerine, Kemalist dernekler, çağdaş yaşamcı organizasyonlara, fırsat buldukça da LGBTİ derneklerine tahsisler yapılacak..

Abartmıyorum..

Somut ve yaşanılan olaylarda örnekler veriyorum.

Rakıyı 140 TL yapacağını söyleyen, bizzat CHP Genel başkanı Özgür Özel’in kendisi.

Yoksa ben, rakının litre ile mi şişe ile mi satıldığını dahi bilmem.

Litresi kaç liradır, şişesi ne kadardır, onu da bilmem.

140 TL ucuz mudur pahalı mıdır, hiç bilmem.

Ama “dostlarla her akşam kafayı çekeriz” diyen Özgür Özel vaad ettiğine göre, tahminen söyleyeyim, büyük ihtimalle ucuzlatmayı vaad ediyordur..

Yıllar önce değil, rakı fiyatını ucuzlatacağını bir gün önce, her akşam dostlarla kafayı çektiğini de 10 gün önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel kendisi açıkladı..

Heyyyt.. Toz olun..

CHP iktidara geliyor.. Meyhaneler sabahlara kadar, camiler ise, sadece namaz vakitlerinde açılacak..

CHP iktidara geliyor..

HDP için, “Siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmezleridir. Siyasi partileri kapatmak, demokrasilerde asla kabul edilemez” söylemi ile hareket edilirken..

HÜDAPAR için ise..

“Kırmızı çizgimizi zorlayan HÜDAPAR için, savcılar niçin bekliyor. Ne bekliyor?” söylemi ile hareket edilecek..

Velev ki, HDP terör örgütüne destek versin. Terör örgütünün başındaki adamın heykelini dikmeye kalkışsın. Velev ki, PKK sizi tükrüğü ile boğar tehdidi yapsın..

Velev ki, HÜDAPAR “Bayrakla sorunumuz yok. Cumhuriyet ile sorunumuz yok. Ama bir hukuk devletinde, başlangıcında, Milli iradenin her şeyin üstünde olduğu azılı iken, milli iradeye “Şu şu maddeleri değiştiremezsin, değiştirmeyi teklif bile edemezsin” demek, çelişkidir. Biz bu çelişkinin giderilmesini istiyoruz” desinler..

Heyyttt. Geliyor, gelecekte olan.. Kılıçlar çekildi, teğmenler çıktı meydana...

Evet, Mustafa Kemal’in askerleri, çıktı sahneye..

CHP iktidara geliyor..

Sandıkta olmasa da, kılıçlarla iktidara geliyor..

İktidara geldiğinde de, çekilen kılıçlarla hesap görmeye geliyor..

Ne olmuş, teğmenler, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atmışlarsa..

Kimin askeri olacaklardı?

Vahideddin’in askerleri mi olacaklardı..

Heyyttt. Tasınızı toprağınızı toplayıp, sınırın ötesine gidin.. Suriyeli göçmenler, size sesleniyoruz.

Türkmen misiniz. Hiç farketmez.. Kürt müsünüz, Esed’in zulmünden mi kaçıp, Türkiye’ye sığındınız.

Hiç farketmez.. Hepiniz, sınırın ötesine, hemen gidiyorsunuz..

Heyyytt.

Batı tarafındaki sınırları açın.. FETÖ’cüler geliyor.. Yunanistan’a kaçan, 15 Temmuz darbecileri gelecek. Almanya’ya kaçan Savcı Zekeriya Öz’ler.. Fikret Seçen’ler gelecek.. Açın sınırları.. Şerif Tekalan’lar gelecek.. Üniversiteler, FETÖ’cülere iade edilecek.

Terkedin, 15 Temmuz’dan sonra devletin el koyduğu paralel okulları.. En tepelerindeki Fetullah Gülen gelecek.

Açın cezaevlerinin kapılarını..

Masum harp okulu öğrencileri, askeri lise öğrencileri çıkacak.. Yerlerine İmam Hatiplileri koyacağız. Başörtülüleri koyacağız..

Abartıyor muyum?

Şöyle bir geçmişe bakınız..

Bu ülkede yaşanılanları, FETÖ’nün televizyon kanallarında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı konuşmaları hatırlayın..

Emin Çölaşan’lara bile, cezaevinden mektup var diyerek yazdırılan yazıları hatırlayın..

“Bizim yapamadığımızı cemaatçiler yaptı. Tayyip Erdoğan gidici” diye Emin Çölaşan’ın yazdıklarını hatırlayın..

CHP Genel Başkanı’nın, Samanyoluhaber’de, “Göreceksiniz, Tayyip Erdoğan kaçacak” yalanlarını hatırlayın..

Bunların tıynetleri budur..

Tüm akılları rakıdadır..

Meyhanededir..

Burunları kırılır. Ayakları kırılır..

Kol kırılır, yen içinde kalır..

Nerde kırıldığını söylemezler.

Niçin kırıldığını söylemezler..

Ayaklarındaki aparatları çıkartır,meyhanelere koşarlar..

Utanmadan da itiraf ederler: “Ne var bunda. Ben eski dostlarla, her akşam kafayı çekerim” derler..

Diyebilirler..