BIST9.078,43 %-1.59
USD38.5178%0,06
EURO43,6844 %-0.15
ALTIN4.015,14 %-1.35
Sağlık

Migren Belirtileri Neler? Migren Nedir ?

Baş ağrısı, toplumun

Abone OlGoogle News
16 Şubat 2021 17:53

Migren nedir?

Migren, hasta yaşamında uzun yıllar boyunca var olan, birkaç saatten birkaç haftaya kadar sürebilen ağrı ataklarının olduğu, eşlik eden birçok belirtiyi barındıran ve ataklar arasında baş ağrısı şikayetinin bulunmadığı klinik bir sendromdur. Genetik özelliklerin gelişiminde etkili olabildiği migren baş ağrıları genel olarak bulantı, ışığa ve sese karşı hassasiyetin eşlik ettiği tek taraflı baş ağrısı olarak tanımlanabilir. Migren hastalarının atakları sırasında sağlıklı toplumun geneline göre yaşam kalitesi düşüktür. Ailesinde migren olan kişilerin çocuklarında migren olma riski toplumdakinden yüksektir.

Genetik ve çevresel faktörlerin birlikte rol aldığı bir hastalık olan migren, saf genetik geçişli bir hastalık değildir. Auralı migren ve aurasız migren olmak üzere iki ana alt tipi bulunur. Migren ataklarının %10'unu oluşturan auralı migren, baş ağrısı gelişiminden yaklaşık bir saat önce, zig zag çizgiler şeklinde görülen halüsinasyonlar, bulanık görme, ışık çakmaları ya da skotom olarak bilinen görüş alanında boşlukların varlığı gibi geçici duyusal belirtiler ile kendini gösterir.

Ayrıca baş dönmesi, hissizlik, karıncalanma, kol ve bacaklarda güçsüzlük, duyu kaybı ve kelimelerin birbirine girmesi gibi diğer belirtiler ile de görülebilir. Auranın varlığı, atak şiddetinin bir göstergesi değildir. Aurasız migren atakları da auralı migren atakları kadar şiddetli olabileceği gibi daha şiddetli de olabilir.

Migren çeşitleri nelerdir?

Migren çeşitleri temel olarak aura varlığı ve atağın süresine göre farklı alt türlere ayrılır:

Aurasız Migren

Aurasız migren, 4-72 saatlik tekrarlayan baş ağrısı atakları ile karakterize migren alt türüdür. Bu migren türü tipik olarak tek tarafta lokalizedir ve ağrı düzeyi orta ile ciddi arasında değişkenlik gösterebilir. Aurasız migren baş ağrısı fiziksel aktivite ile tetiklenebilir ve genellikle ışığa ve sese karşı hassasiyet belirtiler arasında yer alır.

Aurali Migren

Auralı migren, görsel, duyusal, sözel, hareket fonksiyonu, beyin sapına dair aura belirtilerinin eşlik ettiği süresi dakikalar olarak ifade edilen migren baş ağrısı türüdür.

Kronik Migren

3 aylık bir süre zarfı boyunca, 1 ayda en az 15 gün boyunca ortaya çıkan migren baş ağrısına aynı zaman dilimi içerisinde aylık en az 8 gün boyunca migrene dair diğer belirtilerin eşlik etmesi kronik migren olarak tanımlanır.

Olası Migren

Migren kriterlerini tam olarak karşılamayan ancak belirtilerin migren baş ağrısına benzediği ve ağrının diğer baş ağrısı türleri ile ilişkilendirilememesi halinde, olası migrenden bahsedilebilir.

Migren neden olur?

Migrenin altta yatan sebepleri aydınlanmış olsa da nedenleri hâla tam olarak anlaşılamamıştır. Genetik, santral, vasküler, ve nöronal sebepleri bulunan migrenin, biyokimyasal ve fizyolojik risk faktörleri de migrene zemin hazırlar. Tetikleyici faktörler ise migrenin ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Migrenin genetik geçişi, auralı migrende görülürken; aurasız migren genetik ve çevresel faktörlerin kombinasyonu ile açıklanır.

