Yüksek yargıdaki kriz sürüyor: Darbe değil, görüş farkı var!
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yargıda yetki krizi gündemine ilişkin yaptığı açıklamada, Yargıtay ile AYM'nin görüş farklılığının, darbe ile ilişkilendirilemeyeceğini vurguladı.
Türkiye'nin gündem maddelerinden biri de 'Yargıda yetki krizi'... Konuyu bir kez daha değerlendiren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Yargıtay ile AYM'nin arasında görüş farklılığı olduğunu vurgulayarak, olayın başka noktalara çekilmemesi gerektiğini aktardı.
Özgür Özel'in 'Darbe' çıkışına bir yanıt veren Bakan Yılmaz Tunç, "Darbe söz konusu değil, iki mahkeme arası görüş farkı var." açıklamasını yaptı.
"Mahkemeler arası görüş farkını ortadan kaldırmak TBMM yetkisinde"
İşte Yılmaz Tunç'un o açıklaması; "14. Maddede belirtilen terör suçları kapsam dışında mıdır değil midir? Yargıtay dışındadır diyor, AYM farklı uygulaması nedeniyle yorum yoluyla tartışılır hale geldi. İki farklı görüş var. CHP’nin yeni seçilen genel başkanı ile komisyonlarda çalıştık. Askerliğimizi de beraber yaptık. Yakışıksız ifadeleri var. Bunlar sorumsuzca yapılan ifadeler. Yorumlarına katılmıyoruz. Darbe söz konusu değil. Bu millet darbeyi çok iyi biliyor. 15 Temmuz darbe kalkışmasına kimin kontrollü darbe dediğini iyi bilir. İki yüksek mahkeme arasındaki görüş farkını ortadan kaldırmaya yönelik hususlar TBMM’nin yetkisindeki hususlar. Bunlar konuşularak çözülecek hususlar. Tartışılır ve net çözüm bulunur."
Bakanın açıklamasından geri kalan satır başları;
"Tartışma burada çıkıyor"
"Anayasa, dokunulmazlık kapsamı dışındadır diyor. Yargıtay da bu görüşte. Anayasa Mahkemesi ise şunu söylüyor; Anayasa'nın 14. Maddesine atıf yapılan bu suçlar belirli değil diyor. Devletin güvenliğine ilişkin suçların tek tek sayılması gerekir diyor. Yargıtay da, bu suçlar kanunla belirlenir dediği için Anayasa'nın 14. Maddesinin son fıkrası, bu suçlar belirlidir zaten, kanunla düzenlenmiştir diyor. Türk Ceza Kanunu'nun devletin güvenliğine ilişkin suçlar tek tek yazılmıştır ve bu kapsamda dokunulmazlık kapsamının dışındadır diyor. Tartışma burada çıkıyor."
"Bu suçlarda soruşturma geçmişte de yapılmıştır"
"Seçimden önce soruşturması başlamış olması kaydıyla Anayasa'nın 14. Maddesinde belirlenen terör suçları dokunulmazlık kapsamı dışında mı değil mi? Yargıtay "dokunulmazlık kapsamı dışındadır" diyor. Bu suçlarda soruşturma geçmişte de yapılmıştır. Meclis'te kesin hükümler okunarak milletvekillikleri daha önce düşürülmüştür. Uygulama bu yöndedir fakat son bir kaç karardan sonra Anayasa Mahkemesi'nin farklı uygulaması nedeniyle, Yargıtayımız, Anayasa'nın 14. ve 83. Maddeleri yorum yoluyla uygulanamaz hale gelmiştir diyor. O nedenle Anayasa ihlali vardır diyor. İki yüksek mahkememizin bir görüş farkı var burada. Bu görüş farkından yola çıkarak bunu farklı noktalara çekmenin hiçbir anlamı yok."
Ne olmuştu?
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) milletvekili seçilen Gezi Parkı davası sanığı Can Atalay'ın Anayasa Mahkemesince (AYM) verilen hak ihlali kararına ilişkin yeniden yargılanması ve tahliyesi kararına uyulmamasını kararlaştırdı.
Ayrıca kararın örneğinin TBMM'ye gönderilmesine ve ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Bu adımdan sonra muhalefetten büyük tepki yükseldi. Alt mahkemenin AYM'yi yok saymasının, anayasal düzene darbe olarak değerlendirenler 'Hukuk darbesi' çıkışı yaptı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin kararını göstererek, "Karar, öyle tartışılacak bir karar değil. Bu karar düpedüz bir darbe girişimi." dedi.
"Taraf değil, hakem konumundayız"
Bir diğer yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuya ilişkin açıklamasında ise çıkan bu krize ilişkin hiçbir kurumun eleştirilemez olmadığını belirterek başladı.
Aynı zamanda "Bu tartışmada taraf değil hakem konumundayız." çıkışını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, meseleye muhakkak bir hal yolunun bulunacağının da altını çizdi.