Seri katillerin karanlık dünyası
Şu günlerde de gizemi henüz çözülemeyen karanlık ve ürkütücü cinayetlerin failini konuşur olduk. Karşımızda eğitimli ve zekâ seviyesi oldukça yüksek olduğunu tahmin ettiğimiz bir katiller var.
Seri cinayetler, tüm dünyada insanları huzursuz ettiği kadar meraklandıran ve ilgi uyandıran olayların başında geliyor. Türkiye için de seri katil kavramı yeni değil. Yine de kişisel olarak sıkça tanıklık ettiğim “Bizde seri katil yok”, “Türkiye’de Amerika’daki gibi seri katil modeli çıkmadı” gibi şaşırtıcı ifadeler de yok değil. Adli bilim uzmanlarına göre, Türkiye seri cinayetlerle çok uzun yıllar önce tanıştı. Yalnızca o dönemlerde tanımı “seri katil” değil, gazetelere yansıdığı başlıklarda “canavar”dı. Polis merkezi ve adliye arşivleri duyanları hayrete düşüren, tüyler ürperten seri cinayet vakalarıyla dolu. Belgesel kanallarında yayınlanan acımasız katillerin kurbanlarını nasıl bir planla öldürdüğü ve ipucu bulmak için adli bilimciler ile işbirliğine giden polisin zanlıyı yakalamak için izlediği yolun canlandırıldığı programlar en çok izlenenler arasında.
HAYRAN KİTLELERİ VAR
Dahası, seri katillere tuhaf bir şekilde hayranlık duyanlar bile var. Amerikalı şarkıcı Marilyn Manson mesela. Manson’un gerçek adı Brian Hugh Warner olsa da sahne adını ve lideri olduğu grubunun adını Marilyn Monroe ve 35 kişinin katili olduğu düşünülen Charles Manson’dan aldı. Seri katil Manson’un bir başka hayranı da Guns N’ Roses grubunun kurucusu ve vokalisti olan dünyaca ünlü Axl Rose... Onun da seri katil Manson’a olan hayranlığı bilinen bir gerçek. Hatta öyle ki bir konserine üzerine Manson fotoğrafının basılı olduğu tişörtle çıkmışlığı bile var. Seri cinayet faillerinin cinayeti işleme motivasyonu ve psikolojisi bilim insanlarının da üzerine en fazla kafa yorduğu konular arasında. Akıllarda oluşan çokça soru ve doğruluğu tartışılır çokça önerme mevcut. Seri katillerin nasıl bir çocukluk geçirdikleri araştırılıyor, ortak noktalar bulunuyor. Çok zeki oldukları yönünde iddialar mevcut. Yine de esmer ve uzun saçlıları hedef aldığı için saçlarını kestirip siyaha boyatarak canlarını korumaya çalışan New Yorklu kadınların kâbusu haline gelen 6 kişinin katili “Sam’in oğlu”nun 35 dolarlık bir park cezasıyla yakalandığını hatırlatmakta fayda var... İşte bu yazı dizimizde seri katillerin karanlık ve ürkütücü dünyalarının kapısını aralayacağız. Türkiye ve dünyada işlenen korkunç cinayetleri yeniden hatırlayacağız.
BİZDE NİYE SERİ KATİL YOK?
Oral sıklıkla sorulan “Bizde niye seri cinayet faili yok, niye seri katilimiz yok?” söylemini de “yanlış bir inanç, tuhaf ama anlaşılabilir bir söylem” olarak nitelendirirken, şunları söylüyor: “Bizde eskiden beri var. Onlara eskiden “canavar” demişiz; ‘Kasımpaşa canavarı’, ‘Artvin canavarı’ ya da ‘Çivici’, ‘Kolici katil’ gibi isimler takmışız. Sadece seri cinayet faili dememişiz. FBI’ın bazı çalışmaları ve dizi haline gelmiş çalışmalar bu konuda toplumdaki merakı biraz daha tahrik etmiş olmalı.