Migrende genetik faktörler, bu baş ağrısı tipinin meydana gelmesinde etkili faktörlerden birisi olarak kabul edilir. Aile bireyleri ve yakın akrabaları içerisinde migren hastası bulunan kişilerde migren baş ağrısı ortaya çıkma riski genel olarak 3 kat artmış olarak değerlendirilir. Migrenin genetik temeli tam olarak ortaya konulamamış olsa da ilerleyen zamanlarda yapılacak keşifler sayesinde migren tedavisinin hedefe yönelik olarak yapılması gerçekleştirilebilir.

Migren, beyindeki sinirler ve kan damarlarında oluşan değişiklikler sonucu ortaya çıkan bir baş ağrısı tipidir. Migrenli bireylerde ataklara duyarlı olan bir sinir sistemi mevcuttur ve ataklar, dış çevredeki bazı faktörler ile tetiklenebilir. Bir atak tetiklendiğinde beyindeki migren oluşturucusu denen yer harekete geçer. Bu durum beyindeki kan damarlarının genişlemesine ve sinirlerin inflamasyonuna yol açar. Daha sonra bunlar, atak sırasındaki ağrı ve diğer belirtilere neden olacak olan beyinde yer alan trigeminal sinirin aktive olmasına sebep olur ve migren oluşur.

Migren oldukça sık karşılaşılan bir şikayettir. Genel olarak toplumda her 10 kişiden birini etkileyebilen bu hastalık, kadınlarda erkeklere göre daha sık olarak tespit edilir.

Migren belirtileri nelerdir?

Migren yalnızca baş ağrısı atağı olarak bilinse de başlangıcından sonlandığı zamana kadar pek çok farklı dönemi bulunur. Migren atakları, prodrom dönemi ile başlar. Bu dönem, ağrı başlamadan önceki saatlerde meydana gelen, depresif ya da uçlarda gezen ruh hâli varlığı, artmış duyarlılık hâli, durgunluk, donukluk, düşüncelerde yavaşlama, kelime bulmada güçlük, konsantrasyon ve dikkat eksikliği gibi nöro-psikolojik belirtilerin yanı sıra ense sertliği, şişlik hissi, kabızlık ya da ishal, hâlsizlik, iştah artışı ya da kaybı, aşırı susama ve sık idrara çıkma gibi belirtileri kapsar.

Prodrom döneminden sonra aura dönemi başlar. Bu dönem yaklaşık olarak 5 ile 20 dakika içinde gelişir ve çoğunlukla 60 dakika içinde sonlanır. Görsel semptomların yanı sıra vücudun bir yarısında, yüzün ve dilin bir bölümünde uyuşma, iğnelenme, karıncalanma gibi hissiyatlarla da kendini gösterir. Ağrı dönemi ise genellikle ense, başın arka kısmı ve başın bir tarafında başlayan rahatsızlık, ağırlık ve belli belirsiz ağrı hissi ile başlar. Yaklaşık 30 dakika ile 120 dakika sonrasında ise şiddetli, zonklayıcı ve basınç hissi yaratan ağrı hissedilir ve bu durum saatler hatta 2-3 gün sürebilir. Bu dönem içinde, tipik olarak hastaların üçte ikisinde, başın tek tarafında hissedilen ağrının şiddeti değişken olabilir.

Migren hastalarının %20'sinde ağrı hep aynı tarafta görülse de çoğunlukla enseden başlayarak tüm başa yayıldığı da görülür. Ağrıya, iştahsızlık, bulantı, kusma, ışık ve sese karşı duyarlılık gibi belirtiler eşlik eder ve bazı hastalarda bu semptomlar ağrıdan daha fazla yakınmaya yol açar. Çoğunlukla hastanın ağrısı uykuya yakın dönemde hafifler.

Ağrı sonrası olarak bilinen postdrom döneminde bitkinlik, bezginlik ve yorgunluk hissi bulunur ve ağrının azalması ile birlikte rahatlama hissi oluşur. Bazı kişilerde tatlı yeme ya da sık idrara çıkma isteği görülür. Bu özelliklerin bir ya da daha fazlasının varlığı migren tanısını da netleştirir.

