Ömer Çelik'ten 'terörsüz Türkiye' mesajı
Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ömer Çelik, bu ay yeni gelişmelerin olabileceğinin altını çizdi.

"Terörün kendini feshetmesi silah bırakması dönüm noktası olacaktır." diyen Çelik, bu ay yeni gelişmelerin olabileceğine dikkat çekerek, "Bir heyet var, onlar neredeyse gün aşırı çalışıyorlar." ifadesinde bulundu.
Ömer Çelik'in gündeme ilişkin açıklamaları:
"BU AY İÇERİSİNDE BU SÜRECİN BELLİ BİR AŞAMAYA GELDİĞİ BİR TAKIM GELİŞMELER OLABİLİR"
İnşallah bu ay içerisinde bu sürecin belli bir aşamaya geldiği bir takım gelişmeler olabilir. Tabi bu süreçlerin belli bir takvimi yok biliyorsunuz. Belli şeylerin olgunlaşmasıyla birlikte bu gündeme geliyor. Tabi bütün bu ziyaret trafiği, bütün bu siyasi partiler arasındaki ziyaret trafiği dahil olmak üzere bütün bunlar şununla ilgilidir. Sonuçta Türkiye bu terörsüz Türkiye hedefine ulaşsın. Terör örgütünün İmralı'dan yapılan çağrıdan sonra kongresini toplaması ve kendisini feshetmesi bir dönüm noktası olacaktır. Silahların bırakılması bu çerçevede bir dönüm noktası olacaktır.
Biraz evvel konuşmam sırasında çizdiğim çerçeve bakımından da bu herkes için bölgeyi terör üzerinden istikrarsızlaştırmak isteyenlerin aleyhine, ama bölgede daha çok dayanışma, daha çok kardeşlik isteyenlerin, Türkiye'nin içinde birlik ve dirliğin pekişmesini isteyenlerin ve yakın coğrafyamızda bahsettiğim kardeşliğin dayanışmanın güçlenmesini isteyenlerin de lehine bir durum ortaya çıkaracaktır.
"PARTİMİZDE CUMHURBAŞKANIMIZIN TALİMATIYLA TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİNİN YAKINDAN TAKİP EDİLMESİ İÇİN KURULMUŞ BİR HEYET VAR"
Biz süreci yakın bir şekilde takip ediyoruz. Partimizde Cumhurbaşkanımızın, Genel Başkanımızın talimatıyla bu terörsüz Türkiye sürecinin yakından takip edilmesi ve bunun siyasi olarak doğru bir şekilde konumlandırılması için kurulmuş bir heyet var. Bu heyet söyleyebilirim ki hemen hemen gün aşırı toplantı yaparak bu süreci yakından takip ediyor.
Dediğim gibi buna Türkiye'nin hem kendi Türkiye açısından hem de bölgedeki dayanışma ve bölgedeki felaket senaryolarının engellenmesi açısından stratejik bir kazanım olarak değerlendiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Bahçeli'nin ortaya koyduğu irade bunu güçlü bir şekilde sahiplenmektedir.
"BURADA İKİ TANE NOKTA VAR"
Bu Dem Parti'nin yaptığı ziyaretler çerçevesinde de burada bütün görüşler açık bir şekilde konuşulmuştur. Buna da doğru siyaset üretmek lazım. Biraz evvel arkadaşımızın sorduğu normal doğum meselesinden işte bu sürece kadar birçok alanda maalesef yalan siyaseti diyebileceğimiz bir takım işlere imza atılıyor. Buradaki esas mesele zaten Türkiye'nin içerisinde uzun zamandır demokrasinin ölçeğini büyüterek herhangi bir şekilde etnik temelli olarak oluşturulmaya çalışılan bütün problemlerin önüne geçilmesi bizim yaklaşımımız baştan beri bu şekildedir. Yani burada iki tane nokta vardır.
