Esed rejimi sadece ülkeyi değil ekonomisini de enkaza çevirdi
Suriye'de çöken Beşşar Esed rejimi, yıkılmış ve terör örgütlerinin yuvası haline gelmiş bir ülke yanında, enkaza dönüşmüş bir ekonomi bıraktı.
AA muhabirinin Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler (BM), Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Altın Konseyi ve Ticaret Bakanlığı verilerinden derlediği bilgiye göre, 61 yıllık Baas rejiminin ülke ekonomisine faturası ağır oldu.
Yerinden edilme ve ölçülemeyen ölüm oranlarından kaynaklanan acıların yanı sıra iç savaş ve uygulanmakta olan uluslararası yaptırımlar nedeniyle ülkenin sermaye stoku ve ekonomik faaliyetleri büyük zarar gördü. Ülkede üretim, dış ticaret ve döviz gelirleri azalırken ekonomik göstergeler, bütçe dengesi ve döviz kurlarındaki istikrar bozuldu.
Suriye'nin Gayrisafi Yurtiçi Hasılasının (GSYH) 2010-2020 döneminde yarı yarıya azaldığı tahmin ediliyor. Ülkenin temel gıda maddeleri dahil, ithal mallara bağımlılığının arttığı, yerel endüstriyel ve tarımsal üretimin çöktüğü de çeşitli kaynaklarda yer alıyor. Ülkenin GSYH'sinin 2022'de 37,1 milyar dolar, 2023'te 39,5 milyar dolar olduğu belirlenirken bu rakamın 2024'te 29,3 milyar dolara düşeceği tahmin ediliyor. Söz konusu GSYH, 2010 yılında 60 milyar dolar seviyesindeydi. Kişi başına GSYH 2010'da 2 bin 800 dolar düzeyinden 2022 ve 2023'te 2 bin 100 dolara düştü, bu yıl sonunda 1600 dolara gerilemesi öngörülüyor.
Rejimin mali gelirleri de 2023'te 2022'ye kıyasla reel anlamda yıllık bazda yüzde 35, 2010 öncesine kıyasla yüzde 85 düştü.
İhracat ve ithalatı dibe vurdu
Ülke ekonomisinde önemli yer tutan ve başlıca ihraç ürünü olan petrol üretimi, petrol bölgelerinin rejim dışı güçlerin eline geçmesi sonucu önemli ölçüde azaldı.
Suriye'nin 2007-2011 döneminde dış ticaret açığı yıllık 7 ila 10 milyar dolar aralığında gerçekleşti. Mart 2011'de başlayan karışıklıkların iç savaşa dönüşmesi ve uygulanan uluslararası yaptırımlar nedeniyle ülkenin dış ticareti hızla gerilemeye başladı. 2010'da yaklaşık 29 milyar dolar olan dış ticaret hacmi, 2023'te 4 milyar dolara geriledi.
Ülkenin ithalatı ise 2010'da 17,6 milyar dolar seviyesinden 2023'te 3,4 milyar dolara inerek adeta dibi gördü.
Böylece Suriye, 2023'te 650 milyon dolarlık (yüzde 40 azalan) ihracatla dünyada 176'ncı ve 3,4 milyar dolarlık (yüzde 34 azalan) ithalatla 163'üncü sırada geldi.
Suriye'nin dünyaya ihracatında en önemli ürünleri arasında zeytinyağı, kalsiyum fosfat, pamuk, baharat, konserve sebze, dökme demir hurdası, kabuklu meyveler, buğday, ithalatında ise ayçiçeği yağı, buğday unu, petrol yağları, hayvan yemi, pirinç, şeker, çimento, çay, elektrik enerjisi ve inşaat demiri yer alıyordu.
İşsizlik ve enflasyon zirveyi gördü
Suriye nüfusu 1990-2011 yıllarında hızla artarak 22 milyona yaklaşmıştı. Son tahminler nüfusun 18,5 milyon olduğu yönünde. Ülkede yaşanan iç savaş ekonomik faaliyetleri büyük ölçüde sekteye uğratırken istihdamda da ciddi kayba yol açtı. Ülkede işsizliğin yüzde 57 seviyelerinde olduğu tahmin ediliyor.
Suriye lirası (SYP) 2011-2023 döneminde dolar karşısında 270 kat değer kaybederken bu durum ülkedeki enflasyonu daha da körükledi. Enflasyon 2022'de yüzde 64'e yaklaşırken geçen yıl yüzde 141'e yükseldi. Bu yıl ise enflasyonun yüzde 95,1 ve gelecek yıl yüzde 69,4 olması bekleniyor.