Migren atakları sırasında ortaya çıkan 4 dört dönem şu şekilde özetlenebilir:

Prodrom Dönemi

Santral sinir sisteminde hipotalamusun dopamin nörotransmitter aktivasyonuna bağlı olarak ortaya çıkan başlangıç belirtileri prodromal dönem içerisinde değerlendirilir. Her 10 hastadan 7’sinde migren baş ağrısı ortaya çıkmadan 24-48 saat öncesinde başlayan bu dönem kadınlarda erkeklere göre daha belirgin olarak kendisini gösterir.

Bu dönemin en sık karşılaşılan belirtilerini esneme, duygu durum değişiklikleri, halsizlik, ense bölgesini içeren belirtiler, ışığa ve sese karşı hassasiyet, huzursuzluk, görme ile ilgili işlevlerde odaklanma zorluğu, üşüme, terleme, aşırı susama ve ödem gibi şikayetler yer alır.

Aura Dönemi

Beynin kortikal işlevlerindeki değişiklikler, kan dolaşımı ve damar sinir etkileşimleri nedeniyle ortaya çıkabilen aura dönemi yaklaşık olarak her 4 migren hastasından birini etkileyebilir. Bu dönem baş ağrısından önce oluşabileceği gibi baş ağrısı ile eş zamanlı olarak da meydana gelebilir.

Kademeli olarak ilerleyen auralar genel olarak görsel şekilde kendisini gösterir ve 1 saat içerisinde kaybolma eğilimindedir. Auralara pozitif ve negatif olarak sınıflandırılan çeşitli belirtiler eşlik edebilir.

Aura dönemindeki pozitif belirtiler, beyinde yer alan sinir hücreleri tarafından oluşturulan kulak çınlaması, ses duyma, uyuşma, normalde ağrı oluşturmaması gereken uyaranlarla ağrı meydana gelmesi ve ritmik hareketlerin gerçekleştirilmesi gibi belirtilerdir. Aura döneminin negatif belirtileri ise genel olarak sinir hücrelerinin fonksiyon kaybı olarak ifade edilebilir ve görme, işitme, duyusal ya da motor işlevlerde azalma olarak kendisini gösterir.

Baş Ağrısı Dönemi

Kan dolaşımı ile ilgili değişikliklere ek olarak beyin sapı, talamus, hipotalamus ve beynin korteks bölgesindeki fonksiyonlardaki farklılıklar sonucu migren baş ağrısı ortaya çıkabilir. Genel olarak tek taraflı ve zonklayıcı tarzda oluşan bu baş ağrısı şikayeti ilk 1 saat içerisinde kötüleşme eğilimindedir.

Bulantı, kusma, ışıktan, sesten ve yoğun kokulara karşı hassasiyet gelişmesi ve burun akıntısı, migren baş ağrısının kötüleşme eğiliminde olduğuna işaret eden belirtiler arasında yer alır.

Migren baş ağrısı saatler ya da günler boyunca devam edebilir. Hastalar karanlık ve sessiz ortamlarda kendilerini daha rahat hisseder ve baş ağrısı genel olarak uyku halinde gerileme gösterir.

Postdrom Dönem

Baş ağrısının gerilemesinden sonra kan dolaşımı ile ilgili değişikliklerin devam etmesi ile meydana gelen dönemdir. Postdrom dönem içerisinde hareket ile ilişkili olarak baş ağrısının meydana geldiği bölgede tekrar ağrı hissedilmesi, bitkinlik, sersemlik, konsantrasyon güçlüğü veya coşkunluk gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

Migren tedavisi nasıldır?

Migren kesin tedavisi mevcut olmayan bir rahatsızlıktır. Hekimlerin migren hastalarına tedavi yaklaşımı genel olarak belirti ve atak sıklığının önlenmesine yöneliktir. Tedavi planı hastanın yaşına, atakların sıklığına, migren tipine, belirtilerin ciddiyetine ve kişinin sağlık durumu ile ilgili diğer faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Migren tedavisi ilaçlı ve ilaç dışı tedavi olarak ikiye ayrılır:

İlaç Tedavisi

Akut ataklarda uygulanan ilaçlar, etkili ve hızlı bir şekilde tedaviyi amaçlayarak ağrının şiddetini ve diğer bulguları azaltmayı ya da tamamen ortadan kaldırmayı, atağın süresini kısaltmayı ve yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Bu noktada ilaçlar, hastanın öyküsüne ve muayenesine göre uzman hekim tarafından reçete edilir.

