Ersin Tatar'dan net mesaj: Buna izin vermeyiz
Terör örgütü EOKA'yı anan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis'e tepki gösteren KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, "Her ne pahasına olursa olsun, halkımızı o katliam ve vahşet dolu günlere geri döndürmeyeceğiz, Rum terörünün insafına terk etmeyeceğiz. Devletimizden, egemenliğimizden, özgürlüğümüzden, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü ile Türk askerinden asla vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, terör örgütü EOKA’nın 1 Nisan 1955'te silahlı eylemlere başlamasının 66. yıl dönümünde yaptığı açıklamaları kınadı.
Tatar, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Rum liderinin 1 Nisan’ı "Kıbrıs Helenizmi’nin en görkemli günlerinden biri" olarak nitelemesini eleştirerek, "Anastasiadis’in terör örgütü EOKA’nın 1 Nisan 1955 tarihinde silahlı eylemlere başlamasının 66. yıl dönümünde yaptığı açıklamalar Rum zihniyetinin değişmediğini bir kez daha gözler önüne sermiştir." ifadelerini kullandı.
Rum liderin açıklamalarında EOKA teröristlerine hayranlık ve saygı duyduğunu belirtirken, Kıbrıs’ı yeniden birleştirmek için mücadeleye devam edeceklerini ifade ettiğini aktaran Tatar, "Anastasiadis, 1 Nisan 1955 tarihinde EOKA’nın bombalar ve silahlarla terör eylemlerine başlamış olduğunu ve Kıbrıs’ı kan gölüne çevirdiğini unutmuşa benziyor. Terör örgütü mensuplarına ‘hayranlık ve saygı duyduğunu’ açıklaması oldukça dikkat çekici ve ürpertici." değerlendirmesinde bulundu.
EOKA'nın Rum liderliği, Rum Ortodoks Kilisesi ve Yunanistan tarafından organize edilip desteklenen bir terör örgütü olduğunu anımsatan Tatar, "Bunun kanıtları ve belgeleri de ortadadır. Dağıttığı ilk bildirilerde ‘İngilizlerden sonra sıra Kıbrıs Türklerine gelecektir, Kıbrıs Türklerini silah zoruyla bu adadan kovacağız, gitmeyenleri de yok edeceğiz’ diyen EOKA bir terör örgütüdür. 1955- 1958 döneminde köylerimizi yakıp kavuran, yüzlerce savunmasız insanımızı katleden EOKA bir terör örgütüdür. 1963-1974 döneminde Akritas Planı doğrultusunda Kıbrıs Türk halkına yönelik katliam ve soykırım uygulayan EOKA bir terör örgütüdür. Kumsal, Ayvasıl, Arpalık, Gaziveren, Baf, Mağusa, Atlılar, Muratağa, Sandallar, Taşkent ve diğer katliamlar da bunun kanıtıdır. Bunları da unutmamız mümkün değildir." ifadelerini kullandı.
"Güney Kıbrıs'ta Türk düşmanlığı yoğunlaşıyor"
Son günlerde Güney Kıbrıs’ta Türk düşmanlığının yoğunlaştığına, güneydeki Türklere ait camiler ile dini ve kutsal mekanlara yönelik saldırıların arttığına, buralarda ‘Türklere ölüm’ sloganları atıldığına, ayrıca terör örgütü anısına pullar bastırılıp Rum okullarına Enosis mücadelesini simgeleyen beyaz haçlı bayraklar asıldığına dikkati çeken Tatar şöyle devam etti:
"Tüm bunlara rağmen, Anastasiadis ‘Kıbrıs’ı yeniden birleştirme’ hedefinden bahsetmektedir. Bunun anlamı ise Kıbrıs’ı bir Helen adasına çevirmek ve Kıbrıs Türk halkını azınlık yaparak, Rum devletine yamalamaktır. Ama bunu başarmaları mümkün değildir ve bu bir hayalden öteye de gidemez. Geçmişte buna karşı nasıl direndiysek, yine direneceğiz ve direnmeye devam edeceğiz. Halkımızı Rum’un azınlığı yapmayacağız."
Anastasiadis ile Rum liderliğinin Türkiye’nin Kıbrıs'taki garantörlüğün kaldırılması ve Türk askerinin adadan uzaklaştırılmasını talep etmelerinin ana sebebinin Kıbrıs Türk halkını savunmasız ve korumasız bırakarak 1974 öncesine dönülmesini sağlamak olduğunu vurgulayan Tatar, "Her ne pahasına olursa olsun, halkımızı o katliam ve vahşet dolu günlere geri döndürmeyeceğiz, Rum terörünün insafına terk etmeyeceğiz. Devletimizden, egemenliğimizden, özgürlüğümüzden, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü ile Türk askerinden asla vazgeçmeyeceğiz." görüşünü dile getirdi.
"Türk Mukavemet Teşkilatı savunma örgütüdür"
Cumhurbaşkanı Tatar, Anastasiadis’in Türk Mukavemet Teşkilatı’nı (TMT) "terör örgütü" olarak nitelemesine ise, "TMT bir saldırı örgütü değil, bir savunma örgütüdür. Terör örgütü EOKA’nın saldırılarına karşı Kıbrıs Türk halkını korumak için kurulmuştur. EOKA terör örgütü gibi savunmasız insanları, kadınları, çocukları, yaşlıları katletmemiş, katliam ve soykırım uygulamamıştır. TMT, sadece Kıbrıs Türk halkının varlığını, namus ve haysiyeti ile insanca yaşama hakkını savunmuştur. Ve eğer TMT olmasaydı, Kıbrıs’ta ikinci bir Girit faciası yaşanacak, bir tek Türk bile sağ bırakılmayacaktı. Bu nedenlerle TMT kurucularına ve TMT’nin kahraman neferlerine minnet borcumuz vardır." sözleriyle yanıt verdi.
Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir anlaşmaya varılmasının ancak Kıbrıs’ta yaşanan gerçeklerin herkes tarafından kabul edilmesiyle mümkün olabileceğine işaret eden Tatar, şunları kaydetti:
"Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’e tavsiyem Kıbrıs’ta yaşanan gerçekleri çarpıtmaması, Kıbrıs’ı kan gölüne çeviren EOKA gibi terör örgütlerini sahiplenmemesi, gerçek dışı iddialarda bulunmaması ve Kıbrıs Türk halkının bağrından doğan TMT’nin adını bir kez daha ağzına almamasıdır."