‘Kabir’ ile ‘mezar’ kavramları arasındaki fark nedir?
Her canlı ölümü tadıcıdır. Ahiret yurdunun ilk durağı da kabirdir. Kabir hayatı ise haktır. Bu alemin de manevi olarak cennet bahçelerinden bir bahçe ya da cehennem çukurlarından bir çukur olacağı Hadis-i Şerif'te bildirilmiştir.
"Kabir" kelimesi, gömmek manasında (قبر) filinin masdarıdır. Kabr (çoğulu kubur) isim olarak kullanılır.Makber (çoğulu mekabir) olarak ismi zaman ve mekânı vardır."Mezar" ise Arapça kökenlidir ve ismi zaman ve mekandır. Z-R (زار) fiiliden ziyaret edilen yer, ziyaretgâh manasındadır.
Mezar veya kabir, bu dünya ile ahiret / berzah arasında açılan bir kapıdır. Bu kapının dünyaya bakan veçhine mezar, ahirete / berzaha bakan veçhine ise kabir denilebilir. Bu cihetle aşağıdaki pasaj çok manidardır.
Ayrıca bu kapının maddi boyutuna mezar, manevi boyutuna da kabir denilebilir. Başka bir deyişle cesede nispeten mezar, ruha nispeten kabir denilebilir. Nitekim kabirde azap çeken ruhtur. Cesed ise çürür. Ruh cesetle alakadar olduğu için müteessir olabilir. Bunun için kabir azabı, kabir suali denilir ama mezar suali, mezar azabı denilmez.
Ayrıca ismi mekân olan mezar, dünyadan bedenle ziyaret edilir. Onun için mezar taşı, yazısı vb. kavramlar daha çok kullanılır. Bu da maddi boyutuna bir vurgudur. Kabirdeki ruhlara nispeten ise ehli kubur denir. Kabir ehliyle ise ruh ve keşf ile görüşülebilir. Bu da manevi boyutuna bir vurgudur.Ayrıca bunların birbirleri için kullanılabileceğini gösteren çok deliller vardır. Mesela aşağıdaki ayetlerde mezar manası, kabir olarak ifade edilmiş;