Tüm bunlara ek olarak hekim, eşlik eden şiddetli belirtiler varlığında profilaktik yani önleyici tedavi de düzenleyerek atakların sıklığını, süresini ve şiddetini azaltmayı; oluşacak akut atakların önüne geçmeyi hedefler. Önleyici tedavi ayda 2 ve daha fazla atak ya da ayda 4 ve daha fazla sayıda ağrılı gün geçiren, atakları gittikçe sıklaşan, uzun süreli ağrı yüzünden yaşam kalitesi düşen bazı hastalara uygulanır. Hekim tarafından verilen tedavi, belirlenen doz ve süre ile düzenli olarak kullanılmalıdır.

Nöroloji hekimince reçete edilen ve atak tedavisinde kullanılan migren ilaçları genellikle basit ve kombine analjezikler, nonsteroidal anti inflamatuvarlar, triptanlar, ergot türevleri, anti emetikler (bulantı önleyiciler) ve nöroleptiklerden (sinir aktivasyonu engelleyici ilaçlar) oluşur. Önleyici tedavi olarak beta blokerler, antidepresanlar, entiepileptikler (nöbet gelişimini önleyici ilaçlar) ve serotonin antagonistleri, kalsiyum kanal blokerleri ve botulinum toksini tip A gibi ilaçlardan oluşur.

İlaç Dışı Tedavi

Nöroloji hekimi tarafından hasta, hastalığı hakkında kapsamlı olarak bilgilendirilir. Rahatlama teknikleri, egzersiz, düzenli uyku ve düzenli beslenme ile yaşam şeklinin düzenlenmesi önerilir. Diyet, ışık, hava, yükseklik ve hormonal değişimler gibi tetik faktörlerinin farkına varılması ve bunlardan kaçınması gerektiği anlatılır.

Migrene ne iyi gelir?

Düzenli beslenme ve uyku migrenin ortaya çıkmasını engelleyici unsurlardır. Bunun yanı sıra migreni tetikleyen unsurların bilinmesi ve bunlardan kaçınılması da migren ataklarının sıklığını azaltmaktadır. Migren baş ağrısını tetikleyebilen birçok faktör mevcuttur:

Alkol kullanımı

Aşırı parlak ışıkla çalışmak

Tatlandırıcılı ya da işlenmiş gıda tüketmek

Uyku düzensizliği

Parfüm ve sigara dumanı gibi yoğun kokulara maruziyet

Yüksek ses maruziyeti

Öğün atlama

Kadınlarda meydana gelen dönemsel hormonal değişiklikler veya hormon içeren ilaçların kullanımı

Fiziksel ve duygusal (emosyonel) stres

Mevsimsel değişiklikler

Tetikleyici faktörlerden sakınmaya ek olarak hekimlerin bilgisi ve önerisi dahilinde gerçekleştirilen çeşitli uygulamalar ile migren baş ağrısının kontrolünde katkı sağlanabilir.

Öksürük otu doza bağımlı olarak migren ağrılarını hafiflettiği iddia edilen bir bitkidir. Ancak içeriğinde özellikle karaciğer hasarı ve kanser ile ilişkili kimyasalların da bulunması nedeniyle kullanılacak öksürük otu ürünü dikkatli olarak seçilmelidir.

Yapılan çeşitli çalışmalar folat, B2 vitamini veya magnezyum gibi vitamin ve minerallerin miren baş ağrısının sıklığı konusunda etkili olabileceğini iddia etmiştir.

Bu ürünler dışında antioksidan özellik gösteren ve genel olarak enerji metabolizmasında önemli bir görev üstlenen koenzim Q10 da migren hastalığı ile ilişkili olabilecek bir maddedir. Hem vücut tarafından üretilen hem de kırmızı et, balık, karaciğer, brokoli ve maydanoz gibi besinlerde yer alan koenzim Q10 gerekli durumlarda gıda takviye ürünü olarak da kullanılabilir. Migren sıklığı ve şiddeti üzerinde katkı sağlayıcı özellik gösterebilen koenzim Q10 kullanımı sırasında oluşabilecek cilt ve sindirim problemleri için dikkatli olunması önerilir.

