Elmalı'da sempozyum: 'İklim değişikliği birlikte mücadele gerektiriyor'

“Elmalı Bölgesel İklim Değişikliği ve Çevre Sorunları” Sempozyumu Elmalı Vakfı, İTÜ ve Elmalı Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleştirildi. Sempozyumun açılış konuşmasını Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk yaptı. Öztürk konuşmasında, “Şunu unutmamalıyız ki belediye olarak attığımız adımlar tek başına yeterli olmayacaktır. İklim değişikliği ile mücadelede toplumun tüm kesimlerinin işbirliği hayati önem taşımaktadır. İklim değişikliği sadece bir çevre sorunu değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve politik bir meseledir. Çözüm üretirken sosyal adaleti gözönünde bulundurarak herkes için daha yaşanabilir bir şehir inşaa etmeliyiz.” ifadelerini kullandı.

HUKUKİ AÇIDAN ELMALI’YI NASIL KORURUZ?

Sempozyum Elmalı Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Yargıtay Onursal Başkanı ve 8. Ceza Dairesi üyesi Ali İhsan Öztekin’in konuşması ile başladı. Öztekin konuşmasında şunları söyledi:

“Sempozyumdaki konular günübirlik geçiştirilemeyecek bir konu. Buralar kadim bir toprak. Likya döneminden, milattan önceden bugüne kadar gelen bir başkent. Teke yöresi sancak bölgesi. kendi kendine yeten tarım havzası, kültürü, medeniyeti olan bir yer. Sadece toprağı değil manevi yönleri de olan bir yer. Sinan-ı Ümmü, Vahab-ı Ümmü, Abdal Musa Eroğlu, Hamdi, Yazır’ı, İbrahim Elmalılı’sı olan bir yer. Tarım çeşitliliği bakımından belki de Türkiye’nin önde gelen bölgelerden birisi. Elmalı Vakfı’nın kuruluşunda emeği geçen bir avuç kişi bir hareket başlatalım dedik. Aylarca neler yapabiliriz diye dert yaptık. Tüm Elmalı’nın dertlere ortak olması gerektiği kanatiyle girişimde bulunduk.

Benin konum hukuki açıdan Elmalı’yı nasıl koruruz, Anayasal koruma nedir? Elmalı’yı biz tüzel kişilik olarak temsil edebiliriz. Bizim dava açma haklarımız var. Hukuksal haklarımız var. Kuruluş tüzüğünde Elmalı’nın kültürünü, toprağını, yeraltı, yerüstünü korumak için dava açma hakkımız var. Anayasa’nın 44. maddesi var. Mera kanunu var. Çevre ile ilgili anayasanın diğer maddeleri var. Bizim idari ve adli mercilerde dava açarak Elmalı’ya karşı toprağına, suyuna, kültürel değerlerine yani antik değerlerine karşı yapılan her türlü olumsuzlukta sizlerin desteği ile ancak sahip çıkarak biz bir yola girebiliriz. Hukukla biz güçlü olabiliriz. Devlet kanun yapmış, mera, orman, tarım kanunları demiş. Bunlara tecavüz varsa, ormana tecavüz varsa, tarıma, çevreye tecavüz varsa ona karşı ne yapılacağı konusunda kanun bize o yetkiyi vermiş. Yeter ki biz o yetkileri kullanalım. Biz yeterki birlik ruhumuzu genişletelim.”

PROF. DR. BÜLENT ARIKAN: KÜLTÜR AÇISINDAN ÇOK ZENGİN BİR BÖLGE

İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Entitüsü’nden öğretim üyesi - Arkeolog Prof. Dr. Bülent Arıkan, Elmalı’nın tarihi ile ilgili geniş bir bilgi verdi. Fahri olarak Elmalılı olduğunu ifade eden Arıkan, “Hacımusalar Höyük kazılarında öğrenci olarak geldim. 2022 yılından itibaren de kazı başkanı olarak bu görevimi sürdürüyorum. Hacımusalar Höyüğü’nde ortaya çıkarmaya çalıştığımız bir manastır, inanç kompleksi var. Bu kompleksin her yerde olmadığını biliyoruz. Kazı sezonunda, Temmuz - Ağustos - Eylül aylarında kazı ziyarete açık. Biz orada çalıştığımız müddetçe halkımızdan gelip bizim çalışma günümüz ve saatleri dahilinde ziyaret edebilir. Kazılar 1994 yılında başladı ama esasen hızlanarak devam etmekte. Bizim teşhis ettiğimiz erken tunç çağı köyümüz 5 bin yıl öncesine ait, ondan sonra büyük bir demir devri yerleşkemiz var 2600 yıl öncesine ait ve ondan sonra da Roma döneminde bir yukarı şehre sahip burası idari bir merkez olarak kullanışmış bir alan var. Daha sonra da manastır ve klise dediğimiz iki büyük bizans yapısı var. Bizans yapıları bize inaç merkezi olduğunu gösteriyor. Yaz aylarında yayla olarak inanç çalışmalarını burada sürdürüyorlarmış.” dedi.

HAYRİ DUMAN: ELMALI’DA 2400 ÇEŞİT BİTKİ VAR

Gazi Üniversitesi Biyoloji ve Ekoloji Bölümünden Prof. Dr. Hayri Duman, 90'lı yıllarda Elmalı’da çok kez geldiğini ifade ederken, “ Elmalı’da özellikle 90'lı yıllarda sıkça ziyaret ettiğim yörelerden birisiydi. Bir şehrin ilçenin din açıdan çeşitliliği varsa bilinki diğer açılardan da zenginliği beraberinde getirir. Elmalı’nın bitki açısından zenginliği zaten biliniyor. Doğal bitkiler açısından bir kaç rakam vererek konuya başlayayım. Türkiye’de 12 bin farklı doğal bitki türü var. Türkiye’nin en bitki çeşitliliği açısında en zengin ili Antalya. 12 bin bitkinin 3200'ü Antalya’dadır. Antalya sadece turizmin başkenti değil, biyo çeşitliliğin de başkenti, tarımında başkenti. Elmalı özeline geldiğimiz zaman 3200 bitkinin 2400 civarında bitki Elmalı’da var. Özellikle Elmalı’nın güneyindeki Çığlıkara bölgesi, kızlar sivrisi, susuzdağ gibi yöreler hayal edemeyeceğiniz kadar zengin. Elmalı’dan alan en az 10 tane doğal bitki türümüz var. Bunlardan bir tanesinin adı Elmalı Kuşkonmazı. Diğer adı da Kırgınotu. Bu bitki Elmalı’daki Avlan gölü, Karagöl varken o iklim şartlarında kendine yaşam alanı bulmuş sadece dünyada Elmalı’da yaşamını sürdüren bir kuşkonmaz bitkimizdi. Şimdi popülasyonu tespit edilemedi.” diye konuştu.