Bir tanesi kültürel problemlerin yani gerek etnik alanda gerek mezhebi alanda gerek kimlik alanındaki kültürel problemlerin çözümü tek tek tekil bir şekilde meselelerin ele alınması değil daha yüksek bir perspektiften demokrasinin ölçeğinin büyütülmesi çerçevesindedir.
Bunun da etnik ya da mezhebi ya da kimlikçi birtakım referanslarla değil, demokratik standartların yükseltilmesiyle, yani reform siyasetiyle yapılması lazım. Bölge açısından baktığımızda ise terör örgütlerinin birtakım odaklar tarafından bölgeyi istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerine karşı terör örgütlerinin denklemden çıkarılması ve bölge halkları arasındaki dayanışmanın daha kuvvetli hale getirilmesi. Söz konusu olduğunda, bölgeyi istikrarsızlaştırmaya, yakın bölgenizi istikrarsızlaştırmaya çalışan odakların faaliyetleri de zeminsiz kalacaktır.
"PAPA'NIN SON MESAJI, 'GAZZE'DE SİLAHLAR BIRAKILSIN' İDİ"
ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararından sonra ortaya koyduğu sağ duyulu irade Papa'nın dengeli mesajlarının örneğiydi. Yine son mesajı Gazze ile ilgili oldu. Papa'nın son mesajı, 'Gazze'de silahlar bırakılsın' idi, bu derece hakkaniyetli mesajlardı. Bir kez daha Katolik dünyasına baş sağlığı diliyoruz.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER'İN SAĞLIK DURUMU
Sırrı Süreyya Önder'in de geçirdiği rahatsızlığı sebebiyle son derece üzgünüz. Ehil ellerde tedavisi sürüyor. Biz çok eskiden beri tanışırız ve çok farklı konularda sohbetlerimiz olmuştur. Onu rahatsızlığı bir şekilde mağdur olmuş kesimlere dokunmuş, herkesin hafızasında olduğunu ve takdir edildiğini gösterdi.
"HASTANEDE ORTAK ARKADAŞLARIMIZ OLAN DOKTORLARIN NE KADAR İLGİLENDİKLERİNİ GÖRÜYORUZ"
İnşallah dua ediyoruz, muhterem annesine, kızı Ceren'e ve tüm sevdiklerine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Ne olursa olsun, o umudu ayakta tutan yaklaşımıyla, gülümsemesiyle onu en kısa zamanda aramızda görmek istiyoruz. Dualarımız onunla. Hastanede ortak arkadaşlarımız olan doktorların ne kadar ilgilendiklerini görüyoruz. Onlara da teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Çirkin yaklaşımlar da oldu ama bunların üzerinde durmaya gerek yok. Doğru sözleri büyütmek lazım, kem söz söyleyenleri kendi başlarına bırakmak lazım.
"CUMHURBAŞKANIMIZIN VE BAHÇELİ'NİN ORTAYA KOYDUĞU İRADE VE TARİHİ ÇAĞRIYLA BİRLİKTE YEPYENİ BİR SAYFA AÇILMIŞ DURUMDA"
Kem sözü söyleyenleri kendileriyle baş başa bırakmak lazım. Bu rahatsızlığında da görüldü ki, hemen hemen toplumun bütün kesimleri, esasında bu Terörsüz Türkiye sürecinin de sembol isimlerinden biri olduğu için, bu sürecin başarıya ulaşması için büyük bir gayret ve avucu içerisinde. Kuşkusuz Türkiye'de bu meselelerin tarihine vakıfız ve çok uzun zamandır yapılan tartışmaları biliyoruz.
Geçmişte bazı uygulamalar sebebiyle, Kürt vatandaşlarımız üzerindeki red, inkar ve asimilasyon politikalarını hükümetlerimiz döneminde büyük demokratik reformlara imza atarak biz kaldırdık ve bütün bunun üzerindeki vesayetin kalkması için de çok riskli zamanlarda, çok karanlık zamanlarda tehditlere, siyasi suikast tehditlerine rağmen bu yol Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürüdü.