Migreni tetikleyen faktörler nelerdir?

Migren tedavisinde, migren ataklarını tetikleyen etkenlerin hasta tarafından bilinmesi, önlenebilir atakların tanınıp kaçınılması bakımından son derece önemlidir. Sadece tetikleyici faktörlerden kaçınmak bile atak sayısında ciddi bir düşüş sağlayabilir.

Migren atakları çoğunlukla spontan (kendiliğinden) olarak ortaya çıksa da iç ve dış tetik faktörleri de bazı atakların ortaya çıkmasına sebep olur. Migren ataklarının ortaya çıkışını hızlandıran tetikleyici faktörler, kişiden kişiye değişse de genel olarak şöyle sıralanabilir:

Açlık

Öğün Atlama

Stres

Uyku bozuklukları ve düzensizliği

Güçlü ışık

Menstruasyon dönemi

Yükseklik değişiklikleri

Hava değişimi ve kirliliği

Lodos

Parfüm gibi kuvvetli kokular

Alkol ve sigara tüketimi

Sigara dumanına maruziyet

Hangi besinler migren atağına neden olur?

Migren atağı ile çeşitli besinler arasında bir ilişki mevcut olabilir. Nitrat içeren sosis, salam ve sucuk gibi şarküteri ürünlerinin tüketilmesi, çikolata, tiramin yoğunluğu yüksek olan peynirler, başta kırmızı şarap olmak üzere alkol türleri ve soğuk içecekler migren baş ağrısını tetikleyebilen yiyecekler arasında yer alır.

Bu gıdalar dışında diğer bazı besinlerin tüketilmesi sonucunda da migren baş ağrısı ortaya çıkabilir:

Bazı meyveler

  • Çay ve kahve tüketimi
  • Deniz ürünleri
  • Kızarmış yağlı yiyecekler

Migren baş ağrısının belirtilerine sahipseniz hem bu durumun size uygun tedavisi hem de oluşan belirtilerin kontrolünde etkili olabilecek uyku ve beslenme düzeninin sağlanması ya da tetikleyici faktörlerden sakınma gibi yaşam tarzı değişiklikleri hakkında bilgi almak için sağlık kuruluşlarına başvurmanız önerilir.

MİGREN TANISI NASIL KONULMAKTADIR?

Migren tedavisinde ilk süreç, migren hastasının şikayetleri doktor tarafından değerlendirildikten sonra klinik olarak tanı konulmasıdır. Migren şikayeti yaşayan kişilerin geçmiş hikayesi incelenmeli, baş ve boyun bölge muayenesinin ardından nedene yönelik olarak kişiye özel bir tedavi planı çıkartılmaktadır. Muayene sırasında kas yapılarını incelemek gerekir. Boyun ve sırt bölgesindeki bir tetik nokta örneğin adale kasılması, kulunç girmesi de enseden başlayan, tek taraflı göz ve yüz ağrısına neden olabilir.

Hastanın su tüketimi, nasıl beslendiği, uyku düzeni, stres derecesi, çevresel şartları, mide bağırsak sistemi sağlığı ile ilgili durumu belirlenmelidir. Çünkü fizyolojik bozukluklar da ağrının fazla algılanmasını sağladığı gibi ağrıyı tetikleyebilir. Günümüzde pek çok insan boyun ve sırt ağrısı yaşamaktadır ve bunlara ek olarak gelişen baş ağrıları da migren tanısıyla oldukça sık karıştırılmaktadır. Migren hastalığında beyin cerrahisi, nöroloji, psikiyatri, fizik tedavi bölümleri ile multidisipliner bir yaklaşım gereklidir. Yapılan çalışmalar göstermektedir ki; hastaların aslında yüzde 53’ü psikojenik faktörlere ya da hastalık sonrası gelişen psikoloji bozukluğuna bağlı olarak ağrılar çekmektedir. Bu sebepten her hastaya aynı metodu kullanmak doğru bir yaklaşım değildir.