‘SERİ SUÇ İŞLEYENLER USTALAŞIRLAR’
Bazı insanlar bazı suçları tekrarlarlar. Bu illa cinayet için söz konusu değildir. Bu durum cinsel suçlarda sık gördüğümüz bir şeydir. Örneğin pedofililer... Evden hırsızlık bile tekrarlayan bir suçtur. Polisiye ve bilimsel açıklaması budur. Tüm seri halde suç işleyenler ustalaşırlar. Yakalanmaları kendine has güçlükler taşır. Bu da biraz daha uzmanlaşmış ekiplerle çalışmayı gerektirir.
‘PSİKOLOJİK ÖZELLİKLER DEĞİŞKEN’
Prof. Oral, seri cinayet faillerinin psikolojik özellikleriyle ilgili merak edilen ve yapılan bazı genellemelerle ilgili de şu değerlendirmeyi yapıyor: “Psikolojik özellikleri değişkenlik gösterebilir. Benim çok tehlikeli bulduğum kelimeler, yorumlar var. Mesela ‘Bunlar genellikle anti-sosyal olurlar’ ya da ‘Bunlar aslında yüksek zekâlıdırlar’ gibi.
Pedofiller, seri tecavüzcüler veya seri hırsızlık yapanlar gibi diğer seri suçlar işleyen için de psikoloji ve psikiyatrinin tanım alanına giren kelimelerle durumu tanımlamaya çalışmak gayretimiz vardır. Ancak ‘Bunlar psikolojik olarak böyle insanlardır’ diye kestirip atmak çok tehlikeli ve yanlıştır. Akademik olarak ise neredeyse tümden yanlıştır.
‘CİNAYET KİŞİLİKLERİNİ AYAKTA TUTUYOR’
Ortak bazı özellikler bulabiliyorsunuz ama ortak bazı özelliklerin çoğu başka birçok insanda da bulunabilir. Bulunan ortak özelliklere bakarak ‘Bu insanlar böyle de bundan oluyor’ denilemez. Sadece şunu söyleyebilirim; bu suçu işleme motivasyonları ilk anda anlayabileceğimizden daha derin ve karmaşık. Ortak özellikleri bu.
Durdurulmazlarsa devam ediyorlar. Bu cinayet hayat biçimi oluyor ve onların kişiliklerini ayakta tutan bir sistem oluyor. Ama bunların bir kısmı ciddi derecede akıl hastası. Bir kısmında bariz anti-sosyal özellikler var. Bir kısmının zekâsı oldukça iyi, bir kısmının zekâsı ortalamanın altında.”
NEDEN ZOR YAKALANIYORLAR?
Gökhan Oral, Tuzla’da öğretmeni öldüren Atalay F.’nin lise yıllığında arkadaşlarının anlattıklarına bakarak “İleride böyle olacağı belliymiş” yorumu yapılamayacağını belirtiyor ve “Ondan çok iyi polisiye yazarı da çıkabilirmiş” görüşünü savunuyordu. Oral “Neden zor yakalanıyorlar” sorusuna da şöyle yanıt veriyor:
“Zorluğun nedeni şu: Ortalama müdahale istemi yani soruşturmadaki polisiye sistem ortama suçlar için dizayn edilmiştir. Onun için özel bir eğitim almanız gerekir. Aynı şey pedofililer için de geçerlidir. Sübyancılar da çok kolay yakalanmazlar. Çünkü kimse fark etmez. Yüzde 95-97 arasında bir orandaki suçu bu yöntemle yakalarsınız ama bazen yakalayamazsınız.
‘DÜNYANIN HER YERİNDE AYNI’
Çalıştığımız ya da muayene ettiğimiz kişilerle ilgili kültürel farklılıklar dışında Birleşik Devletler ya da Fransa ve Belçika’daki şahsiyetlerden önemli bir ruhsal farklılıkları yok. Kültürel, eğitimsel farklılıkları var elbet ve bu normal. Psikopatı da var, zekâ düzeyi fazla olanı da. Madde kullanıcısı olan da var. Geçmiş öyküleriyle ilgili doğru bilgileri almamız çok zordur.”
- Yeniden eskiye
- Eskiden yeniye
- Öne Çıkanlar