Altın ve petrol rezervlerinde net veri yok
Suriye, altın ve petrol rezervleriyle Orta Doğu'da öne çıkan ülkeler arasında yer alıyordu. Ülkede 2011'de altın rezervleri 25,8 ton olarak belirlenmişti. Bu rakamın iç savaşın ve Esed rejiminin düşüşünden sonra da aynı kaldığı tahmin ediliyor. Ancak ülkede döviz rezervlerine ilişkin net veri bulunmuyor.
Bir zamanlar Doğu Akdeniz'in en büyük petrol ihracatçısı konumundaki Suriye, çatışmaların başlamasından bu yana petrol üretiminde yaşanan keskin düşüş nedeniyle bu alanda ithalatçıya dönüştü.
Ülkede iç savaş öncesi günlük 383 bin varil olan petrol üretimi, geçen yıl günlük 90 bin varile kadar düşerken rejim, terör örgütü PKK/YPG'nin bazı bölgelerde işgaline izin vererek buradaki petrol gelirlerinden de mahrum kaldı.
Suriyelilerin hakkı gasbediliyor
Petrol rezervinde halihazırda Deyrizor'da Ömer, İzbe, Tenek ve Koniko ile Haseke'de Süveydiyye ile Rumeylan, PKK/YPG'nin işgalinde bulunan en büyük petrol ve gaz sahalarının başında geliyor.
Petrol rezervlerinin ülkenin kuzeydoğusunda yoğunlaştığı Suriye'de, 2011 yılında, Petrol ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre günlük 386 bin varil petrol üretiliyordu. Terör örgütü ise işgal ettiği bölgelerde günlük en az 150 bin varil petrol çıkardı.
ABD yönetimi Esed rejimine Sezar yaptırımları olarak bilinen müeyyideleri yürürlükte tutmasına karşın stratejik ortağı PKK/YPG elindeki ham ve işlenmiş petrolün en büyük kısmını rejim bölgesine satıyordu. Terör örgütünün Esed rejimine ve Irak'ın kuzeyine sattığı petrolden yıllık elde ettiği gelir 1,2 milyar doların üzerine çıkıyordu. Yapılan hesaplamalara göre terör örgütü, Suriyelilerin her yıl 2,5 milyar dolarlık petrolünü gasbetmiş oluyordu.
Doğrudan yabancı yatırımlar azaldı
Suriye iç savaş öncesinde ihracat ve yatırımlar açısından Orta Doğu'nun en dinamik pazarlarından biri haline gelmişti. Serbest piyasa ekonomisine geçiş yolunda atılan adımlar ve artan petrol gelirleri, Suriye ekonomisinin hızla büyümesine katkıda bulunmuş, böylece ülke pazarında yabancı firmalar için pek çok iş imkanı açılmıştı. Gelişen petrol ve doğal gaz sanayi, altyapı projeleri ve tüketim mallarına yönelik talep artışı yabancı firmaların Suriye'yi cazip bir pazar olarak görmelerini sağlamıştı. Ancak, 2011'de başlayan çatışmalar yabancı yatırımların durmasına yol açtı.
OSB'ler ve serbest bölge planları
Suriye'de Tartus, Lazkiye Limanı, Lazkiye, Halep, Adra, Şam, Şam Uluslararası Havalimanı, Alyaroubuia, Homs, Tartus Limanı ve Deir al-Zour'da 11 serbest bölge bulunuyor. Yakın zamanda İdlib'de de bir serbest bölge kurulması planlanıyor.
Ülkede yabancılar belirlenmiş olan OSB'lerde yüzde 100 kendi sermayeleriyle şirket kurabiliyor. Bu bölgelerde teşvik kapsamına giren projelere 5 yıl vergi muafiyeti tanınıyor.
Tarım arazileri azaldı
Suriye ekonomisinin tüm alanlarında görülen düşüş tarıma da yansıdı. Ülkedeki ekili araziler iç savaş öncesine göre yüzde 25 azaldı.
Dünya Bankası raporunda, çiftçilerin tohum, gübre, yakıt ve makine yedek parçaları gibi ürün yetiştirmek için gerekli girdilere erişiminin zorlaştığına ve bu durumun tarımsal üretimi daha da azalttığına işaret edildi.
Uyuşturucu trafiği
PKK/YPG terör örgütünün de etkisiyle Suriye, uyuşturucu trafiğinin merkezi yerlerinden birine dönüştü. Örgüt, özellikle son derece bağımlılık yaratan "captagon" adı verilen yasa dışı uyuşturucunun önemli bir üreticisi ve satıcısı haline geldi.
Dünya Bankası, Suriye'de üretilen "captagon"dan elde edilen gelirin 2020 ile 2023 yılları arasında 5,6 milyar dolara kadar ulaştığını belirtti. Suriye'deki captagon satışından örgütün yılda 1,8 milyar dolara kadar kar sağladığı raporlara yansıdı.
- Yeniden eskiye
- Eskiden yeniye
- Öne Çıkanlar