Migren çeşitleri doğru tedavi için çok önemlidir. Migrenin doğru değerlendirebilmesi için mutlaka uzman bir doktora danışılmalıdır. En sık görülen migren tipi “aurasız migren” dir.  Migren ağrısına sahip olanların çoğunda aurasız migrene rastlanır. Migrenin diğer bir çeşidi olan auralı migrene sahip olanlarda da kimi zaman  aurasız ataklar görülebilir.

Beyne ait bazı hastalıklardan şüphelenildiği zaman bunları dışlamak üzere incelemeler yapılır. Tekrarlayıcı baş ağrısı olan hastalara beyin görüntülemesi (beyin tomografisi) yapılarak migreni taklit edebilecek hastalıklar araştırılmalıdır.

Migren tedavisi nasıl yapılır?

Hastalar doğru tanı ve uygun tedavi planlaması ile migren ataklarından kurtulabilirler. Migren tedavisinde migren tanısı konduktan sonra ağrılar seyrek ise; ağrı ataklarını geçirmeye yönelik kriz tedavisi planlanır. Haftada 1-2 kez veya daha fazla atak olduğunda koruyucu tedavi yapılmalıdır. Migren tedavisinde bazen sadece migreni tetikleyen faktörlerin (açlık, uykusuzluk, hormon kullanımı gibi) ortadan kaldırılmasıyla ağrı atakları kaybolabilir veya sıklığı, şiddeti azaltılabilir. Aynı şekilde uzman kontrolünde kullanılan ilaçlar da migren tedavisinde çok önemlidir. Günde sadece bir kez doktor kontrolünde alınan ilaçlarla yıllar boyu ağrısız bir yaşam sağlanabilmektedir.
Etkili bir baş ağrısı tedavisi için ilaçlar ve günlük yaşam rutininin değiştirilmesi çok önemlidir.  Eğer günlük yaşamınızı migrene göre planlamazsanız sadece migren ilaçlarını kullanmanız fayda sağlamayacaktır.

Günlük yaşamınızda bu konulara mutlaka dikkat edin;

Baş ağrısı takvimi veya baş ağrısı günlüğü tutmak

Az ya da fazla uyumamak

Düzenli egzersiz yapmak

Stres ile başa çıkma yollarını öğrenmek

Uygun bir kiloya erişmek

Alkolden kaçınmak

Migren ilaçları: Migren tedavisinde ilaç kullanmak ilk akla gelen koruyucu yöntemlerden biri olsa da mutlaka uzman bir doktorun tavsiyesi ile alınmalıdır. Doğru migren ilaçları migren ataklarını sonlandırabilir. Migren ağrınıza eşlikçi bir bulantınız da varsa bulantı ve migren ağrısını önleyen ilaçları bir arada kullanmak faydalı olabilir. Ancak eş, dost tavsiyesi ile migren ilacı kullanılmamalıdır. Arkadaşınıza iyi gelen bir migren ilacı size iyi gelemeyebilir.

Migren ilacı kullanıyorsanız dikkat etmeniz gerekenlerin başında ilacı her zaman yanınızda bulundurmanız gerektiğidir. Atak belirtilerini anlar anlamaz migren ilacını kullanmanızda fayda var. Ne kadar erken alınırsa o kadar etkili olur.  Aynı şekilde haftada 2- 3 gün migren ilacı kullanmak da bir süre sonra vücutta tolerans geliştireceği için migren ağrınızın nedeni haline gelmeye başlarlar. Bu da migren tedavisini daha da zorlaştırabilir.

Eğer migren ilaçları işe yaramıyor ve ataklar çok sık ve şiddetli şekilde ilerliyorsa “koruyucu tedavi” denemelisiniz. Koruyucu tedavi sırasında alınan ilaçlar ağrı kesici ilaçlardan farklı olup, daha çok migren eşiğini yükseltmeye yöneliktir.