Geçmişte de önemli adımlar atıldı. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Bahçeli'nin ortaya koyduğu irade ve tarihi çağrıyla birlikte yepyeni bir sayfa açılmış durumda. Özellikle de dünyanın içinden geçtiği kaos ortamı göz önüne alındığında, önümüzde toplumsal birliğimizi derinleştirmenin, demokrasimizin ölçeğini büyütmenin ve bölgenizdeki halklarla, yakın komşularımızdaki farklı halklarla daha çok dayanışma içerisinde olmanın ne kadar kıymetli olduğu herkes tarafından görülüyor.
"HERKESİN BAŞINA BİR TAKIM FELAKET SENARYOLARI GETİRMEK İSTEYEN ÇOK SAYIDA ODAĞIN FAALİYET HALİNDE OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ"
Etrafımızı daha çok kana bulamak isteyen, daha çok kaos çıkarmak isteyen, daha çok bölgede fitne siyaseti yoluyla kendi çıkarlarını garanti altına almak için bölge halklarına dönük olarak ayırt etmeksizin, herkesin başına bir takım felaket senaryoları getirmek isteyen çok sayıda odağın faaliyet halinde olduğunu görüyoruz.
Bütün bu odaklar karşısında Türkiye, bölge halklarına dönük olarak da Türkmenler, Araplar, Kürtler, Sünniler, Şiiler, Aleviler, Nusayriler, Ezidiler hangisi olursa olsun bütün halklara dönük olarak da, bütün etnik gruplara, bütün mezhep gruplarına dönük olarak da bu kardeşlik yaklaşımını ortaya koymak için özellikle Sünni, Şii üzerinden bölgede Türk, Kürt, Türkmen ve Araplar arasında fitne çıkarmaya çalışan değişik odakların faaliyetlerini çok yakinen görüyoruz.
"TÜRKİYE'NİN TERÖR MESELESİNDEN KURTULMUŞ OLARAK İLERLEMESİ GEREKTİĞİNİN EN AÇIK İFADESİDİR"
Devletimiz ve siyasi tecrübemiz bütün bu müktesebata sahiptir. Şimdiye kadar bu geçtiğimiz zamanlar içerisinde defalarca bunlarla mücadele ettik. Bölge halklarının başına felaket getirmeye çalışanlara karşı bu dirayetli duruşu gösterdik. Tabii ki terörsüz Türkiye hedefi öncelikle vatandaşlarımız arasında, vatandaşlarımızın faydasını alacak, geleceğimizin terör yoluyla esir alınmasına karşı, geleceğimiz üzerinde bir takım ipotekler oluşturulmasına karşı Türkiye'nin artık bu sayfayı kapatması gerektiğinin ve önüne o terör meselesinde kurtulmuş olarak ilerlemesi gerektiğinin en açık ifadesidir. Ve bu şekilde bakacağız bu meseleye.
Nihayetinde farklı etnik grupları arasında, ülkemizdeki farklı mezhep grupları arasında, farklılıklar üzerinden değil, kaderdaşlık üzerinden, aynı kaderi paylaşmamız üzerinden, aynı tarihi paylaşmamız üzerinden, tarihdaşlık üzerinden, aynı vatanı paylaşmamız ve vatandaşlık üzerinden ve aynı ortak geleceği paylaşma iradesiyle birlik ve dirlik içerisinde demokrasimizin ölçeğini büyütmek, dış politikadaki etkimizi büyütmek ve Türkiye'yi her alanda, kültürel alandan, savunma alanına kadar her alanda bağışıklık sistemini daha da güçlendirmiş hale getirmek için bu iradeyi bu şekilde sürdürmeye devam edeceğiz.
- Yeniden eskiye
- Eskiden yeniye
- Öne Çıkanlar