Gezide ölen sayısı 8 mi, 9 mu, 11 mi, 12 mi?
Ali Karahasanoğlu
Yüzyıllar öncesinde yaşanılan olayları yorumlayan bazı kişilerin çok kesin ifadeler kullanmasına hep şaşkınlık duymuşumdur.
Hele hele sosyal olayları, birden fazla sebebe bağlı gelişmeleri tartışırken, bazı arkadaşlar öyle kesin ifadeler kullanıyorlar ki, sanırsınız olayların birebir canlı canlı şahitleri.
Yüzyıllar öncesindeki olayları bir kenara bırakın.
Şunun şurasında 11 yıl önce yaşadığımız gezi isyanını doğru yorumlayabiliyor muyuz?
Birimiz “isyan” diyoruz, diğerimiz “sivil direniş”..
Birimiz “başkaldırı” diyoruz, diğerimiz “hak arayışı”..
Bırakınız o gezi olaylarının genel değerlendirmesini..
Somut bir rakam olarak, gezide kaç kişinin öldüğü konusunda bile hemfikir değiliz.
Cumhuriyet gazetesinde Emre Kongar önceki gün gezi olaylarını konu edindiği yazısında, ölenlerin sayısını 11 olarak açıkladı.
İsimleri de verdi:
“Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Berkin Elvan, Burak Can Karamanoğlu, Mehmet İstif ve Elif Çermik, Mustafa Sarı ve Ahmet Küçüktağ.”
Aynı gün aynı gazete, “gezinin yıl dönümü” başlıklı haberinde ise, gezi olaylarında ölen insanların sayısını sekiz olarak açıkladı.
Düşünebiliyor musunuz..
Günlerce tartıştığımız yüzlerce binlerce akademisyenin yorum yaptığı, on binlerce haber konusu olan 11 yıl önceki gezi olaylarında ölen kişi sayısı dahi, değişik rakamlarla veriliyor.
Emre Kongar 11 diye açıklıyor..
Cumhuriyet gazetesi haberinde sekiz kişinin ismini veriyor..
Bir başka haberde ölenlerin sayısı dokuz olarak belirtiliyor.
Bana sorarsanız, ne 8, ne 9, ne de 11..
Gezi olaylarında ölen insanlarımızın sayısı 12.
Hatta iki teröristi de eklersek 14.
Ayrıntıları vereyim..
Gezi olaylarında ölenlerin sayısının sekiz olarak açıklayanlar, sadece gezi isyanına destek amacıyla sokaklara çıkıp ölenleri sayıyorlar.
Gezi olaylarında ölenleri dokuza çıkaranlar ise, aslında gezicilerin sokakta kurşunla öldürdüğü Burak Can Karamanoğlu’nu da sanki gezi destekçisiymiş gibi gösteriyorlar.
Oysa Burak Can Karamanoğlu, gezi isyanına katılanlar tarafından silahlı saldırıyla öldürülen sivil bir gencimiz.
Gezi isyanına katılmayan, gezicilerin Berkin Elvan’ın cenazesinde gösteri yaparken, içlerinden bazılarının açtığı ateş sonucu öldürülen bir vatandaşımız.
Gezi olaylarında ölenlerin sayısını 11 olarak açıklayanların diğer iki kişisi kim?
Onlar da gezi isyancıları tarafından öldürülen iki emniyet görevlimiz.
Birisi komiser, birisi de polis memuru..
CHP milletvekilleri, soldan çarklı internet siteleri istedikleri kadar gezi isyanını sivil bir direniş gibi göstermeye çalışsınlar..
Gezi isyanı eylemlerinde geziciler tarafından hem de tabanca kurşunuyla öldürülen bir sivil vatandaşımız olduğu gibi, iki de emniyet görevlimiz var..
Ölenlerin sayısının 11 olmadığını, gerçekte 12 insanımızın öldüğünü belirttim.
O kişi kim?
Çağlayan Adliyesinde görevli Savcımız Selim Kiraz..
O da, gezi isyanına kalkışan ve gezi isyanını destekleyen teröristler tarafından görevi başında silahlı saldırıda şehit edildi.
Savcımızın isminin bulunduğu listeye, onun şehit edenlerin de eklenmesi doğru bir tanımlama olmayabilir..
Ama gezi olayları sebebiyle ölenlerin tam listesini veriyorsak, isyandan yana olanların da, önlemeye çalışanların da; ölenlerin tamamını vermek istiyorsak..
Savcı Selim kirazı makam odasında rehin alıp şehit eden iki teröristin de gezi isyanı sebebiyle ölenler listesine eklememiz lazım.
Bu durumda ölenlerin sayısı 14’e çıkıyor.
Şimdi lütfen gezi destekçisi ahlaksızlar, dürüstçe cevap versinler..
Gezi olayları ile hiçbir ilgisi olmayan Burak Can Karamanoğlu’un sokakta silahlı saldırıyla öldürüldüğü bir eylemler zincirini nasıl sivil direniş olarak gösterebiliyorsunuz?
“Berkin Elvan’ın cenazesini kaldırıyoruz” diye yürüyenler silah sıkıyorlar ve Burak Can Karamanoğlu’nu öldürüyorlar. Silahlı saldırıyı düzenleyenler nasıl sivil eylemci olabiliyor?
Gezi eylemlerinin sivil bir direniş değil isyan hareketi olduğunu gösteren bir diğer veri de, iki emniyet görevlimizin olaylar sırasında şehit olması..
Evet geziyi destekleyen sekiz gösterici, olaylar sırasında öldü.
Ama iki de emniyet görevlimiz öldü.
Dolayısıyla sadece göstericilerin öldüğü ve emniyet güçlerinin haddinden fazla güç kullandığı iddiaları iki şehit gerçeği karşısında boşa düşüyor.
Hele hele bir de savcımızın şehit edilmiş olması, gezi isyanının terör örgütleri tarafından desteklendiğini çok net olarak önümüze koyuyor.
Gezi isyanı terör örgütleri tarafından desteklenmiyorsa, DHKPC isimli terör örgütü, Savcı Selim Kiraz’ı niye şehit etti?
Devam ediyorum, gezi sivil bir direniş ise, Berkin Elvan’ın cenazesinde, cenazeye katılanların içinden birileri nasıl silah ateşledi ve sokaktaki bir genci nasıl öldürdü?
Kimse kusura bakmasın, gezide çocukları ölen isyancılar, kendilerini masum göstermesinler..
Gezi isyanında sadece göstericiler değil, emniyet mensupları da, hatta bir savcımız da şehit edildi.
Ne yazıktır ki iki emniyet mensubu ile bir savcımızın şehit edildiği olaylar sebebiyle solcular “sivil direniş” tanımlaması yaparlarken, muhafazakar geçinen bazı siyasetçiler de, onların kuyruklarına takıldılar.
Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Temel Karamollaoğlu, ne yazıktır ki iki polis ve bir savcının şehit edildiği olayları, solculara şirin gözükmek için, sivil hareket gibi tanımlamaya kalktılar.
İşin esas acıklı tarafı da bence bu!