Migrene karşı “Botoks” tedavisi: Migren tedavisindeki bir başka yaklaşım ise yüzdeki kırışıklıkları yok etme amacı ile kullanılan botoks. Botoks yaptıran migrenli hastaların baş ağrılarının azaldığının fark edilmesi migren tedavisinde botoks kullanımının yolunu açtı. Yapılan araştırmalar 3 aydan fazla bir süre boyunca, ayda 15 ya da daha fazla gün, migren karakterinde baş ağrısı olarak tanımlanan kronik migren tedavisinde botoks uygulamasının etkili olduğu gösterdi. Bu etkinin, botoksun, sinir sonlanma bölgelerinde bazı nörotransmitterlerin salınımını engellemesi yoluyla inflamatuvar ağrıyı önlemesinden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Migren tedavisinde botoks; alın, şakaklar, ense ve boyun bölgesine uygulanmaktadır. Kozmetik amaçla sadece yüz bölgesinde uygulanan botoks, migren tedavisinde bundan farklı olarak alın, şakaklar, ense ve boyun bölgelerinde belirli noktalara derialtına botulinum toksini enjeksiyon ile uygulanır. Çoğu durumda uygulamaların etkisi yaklaşık 3-4 ay süreceğinden tedavinin devamı için tekrarlanması gerekir. Migren için botoks tedavisi güvenilir olması için nöroloji uzmanı tarafından uygulanmalıdır.

Nöralterapi: 1926 yılında migrenli bir hastanın tedavisi sırasında keşfedilen Nöralterapi tedavisi dünyada ve 2008 yılından itibaren Türkiye’de de uygulanan bir yöntemdir. Nöralterapi; kısa etkili lokal anesteziklerle yapılan bir iğne tedavisidir. Otonom sinir sisteminin yeniden düzenlenmesi esasına dayanmaktadır. Komplikasyonu yok denecek kadar azdır ve hamileler dahil tüm yaş gruplarına uygulanabilmektedir. Nöralterapi ve bütüncül yaklaşım migren tedavi başarı şansını yükseltmiştir. Nöralterapi, migrenin derecesine bağlı olarak tetik nokta enjeksiyonları, manuel terapi, ganglion blokajları, ilaç ve selasyon gibi kombine tedavilerle desteklenebilmektedir.

MİGREN İLE İLGİLİ SIK SORULAN SORULAN

Migreni Neler Tetikler?

Migren tetikleyicileri kişiye göre farklılık gösterebilir. Aynı kişide bir atağı farklı bir neden tetiklerken bir başka migren atağını farklı bir neden tetikleyebilir. Bu nedenle tüm tetikleyicilere dikkat edilmesinde fayda vardır. Örneğin peynir ve çikolata gibi bazı yiyecekler migreni tetikleyebilir. Bunun yanı sıra öğün atlamak veya öğünü geciktirmek, yeterli su içmemek de migren ataklarına neden olabilir. Uyku düzeni de migren için önemlidir. Az ya da faza uyumak, yoğun egzersiz yapmak ve uzun süreli yolculuklar da migren ağrısına neden olabilir. Çevresel etkenler de migren ağrılarınızı tetikleyebilir. Çok parlak ve yanıp sönen ışıklar, keskin kokular ve iklim değişiklikleri migren ağrılarınızı etkiler. Bunların yanı sıra duygusal ve psikolojik faktörler ve kadınlardaki hormonal değişimler de migreni en çok tetikleyenler arasında sayılır.  Kanıtlanmış migrene iyi gelen yiyecekler olmasa da migrene iyi gelmeyen yiyeceklere mutlaka dikkat etmek gerekir. Örneğin çikolata, kakao, bakla, kuru fasulye, mercimek ve soya ürünleri, çeşitli deniz ürünler, sakatatlar, alkollü içecekler,  hazır et ve tavuk suyu tabletleri, konserveler, çağ kahve ve asitli içecekleri,  incir, kuru üzüm, papaya, avokado, muz ve kırmızı erik,  fıstık ezmesi gibi migreni tetikleyebilecek yiyecek ve içecekler konusunda dikkatli olunmalıdır.

Migreni Olanlar Hangi Egzersizleri Yapmalı?

Yapılan araştırmalar migrene iyi gelenler arasında hafif egzersizler yapmanın öneminin büyük olduğunu göstermektedir. Hafif egzersizler migren ataklarının sıklık ve şiddetini azaltabilir ve migrenin koruyucu tedavisinde faydalı olabilir. Migren ağrılarınız var ise sizi çok fazla yormayacak, düzenli bir aerobik egzersiz programı uygulayabilirsiniz. Bunun yanı sıra hayatınızda migren varsa jogging, yüzme, dans, bisiklet ve tempolu yürüyüş de tercih edebileceğiniz egzersiz seçeneklerindendir.

Migren Depresyona Neden Olur Mu?

Kronik migren ağrıları olan kişilerde depresyon ve anksiyete belirtilerine daha çok rastlanır. Kronik migrenin tanımı ise 3 ay süre ile iki günde bir veya daha sık baş ağrılarına sahip olmanızdır. Migren ağrılarınız kronik olmasa da eğer depresyon ve anksiyeteye sahipseniz bu durum migren ağrılarınızın artmasına neden olur. Migren tedavisinde depresyon ve anksiyetenin de tedavi edilmesi çok önemlidir.

Hangi Besinler Migren Atağına Neden Olur?

Migrene neden olan besinleri peynirler ve tiramin içeren besinler şeklinde özetlenebilir. Tiramin, besin bekletildikçe, proteinlerin yıkılması neticesinde ortaya çıkar. Yıllandırılan yüksek protein içerikli besinlerde tiramin miktarı da artar. Özellikle peynirler ve şaraplar, alkollü içecekler ve işlenmiş etlerin bol tiremin içermesi nedeniyle migrene neden olduğunu söyleyebiliriz.  Hangi peynirler migreni daha çok etkiler sorusunun cevabı olarak ise yüksek tiramin içermeleri nedeniyle; rokfor ve benzeri küflü peynirler (stilton, gorgonzola), çedar, beyaz peynir, mozzarella, permesan, İsviçre peyniri sıralanabilir.

Alkol: Kırmızı şarap, bira, viski ve şampanya migren dostudur. Migren ağrısını çabucak tetikleyebilir.

Gıda koruyucuları: Gıda koruyucuları içlerinde bulunan nitratların damarları genişletmesi nedeniyle migreni tetiklerler.

Soğuk gıdalar: Özellikle vücut ısısının yükseldiği egzersiz, yürüyüş esnasında ya da sıcak havalarda tüketilen soğuk havalar bazı kişilerde migren ağrısına neden olabilir. Özellikle alın ve şakaklarda hissedilen ağrı genellikle birkaç dakika sürer. Ayrıca çok soğukta kalmak da migreni tetikleyebilir.

Bunların dışında migrene iyi gelmeyen gıdalar şöyle sıralanabilir:

Kuruyemişler ve kabuklu yemişler

Tütsülenmiş (smoked) veya kurutulmuş balık

Fırınlanmış mayalı yiyecekler (kek, ev yapımı ekmek, sandviç ekmeği)

Muz, narenciye ürünleri (portakal, mandalina, turunç vb), kivi, ananas, frambuaz, kırmızı erik

Bazı kuru meyveler (hurma, incir, üzüm)

Et bulyon ile yapılmış çorbalar (Gerçek et suyu için geçerli değildir)

Aspartam ve diğer tatlandırıcılar

Kafein Migrene İyi Gelir Mi?

Kafein migrene iyi gelir.  Migren ilacınıza kafein eklemeniz ilaçların baş ağrısına karşı nerdeyse %40 daha fazla etki etmesini sağlamaktadır. Migren ilacı kullanırken kafein içeren ilaçlar kullanıldığında hem daha düşük dozda ilaç kullanıldığı hem de ilacın daha etkili olduğu görülebilir Ancak kafein içeren ilaçların da diğer tüm baş ağrısı ilaçları gibi çok fazla kullanılması rebound baş ağrısına (geri tepme baş ağrısı) neden olur. Ayrıca kafein içeren ilaçlar faydalı olsa da kafein içeren gıdalar tavsiye edilmez. Kahve, çay, meşrubatlar veya çikolata kişiyi rebound baş ağrılarına daha duyarlı hale getirebilir. Migren ilaçlarının tümü doktor gözetiminde kullanılmalıdır. 

Yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.600 karakter kaldı
×

Bu sayfalarda yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir.
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde akittv.com.tr’nin görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır.
Yazılanlardan akittv.com.tr sorumlu tutulamaz.

0 Yorumlar
  • Yeniden eskiye
  • Eskiden yeniye
  • Öne Çıkanlar